15/09/2023 | Yazar: Kaos GL

SPoD, tüm siyasi partileri ve demokratik kurumları, 17 Eylül’de gerçekleşecek nefret mitingini kamusal alanda kınamaya ve LGBTİ+’larla dayanışmaya çağırdı.

“İktidarın LGBTİ+’lara karşı suni bir karşıtlık yaratmak istediğinin farkındayız” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

TIKLAYIN – RTÜK’ün onay verdiği, 17 Eylül’de İstanbul’da düzenlenecek nefret mitingine çağıran video; kamu spotu olarak yayımlandı.

Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD), tüm siyasi partileri ve demokratik kurumları, 17 Eylül 2023 tarihinde saat 15:00’te İstanbul Saraçhane Parkı’nda gerçekleşecek nefret mitingini kamusal alanda kınamaya ve LGBTİ+’larla dayanışmaya çağırdı:

“2015 yılından itibaren sistematik olarak LGBTİ+’ların düzenlemek istediği etkinlikler ve eylemler yasaklanıyor. Bu idari yasakların yasaya aykırı olduğu mahkeme kararlarıyla ispatlansa dahi yine benzer bir yasaklama ile her yıl karşı karşıya kalıyoruz. Düzenlenmek istenen Onur Yürüyüşlerinde yüzlerce LGBTİ+ gözaltına alınırken, binlercesi de gündelikleşen cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ayrımcılığına maruz kalıyor. LGBTİ+’ların en temel hakları olan ifade özgürlüğü, örgütlenme hakkı, barışçıl yürüyüş ve protesto hakkının yanında kendi kaderini tayin hakkının da elinden alınması eşit, özgür bir yurttaş olarak yaşama katılmasının önünde büyük engellerden birisi.

Uzunca bir süredir hal böyleyken son iki yıldır bazı gruplarca LGBTİ+’lara karşı kin ve nefreti körükleyen yürüyüşler organize ediliyor. Dini ve milliyetçi grupların linç tehditlerine sahne olan bu miting ve yürüyüşler polis koruması altında gerçekleşiyor.

RTÜK, toplumda bir kesim insanı yalnızca cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi nedeniyle ötekileştiren ve hedef gösteren bu organizasyonun çağrısı için bir kamu spotunun hazırlanmasına ve televizyonlarda yayınlanmasına onay veriyor.

Çeşitli gruplar tarafından şehir meydanlarında yapılan yürüyüşlere izin veriliyor, nefret söylemi içeren bu eylemlere güvenlik güçleri tarafından bir müdahalede bulunulmuyor, aksine devlet kurumu olan RTÜK tarafından kamu görünürlüğü artırılmaya çalışılıyor.

Arkasında hangi ideolojik, siyasal çıkar olursa olsun, hangi tartışmalar bu nefret kampanyasının arkasına gizlenmiş olursa olsun bugün görmemiz gereken artık bu nefret siyasetinin LGBTİ+’ların hayatlarına zarar verdiğidir. Ve artık nefret mitingleri ile nefret suçlarının ve siyasetin birbirini beslediğini gözardı etmememiz gerekiyor.

Anayasa ve uluslararası hukuk normlarına göre nefret söylemi teşkil eden bu kampanyalar aynı zamanda beslendikleri enformasyon kaynakları ve komplo teorilerini temel alan popülist ideolojik söylemler ile toplumu kutuplaştıran eylemler haline dönüşmüş durumda.

Bu nefret siyaseti kimi zaman depremden etkilenen bir LGBTİ+’nın kendini koruyacağı barınma, sağlık, temel gıdaya erişim gibi haklara erişmesine engel olurken kimi zaman sokakta yangın tüpüyle “eğlencesine” saldırının hedefi haline gelmesine sebep oluyor. Sokakta açık şiddet vakalarının yaşandığı çoğu olaya artık devlet memuru olarak görev yapan polisin dahi fail olarak eklendiğine tanıklık ediyoruz. Tüm bunların birbirini besleyen birbirinin gerekçesi olan şeyler olduğunu görüyor ve biliyoruz.

Diğer yandan iktidarın bir süredir bahsettiği ve LGBTİ+’ları “sapkın” kişiler olarak nitelemek istediği anayasa değişikliğine giden bir süreçte bu nefret mitinglerinin düzenlenmesinin tesadüfi olduğunu düşünmüyoruz. Toplumsal yaşamı kutuplaştırma siyaseti ile dizayn etmeye çalışan iktidarın meşru toplumsal bir kimlik olan LGBTİ+’lara karşı suni bir karşıtlık yaratmak istediğinin farkındayız. Toplumun hafızası ve kodlarını bir kimliğe ve varoluşa karşı linç kültürü ile yeniden inşaa etmeye çalışan bu nefret siyasetinin tehlikeli bir yöne doğru itilmeye çalışıldığını görüyoruz.

Biliyoruz ki bu linç kampanyası yalnızca toplumun bir kesimine yönelik nefreti ve kini kışkırtmakla kalmayacak tüm toplumsal varoluşlara yöneltilecektir. Bu nedenle LGBTİ+ haklarını, açık ve tereddütsüz şekilde savunmak aynı zamanda demokratik değerlere sahip çıkmak ve insan haklarını herkes için savunmak anlamını taşıyor.

Tüm siyasi partileri ve demokratik kurumları, 17 Eylül 2023 tarihinde saat 15:00’te İstanbul Saraçhane Parkı’nda gerçekleşecek etkinliği kamusal alanda kınamaya ve LGBTİ+’larla dayanışmaya çağırıyoruz.”

TIKLAYIN – İHD LGBTİ+ Hakları Komisyonu: LGBTİ+ yurttaşlara karşı yürütülen ayrımcılık ve nefrete sonuna kadar karşı çıkacağız

TIKLAYIN – İHD Ankara Şubesi: 17 Eylül mitingi nefret suçudur, insan olmayı protesto edemezsiniz!

TIKLAYIN – Yeşil Sol Parti vekili Çubuk, nefret kamu spotunu Adalet Bakanı’na sordu

TIKLAYIN – TİP, RTÜK’ün LGBTİ+ karşıtı kamu spotuna karşı harekete geçti

TIKLAYIN – EMEP: LGBTİ yurttaşların yaşam haklarının gasp edilmesine izin vermeyeceğiz

TIKLAYIN – Demir Leblebi: Kamu spotu değil nefret suçu!

TIKLAYIN – Direnişin Renkleri İzmir: Böyle bir yasak olamayacağını söylediğimiz için işkenceyle gözaltına alındık. Mücadelemizle cevap vermeye devam edeceğiz!


Etiketler: insan hakları, medya, nefret suçları, siyaset
İstihdam