11/12/2020 | Yazar: Defne Güzel

“Mikrofonu elinden koparılan, sesi kısılan LGBTİ+’lar olarak kendi sesimize, kendi sözümüze, kendi hikayelerimize kısacası hayatlarımıza sahip çıkıyoruz.”

Pandemide LGBTİ+ Dernekleri: 17 Mayıs anlatıyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İllüstrasyon: Semih Özkarakaş

COVID-19 pandemisinin LGBTİ+ derneklerini nasıl etkilediğini derneklerden dinlemek, pandemideki çalışmalarını, bu çalışmalarda ne gibi engellerle karşılaştıklarını, engelleri aşma yollarını öğrenmek için başladığımız “Pandemide LGBTİ+ Dernekleri” dosyasında giriş yazısıMuamma LGBTİ+ DerneğiSPoDPembe HayatHEVİLambdaistanbul ve BİZ Derneği’nin arsından söz 17 Mayıs’ta!

Covid-19 Pandemisi yavaş yavaş Türkiye’de de varlığını gösterirken bu durumu nasıl karşıladınız? Covid-19 Pandemisi toplantı gündemlerinize nasıl yansıdı?

Dernek ofisimizi bildiğiniz üzere, Aramızda Derneği ve Ankara Gökkuşağı Aile Derneği ile birlikte kullanıyoruz. Derneğimizde bulunan Mahmut Şefik Nil Salonu’ nu Ankara’daki tüm LGBTİ+ oluşumların etkinlik yapıp, faaliyet düzenlediği bir salon olarak kurgulamıştık. Pandemi ilanına kadar da her ay açılış etkinliği düzenleyerek bunu gerçekleştirmeye çalıştık :) Pandemi sonrası devamke.

Yeni tip koronavirüsü ile 17 Mayıs Derneği akran diyebiliriz. İlk vakanın ortaya çıkmasının ardından 17 Mayıs da yeni yeni oluşmaya ve faaliyet göstermeye başlamıştı. Şaka bir yana, olayın ciddiyetini, pandemi ilan edilmesi ile birlikte kavradık. Sonrasında uzunca bir süre, bunun dernek faaliyetlerimize olacak etkisini tartıştık. Bu gündemle yönetim kurulumuz ile birkaç toplantı gerçekleştirdik. Ve sonunda uzaktan çalışma sistemine göz kırptık.

Bir yıldır yolumuza yollar ekleyerek LGBTİ+ hakları için mücadele ediyoruz. Bir yıldır 17 Mayıs Derneği olarak mücadele etsek de, LGBTİ+ hareketinin yirmi yılı aşan deneyim ve birikiminden güç alıyoruz. Yol arkadaşlarımızla birlikte yürüyor, mutlu eşit ve özgür günler için şarkılar söylüyoruz. Mikrofonu elinden koparılan, sesi kısılan LGBTİ+’lar olarak kendi sesimize, kendi sözümüze, kendi hikayelerimize kısacası hayatlarımıza sahip çıkıyoruz.

Dünya olarak bir pandeminin ortasına düştük. Bizim de bir yılımızın büyük bir bölümü pandemiyle geçti. Ancak pandemide de yolumuza devam etmenin yollarını hep beraber bulduk. Yeri geldi online bir toplantıda buluştuk, yeri geldi tüm önlemleri alarak fiziksel mesafeyi koruyarak buluştuk. Buluşmaya da devam edeceğiz.

Covid-19 Pandemisine yönelik dernek olarak ne gibi tedbirler aldınız? Ofislerinizi ne kadar süre ile kapattınız? Evden çalışma sürecine nasıl hazırlandınız?

Pandemi ilan edilmesinin ardından yaptığımız yönetim kurulu toplantılarımızda uzaktan çalışma konusunda bir karar aldık. Yine aynı toplantıda tüm etkinliklerimizin çevrimiçi yapılmasına karar verildi. Ofisimizi 14 Mart itibarı ile kapattık.

Uzaktan çalışma ve çevrimiçi etkinlikler sebebiyle, ev ortamlarımızı ofis gibi kullanmaya başladık. Gerekli ekipman (yazıcı, tarayıcı vb) ve kırtasiye malzemelerini evlere taşıdık. Çevrimiçi toplantı/organizasyon araçları araştırdık, temin ettik. İletişim halinde olduğumuz LGBTİ+ örgütleri ile ortak ağlar/whatsapp grupları kuruldu.

Evden çalışma süreci nasıl geçti? Halen evden çalışma sistemini yürütüyor musunuz? Bu süreç sizin için nasıl geçti ya da nasıl geçiyor?

14 Mart’tan beri uzaktan çalışmaya devam ediyoruz. Sanırım ilkbahara kadar da böyle devam edeceğiz.

Herkes gibi biz de uzaktan çalışma noktasında birtakım zorluklar yaşadık. İletişim bunların en önemlisi. Her ne kadar telefon, e-mail gibi araçlarla birbirimizle iletişim kursak da yüz yüze yapılan görüşmeler kadar etkili olamadı. Yani yüz yüze iken hemen halledilebilecek bir sorun, çokça zaman harcanarak çözülebildi. Bir de işimizi ofiste bırakıp eve geliyorduk öncesinde. Ancak pandemi ile birlikte bu sınırlarımız da ortadan kalktı. Mesai saati kavramı yok oldu. Artık her an çalışır durumdayız. Bu da çok yoran bir süreç oluyor hepimiz için.

Pandemi sürecinde gerçekleştirdiğiniz online etkinlikler oldu mu? Online etkinliklere nasıl hazırlandınız? Bu süreçte yaşadığınız teknik aksaklıkları nasıl giderdiniz ve online etkinlik sürecinde ne gibi çalışma metotları uyguladınız?

Çevrimiçi birçok etkinlik gerçekleştirdik; öyle görünüyor ki bir süre daha çevrimiçi olmaya devam edecek. Ufak tefek küçük teknik aksaklıklar elbette yaşanıyor. İnternet bağlantısında bazen sıkıntılar yaşanabiliyor. Yayında olmadığımızı zannedip, görüntü ses paylaşmalar olabiliyor. Ancak şimdiye kadar aman aman kötü bir durumla karşılaşmadık.

Etkinlik organizasyonu için, bir çağrı metni hazırlıyoruz ve sosyal medya aracılığı ile duyuruyoruz. Etkinlik güvenliğini göz önünde bulundurarak katılımcılardan kayıt olmasını bekliyoruz. Ve sadece kayıt olanlarla etkinlik linki paylaşılıyor. Planlama akışı bu şekilde. Ancak sanırım, bu akış biraz insanları sıkmaya başladı. Pandeminin ilk döneminde olan ilgi çok azaldı. Ya da çok fazla etkinlik olduğundan olabilir, kayıt için mail atmak insanlara zul gelmeye başladı.

Temel çalışma alanlarımızdan olan HIV ve yaşlılık alanlarında etkinliklerin yanı sıra iki rapor da yayınladık. Kurulur kurulmaz LGBTİ+ örgütleri, HIV örgütleri, sağlık çalışanları, avukatlar ve hak savunucularıyla bir çalıştayda buluştuk. Yol haritamızı çizdik. İlk adım olarak da HIV’le yaşayan LGBTİ+’larla derinlemesine görüşmelerden oluşan raporumuzu yazmaya koyulduk ve yayınladık. Damgalanmaya, ayrımcılığa karşı HIV’le yaşayan LGBTİ+’ların örgütlenme mücadelelerine omuzdaş olmaya devam edeceğiz. Yaşlılık alanında 40+ Lubunya İnisiyatifi ile neredeyse aynı zamanlarda beraber yola koyulduk. Yaşlanmayı, yaşlı LGBTİ+ olmayı konuşa konuşa örgütlenmeye başladık. İtibar hakkımıza sahip çıkmak, yaşlılığa dair önyargılara “Naş” demek için yazıp çizmeye başladık. Bu çalışmalarımızı bir raporla da taçlandırdık. Yaşlanmak da yaş almak da güzeldir diyerek şehir şehir gezmelerimize (tabiki şimdilik online olarak) devam ediyoruz. Bu daha başlangıç, yaşlı LGBTİ+’lar gümbür gümbür geliyor.

Online etkinliklerin artı ve eksileri nelerdi?

Artıları olarak; mesafelerin aşılması, hızlı organizasyonlar yapılabilmesi, ekonomik faktörler sayılabilir.

Eksileri olarak ise; iletişim ve internet bağlantısı sorunları, konsantre olamamak gibi etkenler sayılabilir.

Çevrimiçi toplantılar, pandeminin ilk birkaç ayında bize hep mantıklı geliyordu. Ne güzel, mesafeleri ortadan kaldırıyor, zaman çok iyi değerlendirilebiliyor, ulaşım/konaklama gibi masraflar olmadan gerçekleşebiliyor diye düşünüyorduk. İlk birkaç ay bu düşüncelerle geçti. Tabi çevrimiçi etkinlik yapıp organizasyonun yapılması çok hızlı olduğundan, her örgüt/inisiyatif etkinlikler yapmaya başladı. Bu da beraberinde program çakışmalarını getirdi ve katılımcıların ilgisini azalttı.

Pandemi sürecinde diğer LGBTİ+ örgütleri ile iletişime geçtiniz mi? Bu süreçte birbirinizden öğrenmek mümkün oldu mu?

Pandemi sürecinde, Ankara’da bulunan LGBTİ+ örgütleri ile Kaos GL’nin organize ettiği bir yüz yüze buluşma etkinliğini gerekli önlemleri alarak gerçekleştirdik. Bu süreçte örgütlerin deneyimlerini ve bundan sonrası için nasıl iş birlikleri yapılabileceği gibi konuları görüştük. Oldukça verimli ve yön çizen bir toplantıydı. Toplantı sonunda da, Ankara’daki LGBTİ+ örgütleri ile birlikte bir ağ kuruldu. Pandeminin ilk günlerinden itibaren bütün LGBTİ+ örgütlerinin olduğu iletişim grupları kuruldu ve biz de parçası olduk.

Bunlar dışında biz bir yandan LGBTİ+ örgütlerine ihtiyaç duydukları alanlarda uzman desteği sağlayan bir derneğiz. Bu sebeple pandemi boyunca LGBTİ+ örgütleriyle çok yakın bir ilişki geliştirdik. İhtiyaçları beraber belirlemek için toplantılar yaptıktan sonra hiç vakit kaybetmeden hem idari konularda hem de ihtiyaç duyulan savunuculuk alanlarında eğitimler düzenlemeye başladık. Bu eğitimler aynı zamanda pandeminin yarattığı yeni sorunları ve bu sorunlarla baş etme yöntemlerimizi değerlendirebilme ve birbirimize deneyim aktarabilme imkanı da sağladı bizlere.

Pandemi sürecinin derneğiniz üzerinde yarattığı kaygı durumundan bahsedebilir misiniz? Etkinlik yasakları, toplantı yasakları, genel kurulların ve beyannamelerin ertelenmesi sizi nasıl etkiledi? 

Ankaralı olan ve yıllardır Ankara’da örgütlenen lubunyalar olarak yasak süreçlerine alışkınız :) Ciz-heterolar kaygılansın :)

Elbette sağlıkla ilgili yaşadığımız bireysel kaygılarımız mevcut. Ancak örgüt olarak kaygı durumumuzda bir değişim olmadı. Pandemi öncesi ve sonrası LGBTİ+ örgütlerin maruz kaldığı nefret söylemleri dışında tabi. Bizler çevrimiçi de olsa, varoluşumuzu ve bu nefrete karşı mücadelemizi bu süreçte göstermeye devam ediyoruz.

Pandemi sürecinin derneğiniz üzerinde yarattığı motivasyon kaynaklarından bahsedebilir misiniz? Olumsuz koşulların nasıl üstesinden geldiniz, bu süreçte neler öğrendiniz, dernek olarak nasıl örgütlendiniz?

Aslında derneğimizin faaliyete geçmesi ve çalışma alanlarımızın örgütlenmeye başladığı dönem, pandemi dönemine denk geliyor. Dolayısıyla diğer örgütlere göre biraz şanslı sayılabiliriz. Duruma hemen adapte olabildik. Çalışan sayımızın da çok fazla olmaması bunda etkili olmuş olabilir.

Pandemi hepimiz için zorluydu. Ancak gelir kaybı yaşayan, bakım hizmetlerine erişemeyen LGBTİ+’lar için çok daha zordu. Pandemide dayanışmanın yaşatacağını bilerek biz de pandemiden en çok etkilenen kişiler arasında olan trans kadınlarla dayanıştık. İmkanlarımız doğrultusunda maddi destek sağladık.

Pandemi sürecinde Covid-19’a dair bilgilendirici içerik, yayın, toplantı düzenlediniz mi? Covid-19’a dair bilgileri dernek üyesi, gönüllüleri ve çalışanları ile paylaştınız mı?

Pandemi sürecinde alınacak ofis içi idari tedbrilerle ilgili bir prosedür belgesi geliştirdik. Bunu da yönetim kurulu ile görüşüp, karar aldık. Yönetim kurulu ve çalışanlarımızla paylaşıldı.

Parçası olmaktan onur duyduğumuz bir diğer konu ise İnterseks Türkiye, İnterseks Anatolya, İnterseks Şalala ve dolayısıyla interseks mücadelesi ile dayanışmak oldu. Kağıt üstünde kaynak geliştirme desteği olsa da yaptığımız, bizim için onur duyduğumuz bir dayanışma örneğiydi. Kimseyi geride bırakmadan, eşitliği kendi içimizden başlatarak hayata geçirmek tek arzumuz. Bu yüzden yaşasın interseks mücadelesi!

Pandemi sürecinde bir yandan LGBTİ+’lar çokça hedef gösterildi. Millî Eğitim Bakanlığı, Netflix üzerinde RTÜK, Diyanet derken neredeyse bütün bir kamu LGBTİ+ karşıtlığında birleşti. Bu durum sizi nasıl etkiledi? 

Biz aslında tam da LGBTİ+ karşıtı uygulama ve politikalar, nefret söylemleri ve yasaklara karşı yeni bir mücadele alanı açmak, bir araya gelişlerimizi çoğaltmak ve dayanışmayı örgütlemek için yasaklı bir şehirde, Ankara’da yola koyulduk. Tam yasakların kalktığı dönem pandeminin başladığı döneme denk geldi ve pandemide LGBTİ+’ları hedef alan açıklama ve uygulamalar çoğaldı. Bu durum şaşırtıcı değil ancak endişe verici. LGBTİ+’ların temel hak ve özgürlüklerinden faydalanabilmelerini kısıtlamasının yanı sıra, doğrudan LGBTİ+’ların varoluşlarını da hedef alıyor. Dernek olarak çalışmalarımızı da elbette etkiliyor. Pandemiden daha çok pandemideki nefret ve karalama kampanyalarına enerji ayırmak zorunda kalıyoruz. LGBTİ+ toplumunu güçlendirme hedefimiz bu noktada daha büyük önem kazandı diyebiliriz.

Pandeminin ilk dalgasından sonra nasıl bir yol izlediniz? Normalleşme sürecine hangi çalışma metotları ile dahil oldunuz ve şu an derneğiniz Covid-19 Pandemisine yönelik nasıl bir strateji izlemekte?

Mart sonrası uzaktan çalışma düzenine geçiş yaptık. İlk dalga sonrası normalleşme sürecinde ve sonrasında da ofise geçiş yapmadık. Halen uzaktan çalışmaya devam ediyoruz. Ve son gelişmelerle birlikte, en erken Şubat sonuna kadar evden çalışmaya devam ediyor olacağız.


Etiketler: insan hakları, yaşam
İstihdam