04/10/2022 | Yazar: Defne Güzel

Eylül ayı Fatih’ten Araklı’ya, Araklı’dan Osmancık’a kadar LGBTİ+’lara ve LGBTİ+ haklarına dönük birçok hak ihlaline sahne oldu.

Eylül’de LGBTİ+’lara hak ihlalleri: Nefrette ortaklaşanların seçim propagandası Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Nefret söyleminde ve sansürde günden güne dozajın arttığı bir dönemden geçiyoruz. Bir taraftan konserler ve festivaller yasaklanırken diğer taraftan insanların yaşam tarzlarına müdahale ediliyor. Özgürlük söylemlerinde bulunanlar hedef haline getirilirken nefrette ortaklaşanlar LGBTİ+ düşmanlığını bir seçim propagandası olarak pazarlıyor.

İnsan hakları, eşitlik ve özgürlükler bakımından ele alındığında Eylül ayı Fatih’ten Araklı’ya, Araklı’dan Osmancık’a kadar LGBTİ+’lara ve LGBTİ+ haklarına dönük birçok hak ihlaline sahne oldu.

Şantaj ve cinayet davası

A Haber’de yayınlanan bir haber karşımıza çıkıyor. Bir hakim Hornet üzerinden yazıştığı ve aynı adliyede davası olan bir kişi tarafından şantaja maruz kaldı. Hakimin gizlice sesi kaydedildi. Şantaj karşısında şikayette bulunan hakimin görev yeri değiştirildi.

Bir başka haber ise moda tasarımcısı olan Emre Çoşgun’un 12 Mart tarihinde öldürülmesi üzerine. Emre Çoşgun’u öldüren Onur Ş. cinayeti üçüncü bir kişinin işlediğini söylemişti fakat güvenlik kameraları arabada iki kişi olduğunu görüntüledi. Bunun üzerine zanlı Onur Ş. tutuklandı. İddianamenin tamamlandığı dosyada Onur Ş. hakkında kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası istendi.

Nefrete karşı çıkanlara dava

Hatırlanacağı üzere Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş 24 Nisan 2020 tarihinde verdiği Cuma hutbesinde LGBTİ+’ları nefret söylemleriyle birlikte hedef göstermişti. “Eşcinselliğin hastalıkları beraberinde getireceğini” söyleyerek ve “birlikte mücadele” çağrısında bulunarak halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmişti. Bunun üzerine İzmir ve Ankara baroları başta olmak üzere birçok baro ve birçok kurum bu sözlere tepki göstermiş, kınamıştı. Eylül ayında öğrendik ki Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, İzmir Barosu’nun kınaması sebebiyle baronun yönetim kurulu üyelerine daha önce mahkeme kovuşturma izni vermemesine rağmen dava açılmasını talep etti.

RTÜK ve nefret mitingi

Eylül ayının ilk haftasında bu haber dikkat çekerken ardından bir RTÜK uygulaması geldi. Fikirde Birlik ve Mücadele Platformunun imzasını taşıyan ve 18 Eylül tarihinde İstanbul’da yapılması planlanan, hedefine de LGBTİ+’ları koyan bir çağrı videosu internette dolanmaya başladı. RTÜK ise internet sitesinin kamu spotları bölümünde bu videoya yer vererek nefret söylemini yaygınlaştırdı. 18 Eylül tarihinde ise mevzubahis olan gösteri SPoD’un itiraz dilekçesine rağmen Fatih’te gerçekleşti. Özgürlük ve güvenlik hakkının alenen ihlal edildiği bu gösteride LGBTİ+’lara dönük türlü nefret söylemlerine yer verildi. Öte yandan yürüyüş esnasında LGBTİ+ düşmanı bir grup Taliban bayrağı dalgalandırdı.

Çeşitli sanatçılar LGBTİ+’lara olan desteğini sosyal medyada ifade ederken, LGBTİ+’lara olan desteğini belirten ve bu yürüyüşü eleştiren Aleyna Tilki’nin de eleştirisi sebebiyle Çorum’da vereceği konser belediye tarafından iptal, çalışma hakkı da ihlal edildi.

İşkenceye soruşturma izni çıkmadı

Fatih’te LGBTİ+ düşmanları önce bir gösteri, ardından da bir yürüyüş gerçekleştirirken LGBTİ+’ların, feministlerin, gazetecilerin, sağlıkçıların, hak arayanların yürüyüşlerine izin verilmediği ise herkesin malumu. İstanbul Valiliği izin verilmeyen yürüyüşlerde boy gösteren, eylemcileri taciz ve tehdit eden, işkencede ve şiddette bulunan emniyet amiri Hanifi Zengin’in soruşturulmasına izin vermedi. Kesin olarak özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal eden bu karar karşısında feministler ve LGBTİ+’lar sosyal medya eylemi düzenledi.

TİHEK ayrımcılığa devam ediyor

Eylül ayı yine TİHEK’in uyguladığı bir ayrımcılığa da sahne oldu. Ayrımcılığın önlenmesi ilkesiyle hareket ettiğini belirtse de cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılıkla mücadele etmeyen TİHEK, Antep Queer LGBTİ+ Dayanışmasının başvurusunu reddetti. Başvuru Gaziantep Valisinin onur haftası etkinliklerine izin vermeyeceğini söylemesi üzerineydi. Halbuki valinin bu açıklaması ayrımcılık suçu işlediğinin itirafı niteliğindeydi.

Ayın sonlarına doğru yaklaşırken İçişleri Bakanının güvenlik görevlileri bir garip tutum içerisinde bulundu. İçişleri Bakanı Trabzon’da katıldığı bir açılışta konuşurken kendisini dinleyen bir vatandaşın gökkuşağı renkli şemsiyesine yağmura rağmen müdahale edildi ve vatandaşın şemsiyesi kapattırıldı.

Bitemeyen davalar

Eylül ayının davalar açısından bakıldığında ise ertelemeler dikkat çekiyor. Boğaziçi sergi davası, Hande Buse Şeker cinayeti davası ve Tarlabaşı Toplum Merkezi “yokluğun tespiti” davasında art arda ertelemeler söz konusu oldu.

Yalnızca Türkiye’nin değil, LGBTİ+’lar ve hak ihlalleri dünyanın da gündeminde. Belgrad ve Belgrad’da düzenlenen Avrupa Onur Yürüyüşü Cumhurbaşkanı ve polis tarafından resmen yasaklandı. Aktivistler Sırbistan Başbakanını konuşması esnasında protesto etti ve Türkiye’den katılan aktivistler “Rojava’dan Kosova’ya transfeminizm yaşatır” sloganıyla yürüyüş günü Belgrad sokaklarında boy gösterdi. Öte yandan Küba’da seçmenler yeni Aile Yasası için referanduma gitti. Seçmenlerin yüzde 67’si yasayı onayladı. Uluslararası Af Örgütü ise cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri sebebiyle hedef alınan ve “yozlaşmayı yaymak” suçlamasıyla ölüm cezasına mahkum edilen Zehra Sedighi-Hamadini ve İlham Çubdar için imza kampanyası başlattı.

Son olarak Eylül ayında 17 Mayıs Derneği “Ayrımcılıktan Yoksulluğa: Türkiye’de LGBTİ+’lar” raporunu yayınladı. Rapor Türkiye’de LGBTİ+’ların ayrımcılık ve yoksulluk bağlamında neler yaşadığını ortaya koyarken LGBTİ+’lara dönük hak ihlallerini yoksulluk çerçevesinden yeniden değerlendirdi. Dicle Çakmak’ın hazırladığı rapor insan hakları literatüründe önemli bir kaynak görevi üstleniyor.


Etiketler: insan hakları, kadın, medya, kültür sanat, nefret suçları, çalışma hayatı, aile, din/inanç
İstihdam