30/03/2025 | Yazar: Alican E
Alican E. hazırladı: Öğrenciler, feministler, lubunyalar bu bayramı cezaevinde geçiriyor.

Tıklayın-Geçen hafta: Kaos haftalık gündem
Polis şiddeti, günlerce süren gözaltılar, cezalandırılmanın eşiğindeki LGBTİ+’lar
23 Mart’ta, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk iddiası ile tutuklanmasının ardından sokak direnişi geniş katılımla güçlendi. Buna karşın, iktidarın cevap olarak gördüğü polis şiddeti ve cezalandırma siyaseti çığırından çıktı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgiye göre, 27 Mart itibarıyla 1.879 kişi gözaltına alındı ve 260’sı tutuklandı. Yerlikaya, 662’i kişinin işlemlerinin ise devam ettiğini söyledi.
Hafta boyunca gerçekleştirilen şafak baskınları ile çoğu öğrenci, yüzlerce kişi gözaltına alındı. Öğrencilerin kampüste çimlere oturup şarkı söylediği buluşmalar bile baskın ve gözaltı ile sonuçlandı. Uzun gözaltı sürelerinin sonunda gelen tutuklamalar için mitingte “Kayyıma Hayır!” pankartı taşımak bile yetti.
Tutuklamaların yanı sıra, gözaltı sürecinde polisin cinsel saldırısına maruz kalan kadınların ifadeleri ve polis şiddetine maruz kalmasına rağmen tedaviden mahrum bırakılan mağdurların yaşadıkları kamuoyuna yansıdı.
Günlerdir süren şiddet sarmalında, sıra elbette LGBTİ+’lara da geldi. Onlarca aktivist gözaltına alındı, bazıları tutuklandı.
İzmir’de 22 Mart’ta, sabah baskını ile gözaltına alınanlar arasında üniversiteli LGBTİ+ örgütü Direnişin Renkleri’nden aktivistler de vardı. 4 gün süren gözaltının ardından, Direnişin Renkleri’nden Oğuz tutuklandı. İzmir Onur Haftası Komitesi, Oğuz’un uydurma gerekçelerle tutuklandığına dikkat çekti ve ekledi: “LGBTİ+fobik yasa tasarısını önümüze sürenler, sopa olarak hapis cezası gösterenler, ekonomik-politik krizlerinin üstünü kapatmak için yaşamlarımızı hedef alanlar; bizler cezaevlerine gönderilerek, kırıla kırıla yılmayız, olsa olsa çoğalır sizden hesap sorarız.”
Yine İzmir’de, 20 Kasım Nefret Suçlarıyla Mücadele Derneği, kurucularının da arasında olduğu mücadele arkadaşlarından 5’inin, hukuksuz gözaltında tutulduğunu duyurdu.
Bursa’da ise feminist harekette örgütlü LGBTİ+ aktivisti Yusuf, 26 Mart’ta gözaltına alındı. Özgür Renkler Derneği, Yusuf’un üç gün boyunca hukuka aykırı bir şekilde alıkonulduğunu ve anayasal haklarını kullandığı için tutuklandığını açıkladı.
Bir tutuklama kararı da İstanbul’dan: Direnişin Renkleri, arkadaşları Meryem’in uydurma gerekçelerle hapsedildiğini duyurdu.
Ankara’da ise 28 Mart’ta yapılan ev baskınlarında, Pembe Hayat ve Sağlıkta Genç Yaklaşımlar derneklerinde yönetim kurulu üyeliği yapan Boran Mergen gözaltına alındı. Boran, adli kontrol tedbiri ile serbest bırakıldı.
Aynı gün, bu kez İstanbul’dan üç gözaltı haberi geldi.
Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD), eski çalışanlarından Zarife Akbulut’un sabah baskınlarda gözaltına alınanlar arasında olduğunu duyurdu. İstanbul’da gözaltına alınan bir diğer isim, trans aktivist Yusuf oldu. İstanbul Trans Onur Haftası Komitesi sosyal medyadan yayınladığı mesajda, Yusuf’un Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten gözaltına alındığını duyurdu. Zarife ve Yusuf, 29 Mart’ta adli kontrol tedbirleri ile serbest kaldı.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin LGBTİ+ öğrenci topluluğu Kuir Yıldız ise mücadele arkadaşlarından birinin gözaltında olduğunu duyurdu. Topluluk, haksız yere alıkonan arkadaşlarının bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyor.
“Ne işi var?” denen LGBTİ+’lar, meydanlarda “Rak rak!” yürümeye devam etti
15-21 Mart haftasında olduğu gibi LGBTİ+’lar yine, nefret siyasetine rağmen alandaydı. Çanakkale’den İzmir’e, Ankara’dan İstanbul’a pek çok şehirde LGBTİ+’lar, bayrakları ve sloganları ile adalet taleplerini haykırmaya devam etti.
Meydanlarda her gün açılan LGBTİ+ bayrakların yanı sıra, 25 Mart’ta Ankara’da kadınlar ve LGBTİ+’lar, Ankara Feminist Gece Yürüyüşü Komitesi’nin ve Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla sokaktaydı. Yüksel Caddesi’nde toplanan kadınlar ve LGBTİ+’lardan oluşan kortej, sloganlar ve alkışlarla Ziya Gökalp Caddesi’ndeki protestoya katıldı. Eylem alanında gökkuşağı ve trans bayrakları açan LGBTİ+’lar, “Kadınlar, lubunlar barış istiyor”, “Dünya yerinden oynar, lubunlar özgür olsa”, “Translar ölürken polis neredeydi?” sloganları attı. Yerel seçimde TİP Çankaya Belediye Başkanı Adaylığını koyan, gazeteci İrfan Değirmenci de LGBTİ+ kortejine katıldı.
Hafta boyunca tekrar tekrar hatırlatıldı: “LGBTİ+ Blok Burada!”. Direnişin Renkleri’nin paylaştığı mesaj ile Gezi Parkı eylemlerinin en güçlü bileşenlerinden olan LGBTİ+ hareketinin, o günden bu yana sokakta olduğu ve hiçbir yere gitmediği vurgulandı. Öte yandan, Türkiye İşçi Partisi’nde (TİP) örgütlenen LGBTİ+’lar, İmamoğlu protestolarının İstanbul ayağındaki gökkuşağı eksikliğini gidermek için alandaydı: “Saraçhane’de gezen LGBTİ+’ların hayaleti iktidarı tir tir titretsin!”
LGBTİ+’lar, İmamoğlu protestoları sırasındaki adalet arayışında hem nefret siyaseti ve cezasızlık yüzünden verdiği kayıpları hatırlattı bir yandan arkadaşlarının hatırasını yaşattı: “Katlettiğin lubunyalar da burada!” / “Boysan ve Zeliş yaşıyor!”
İki haftadır süren sokak eylemlerindeki LGBTİ+ görünürlüğüne rağmen, LGBTİ+’ların alanda yaşadığı güvenlik sorunları da hafta boyunca dillendirildi.
Cumhuriyetçi Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, geçen haftaki “cinsel tercih” açılımının üzerine Saraçhane’de yeniden gökkuşağı vurgusu yapması yüreklendirici görünse de sokakta karşılığının olmadığı anlar yaşandı. Bir ODTÜ öğrencisi, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal’a Özel’in sözlerinin kendisini korumadığını, alanda lince maruz kaldığını söyledi. Çeşitli siyasi grupların, kadınları ve LGBTİ+’ları alandan uzaklaştırdığına, protestolardaki gökkuşağı yokluğuna ya da LGBTİ+ bayrağı açmaya yönelik kaygılara dair pek çok deneyim medyaya yansıdı.
Öte yandan, protestoların cinsiyetçi diline yönelik eleştiriler de sıklıkla paylaşıldı. LGBTİ+’lar ve kadınlar, gösterilerdeki ırkçı, cinsiyetçi, fobik ve militarist sloganları eleştirmeye ve küfür etmeden de öfkeyi dile getirmenin mümkün olduğunu hatırlatmaya devam etti: “Küfürde değil, direnişte yankılanıyoruz!”
HTŞ’nin LGBTİ+’lara yönelik işkenceleri sürüyor
Esad rejiminin düşmesinin ardından Suriye’de geçici hükümeti kuran Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm (HTŞ), azınlıkları hedef alan saldırılarına devam ediyor. Bir yandan Alevilere yönelik işkence ve katliam sürerken, transların da canı tehlikede.
Gazeteci Rami Jarrah, Suriye’deki transları hedef alan devlet destekli şiddetin sürdüğünü duyurdu. İşkenceye maruz kalmış bir trans kadının fotoğrafını paylaşan gazeteci, kadının Şam’da tutuklandığını bildirdi.
Şubat ayında KaosGL.org’un ulaştığı Suriyeli kaynaklar, HTŞ’nin sene başından beri LGBTİ+’ları tutukladığını ve işkenceye maruz bıraktığını açıklamıştı. Yeni yönetimin IŞİD yöntemlerini kullandığı, alıkoyduğu LGBTİ+’lara işkence ederek başka LGBTİ+’ların isimlerini vermesini istediği biliniyor.
Bu hafta da değişen bir şey yok: Dünya liderlerinin hedefinde LGBTİ+’lar var
İtalya’da, hükümetten LGBTİ+ karşıtı bir adım daha geldi. Aşırı sağcı Meloni liderliğinde hükümet, okullarda cinsiyet açısından kapsayıcı sembollerin kullanılmasını yasakladı. Kararda, İtalyanca dilbilgisi ve yazım kurallarına dahil edilen cinsiyetsiz dilin de önüne geçilmek istendiği ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önce İtalya Başkanı Meloni’yi arayarak “LGBT savunucuları karşısında aile değerlerini ön plana çıkaran”, “aile kavramına destek veren yaklaşımı” için teşekkür etmişti.
Kilometrelerce ötedeki Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, bu haftayı da boş geçmedi ve trans karşıtı nefret siyasetini körüklemeye devam etti. Transfobik politikalarını dillendirmek için Kadın Tarihi Ayı’nı kullanan Trump, 26 Mart’ta Beyaz Saray’da yaptığı konuşmasında, eski başkan Joe Biden’ın kadınlık kavramını ortadan kaldırmaya ve yerine “radikal toplumsal cinsiyet ideolojisini” yerleştirmeye çalıştığını iddia etti. Transların, sadece kazanımlarına değil var oluşlarına da kasteden Trump yine nefret söylemine başvurdu:
“Kaç tane ameliyat olursanız olun ya da ne kadar iğne vurulursanız vurulun, eğer vücudunuzun her hücresinde erkek DNA’sı ile doğmuşsanız asla bir kadın olamazsınız. Kadın olamayacaksınız.”
İlk işi “ikili cinsiyet rejimini” işe koşmak olan Trump, geçtiğimiz iki ayda cinsiyet uyum sürecinden sağlık hizmetleri kesintilerine, pasaport politikasından transların işlerinden edilmesine pek çok trans karşıtı karara imza attı.
İstanbul Film Festivali, yıllardır programda yer alan kuir filmler seçkisini kaldırdı
LGBTİ+ karşıtı nefret siyaseti, kültür-sanat alanını daraltmaya devam ederken sansür haberlerine bir yenisi daha eklendi: İKSV, 2014 yılından bu yana programda yer alan ve kuir filmlerden oluşan “Nerdesin Aşkım” bölümünü, 44. İstanbul Film Festivali programından kaldırdı.
11-25 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek festivaldeki otosansürü kamuoyuna duyuran İstanbul Onur Haftası Komitesi, festival için boykot çağrısında bulundu: “Bu kararın, devletin Aile Yılı kapsamında başlattığı kriminalize etme çabasından geldiğini biliyor, mevcut politik baskı ortamında LGBTİ+’lar için yalnızlaştırma politikasına da hizmet ettiğini görüyoruz ve bunu kabul etmiyoruz.”
Geçtiğimiz sene, “LGBT Propagandası” yaptığı iddia edilen festival, iktidar medyası ve sosyal medya kullanıcıları tarafından hedef gösterilmiş; Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın logosu festivalin “Destekçiler” listesinden silinmişti. Festival, Bakanlığın logosunun ve isminin siteden kaldırılmasının, sponsorluğa dair prosedürel bir süreç olduğunu iddia etmişti. Ancak Yeni Şafak, Bakanlıktan aldığı teyitle, logonun Bakanlığın talebi üzerine kaldırıldığını duyurmuştu: “Sadece, örf ve adetlerimize, gelenek ve göreneklerimize uygun olan filmleri destekledik, festivale başka bir desteğimiz yoktur”
AKP’nin haftalık nefret karnesi
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, bir süredir gündemde olan Anayasa değişikliğine ilişkin X hesabı üzerinden yayınladığı paylaşımda LGBTİ+’ları hedef aldı. Uçum, LGBTİ+’ları tehdit olarak damgaladığı mesajında, vatandaşların “cinsiyetsizleştirmeye karşı tedbirler alınarak” korunabileceğini iddia etti.
AKP’nin haftalık LGBTİ+ karşıtı mesaisinin bir diğer kalemi ise eğitim seminerleri oldu. Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı, “Yurt dışı Vatandaşlar Aile Eğitim Semineri” başlığı altında düzenleyeceği eğitimlerle LGBTİ+ karşıtlığını küresel ölçekte sürdüreceğini ortaya koydu. Yurt dışında yaşayan vatandaşlara yönelik aile eğitim seminerlerine başlayacağını duyuran Bakanlığın, “Aile Yılı” kapsamında düzenleyeceği seminerlerde “Cinsiyetsizleştirme” başlıklı bir eğitim de yer alıyor.
Bakanlık, Mayıs 2024’te Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planı’nı açıklamış ve “ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik uluslararası çalışmaların etkinliğinin artırılması", “medya ve dijital mecralarda aile ve aile değerlerinin korunması”, “aile dostu medya yapımları ve dijital içeriklerin ve bunlara erişimlerin arttırılması” gibi stratejik hedefler belirlediğini açıklamıştı.
LGBTİ+’lar, Newroz alanlarından dışlanmaya devam ediyor
İstanbul’da, Yenikapı Meydanı’nda yapılan Newroz kutlamalarında bir grup, LGBTİ+ bayrağı açanlara saldırdı. Son yıllarda Newroz alanlarında LGBTİ+’lara yönelik dışlayıcı ve saldırgan tutum sürüyor. Geçtiğimiz yıl da İstanbul ve İzmir, benzer görüntülere sahne olmuştu.
“Alana yürürken o alanın öznesi olmadığımızı ima eden her lafa, alaycı bakışa ve LGBTİ+fobik söylemlere rağmen buluştuk” sözleriyle sosyal medyadan açıklama yayınlayan İstanbul Trans Onur Haftası, alandan erken ayrılmak zorunda kaldıklarını bildirdi. Newroz Tertip Komitesi, feminist örgütler ve DEM Parti’nin desteği ile saldırıları savuşturduğunu açıklayan aktivistler, “Er ya da geç alışacaksınız” dedi.
Yıldız’dan mesaj var: “Burada keyfimiz yerinde, aklım dışarda”
Yürüttüğü gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek 21 Şubat’tan bu yana hapsedilen KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar, avukatları aracılığıyla gazetecilere ve insan hakları savunucularına mesaj göndermeye devam ediyor.KaosGL.org okuyucularına da selamlarını ileten Tar, “Bütün gazeteci meslektaşlarımın bu üzüntümü gidermek için LGBTİ+ haklarıyla ilgili haber ve yazılar hazırlayacağı ve bunları KaosGL.org ile de paylaşacağına güvenim tam” ifadelerini kullandı.
Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında “silahlı örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan Yıldız Tar’ın serbest kalması için, geçtiğimiz hafta Anayasa Mahkemesine başvuru yapılmıştı.
Etiketler: insan hakları, medya, yaşam, nefret suçları, aile, siyaset, dünyadan, anayasa, özel haber, yıldız tar için gazetecilik için, kaoshaftalıkgündem