21/10/2022 | Yazar: Ali Erol
Nasıl olsa LGBTİ+’lara karşı homofobik nefret söylemi saçmanın bedava olduğunu bilen Star yazarı, hak hukuk takmadan bodoslama yürüyor.
“Sapkın LGBT” söylemiyle yetinmeyen Star yazarının dili sınır tanımıyor: “sokaklarda boy göstermek”, “konserlerde paçavralarını sallamak”, “sapkın yaşam biçimlerini utanmadan gözler önünde yaşamak”, “bazı STK'lar”, “CHP ve belediyeler”, “ahlakta değer tanımamayı maharet sayan sekülerler”
Homofobik nefret söylemiyle bendini aşıp “köşe”lerine sığmayan, LGBTİ+’ları düşmanlaştırarak hedef gösteren gazete yazılarını okumaya devam ediyoruz…
Eylül 2021’de “Aileni ve Neslini Koru, Sapkınlığa Dur De” sloganıyla başlatılan homofobik nefret kampanyasının kamu temsilcilerinin de doğrudan desteğiyle Eylül 2022’de LGBTİ+ karşıtı bir nefret mitingiyle taçlanması hükümet yanlısı muhafazakâr medya “köşe” yazarlarını coşturdu.
LGBTİ+ toplumuna, kurumlarına ve kişilere karşı cinsiyetçi ve homofobik dezenformasyona ortak olan, doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden muhafazakâr ve hükümet yanlısı medya organlarından Eylül ayı yazılarına, yerel basın ve Yeni Şafak köşelerinin ardından, Star köşeleriyle devam ediyoruz.
Homofobik nefret söylemine “inanç ve ahlak” serbestisi isteyen Star yazarı Mustafa Sabri Beşer, ayrımcı tutum, davranış ve uygulamalara karşı yeterince nefret söylemi saçıp, nefret suçlarına davetiye çıkaramamakla, “muhafazakâr STK’lar”ın sessizliğinden yakınıp “sapkın LGBT”lere karşı Devlet’i doğrudan göreve çağırmakla geçen köşe yazılarının ardından nihayet Eylül ayında İstanbul Saraçhane’de düzenlenen nefret mitingiyle, Yeni Şafak yazarı Ersin Çelik gibi, coştukça coştu.
Star köşe yazarı Mustafa Sabri Beşer, “LGBT için oluşturulan korku bariyerleri!”nden dert yandığı eski günlerde, “Bir sapıklığı desteklemeyi reddetmek topyekûn dışlanma vesilesi yapılabilir mi?” diyerek kendi nefretine baştan kendi önlemini alma gereği duyardı. “Sapkınlığı desteklememek bir ötekileştirilme aracı haline getiriliyor” diye şikâyet eder, “Devlet kurumları oluşturulmak istenen korku atmosferine karşı haktan yana olmalı, özel sektör ise üç beş kuruş daha fazla kazanmak için aile ve toplumu yok etmeye çalışan LGBT'ye taviz vermemelidir” diye beklerdi.
Eylül ayını, “İçimizdeki Beyinsizler!” başlıklı köşe yazısıyla açan Star yazarı, nasıl olsa LGBTİ+’lara karşı homofobik nefret söylemi bedava olduğu bilgisiyle hak hukuk tanımadan bodoslama dalıyor: “Adına LGBT denen sapkın beyinsizler topluluğu Allah'ın yaratılışını bozma, insanı ve toplumu ifsat etmenin peşine düşmüşler, bu yolda her türlü beyinsizliği sergiliyorlar. Bu topluluğun arkasına şeytanın askerliğini yapan koskoca bir ordu takılmış, sanatçısından politikacısına varıncaya sığ akıllılar, beyinsizler güruhu tarafından pohpohlanıyor.”
Malum mitingin öncüsü Yeni Şafak yazarı değil meğer Star yazarıymış
Star yazarı, “LGBT'ye 150 yetmez!” başlığıyla devam ediyor: “Sapkın LGBT topluluklarına karşı yıllarca cirmimce mücadele eden birisi olarak bugünler benim için inanılmaz derecede güzelliklerle dolu geçiyor. "O gün çocuklar gibi şendik, o gün dev gibi bir orduyu yendik" diyen şairden mülhem bugünlerde çocuklar gibi şenim. İnşallah yakında sapıklar güruhunu yendiğimizi de göreceğiz...”
“Sapkın LGBT” söylemiyle yetinmeyen Star yazarı, “çocuklar gibi şen” olunca dili sınır tanımıyor: “sokaklarda boy göstermek”, “konserlerde paçavralarını sallamak”, “sapkın yaşam biçimlerini utanmadan gözler önünde yaşamak”, “bazı STK'lar”, “CHP ve belediyeler”, “ahlakta değer tanımamayı maharet sayan sekülerler”
Yeni Şafak yazarı, “Aile Yürüyüşü”nün ardından, “LGBT dayatmasına karşı gerek yazılarım gerek sosyal medya paylaşımlarım beni ister istemez öne çıkardı” diyordu, meğer malum mitingin asıl öncüsü Star yazarıymış, “LGBT'ye 150 yetmez!” başlıklı köşe yazısında öyle diyor: “Bazı STK rüzgarını arkasına alan bu sapkınlıklarla mücadele etmek için yine STK'ların gücüne ihtiyaç olduğunu ifade etmiş ve beş yıldan fazladır muhafazakâr STK'ları bu konuda bir şeyler yapmaya davet etmiştim. Çağrımın karşılık bulduğunu görmek beni mutlu etti ve heyecanlandırdı. Bir feryat olarak dile getirdiğim STK'ların bu sapkınlıklara karşı bir şeyler yapmaları gerektiği çağrımın ardından 150 STK, LGBT'nin topluma verdiği zararlara dikkat çekmek amacıyla bir gösteri yürüyüşü düzenleyecek. 18 Eylül Pazar günü Saraçhane parkında bir araya gelecek STK'lar ve aileler sapkınlıkların önüne geçilmesi çağrısı yaparak bir yürüyüş gerçekleştirecekler.”
“Sapkın LGBT topluluklarına karşı daha ilk ortaya çıkmaya başladıklarından beri her alanda mücadele etmeye çalışan birisi olarak elbette ki o gün” orada olacağını söylüyor Star yazarı: “gözünü aileye dikmiş bu melun düşmana karşı”, “sapkın LGBT topluluklarının kapatılması için”, “sapkınlıkla mücadele etmek için”, “LGBT sapkınlığına duçar kalan bu milletin çocukları için”
“Yürüyüşü organize eden STK'ların”, “mücadeleyi daha ileri götürerek 150 bin imza toplayıp sapkın LGBT topluluklarının kapatılması için TBMM Başkanlığı'na müracaat” edeceklerini söyleyen Star yazarı, “hem 150 STK hem de 150 bin imza muhafazakâr toplum adına çok küçük” kaldığından yakınıyor.
Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Adnan (1, 2) Küçük de, Star yazarı gibi, “LGBT’lilere karşı” imza sayısını az buluyor: “LGBT’lilere karşı imza kampanyası için en az 5 milyon imza sağlanmalı. bu ülkede aile mahremiyetine sahip çıkacak herkesin bu kampanyaya imza atmasını öneriyorum.”
Star yazarı savunduğunu söylediği “insan hakları”nı sıralıyor
Star yazarı, “Yoklar Yüzyılı” başlıklı köşe yazısında, “seküler dünya”dan dert yanıyor: “Yoklar Yüzyıl'ında sanırım "Ahlak Yokluğu"nu ilk sıraya koymalıyız. Özgürlüğün (!) sınırsızca yaşandığı bu yüzyılda cinsellik, insanları maneviyatsızlaştırmak için başat rol olarak kullanıldı/kullanılıyor. Çiçek Çocuklar'dan başlayan ve günümüzde sapkın LGBT topluluklarıyla zirveye ulaşan "Ahlak Yokluğu" bu hızla giderse, Lut Kavminin helak edildiği gibi insanlığın köküne kibrit suyu dökecek.”
Star yazarının, “Bizler çocuklarını koşulsuz seven, onları şu veya bu nedenden dolayı yanlarından uzaklaştırmayan, kucaklayan, kapsayan, anlamaya çalışan anne ve babalarız, bizler AİLELERİZ” diyen (1, 2, 3) ve LGBTİ+ evlatlarına sahip çıkan ailelerin de olabileceğini kabul edemiyor olmalı ki “Gökkuşağı Anneleri” başlıklı köşe yazısında gönlünden geçenleri sıralıyor: “Sapkın LGBT toplulukları başta aileyi sonra toplumu bozmak için eline geçen her fırsatı kullanıyor. Konser alanları, sanat etkinlikleri, yürüyüşler düzenleyen bu sapkınlar şu ana kadar istedikleri gibi at koşturabildiler. Evlatlarının tehlikeye düşmesi karşısında bir şahine dönüşen anneler, sapkın LGBT topluluklarının çirkin emellerini gerçekleştirememesi için de devreye girmelidirler. Bu lanetlenmiş topluluğun kötülüklerine ancak ve ancak anneler karşı durabilirler… Sapkın LGBT topluluklarının kendilerine mal ettikleri gökkuşağı gibi bir mucizeyi onların tekelinden almak ve sapkınlığın sembolü olmaktan çıkarmak için, çalmaya çalıştıkları evlatlarımızı korumak için "Gökkuşağı Anneleri" adı altında yeni bir harekete ihtiyaç olduğu fikrini beyan ediyor, anneleri eyleme davet ediyoruz… LGBT, sapkınlar, LGBT sapkınlığı, sapkın LGBT toplulukları, sapkın LGBT toplulukları, sapkın LGBT toplulukları… Yeter ki annelerimiz ve kadınlarımız Gökkuşağı Anneleri olmayı hedeflerine koyabilsinler!”
Star yazarı, “Gökkuşağından Gök Kubbenin Lanetine” başlıklı köşe yazısında ise savunduğunu söylediği “insan hakları”nı sayıyor: “LGBT konusunda son yıllarda o kadar çok manipülasyon yapılıyor ki... Sanırsınız ki sapkın LGBT'li bireyler ve topluluklar dünyanın en masum, en mazlum, en iyi, en güzel insanları! Hayır, değil vallahi, değil! İnsan haklarını sonuna kadar savunuruz ama hastalıklarını normal sayıp herkese bulaştırmak istemelerini bir hak sayamayız. LGBT'li bireyler ve topluluklar asla ve asla masum değil, mazlum değil, iyi değil! Yaratan'a meydan okuyup insanın fıtratını bozmuşlar. Gökkuşağı gibi bir harikayı kirletenler daha neler yapmazlar ki... Sapkın LGBT toplulukları… Sapkın LGBT toplulukları… Görünen o ki bu sapkınlar durmayacak ve akıllanmayacaklar!”
Malum miting öncesinden, malum mitingin ardına Eylül ayı “köşe”lerini “LGBT” ile dolduran Star yazarı, “LGBT için yolun sonu gözüktü!” başlığı ile devam ediyor: “Hamdolsun ki uzun zamandır mücadele ettiğimiz LGBT dayatmalarına karşı milletin güçlü bir ses olarak haykırdığını gördük, yaşadık. Bizzat içinde bulundum… LGBT dayatması… lobi… insanlığa düşman güruh… Ringde mücadele eden bir boksörü tek yumruk yere sermez ama peş peşe gelecek yumruklar skoru belirler. Evet, ilk yumruk atıldı ama bu rakibi yere düşürmeye ve nakavt etmeye yetmez. Saraçhane Meydanı bir başlangıç olmalı ve başta büyükşehirler olmak üzere ülkemizin her ilinde düzenli olarak mücadele devam etmelidir… Saraçhane, tek atımlık bir kurşun sayılmamalı! Taksim gösterisi düşmanı can evinden vuracak ve diğer şehirlerde yapılacak gösterilerle LGBT lobilerinin defterleri dürülecektir inşallah!”
Star yazarının “LGBT'yle Mücadele Kitaplığı ve Diyanetin Kampanyası” başlıklı köşe yazısından, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından “Hediyem Kitap Olsun” kampanyası başlatıldığını öğreniyoruz: “Bu kampanyadan duyduğum sevinci yaşarken bir başka güzel haberle mesrur oldum. Özel bir kuruluşun başlattığı kampanyada ise her hafta LGBT sapkınlığı hakkında özenle seçilmiş ve hazırlanmış bir kitap okuyucuyla buluşturulacak.”
Homofobik nefret söylemi saçmadan “köşe”sini dolduramayan Star yazarı meğer “LGBT konusunda” yeterli bilgiye sahip değilmiş: “LGBT, cinsiyet eşitliği ve cinsiyet değiştirme konusunda maalesef hem yetersiz hem de yanlış bilgilere sahibiz. Daha doğrusu LGBT lobileri bu konuda özellikle yayın mecralarını kullanarak toplumu yanlış bilgilendiriyorlar… 52 haftada yayınlanacak 52 kitap ise bu alandaki büyük bir boşluğu dolduracak. "LGBT'yle Mücadele Kitaplığı" oluşturmak için bulunmaz bir fırsat.”
Kitap okumakla olacağa benzemiyor, “Babanı da keser misin?” başlıklı köşe yazısına “uyuşturucu” ile başlayan Star yazarı, “LGBT” ile devam ediyor: “LGBT sapkınlığına duçar kalmış olanların cinsiyet değiştirme arzusuyla vücutlarına zerk ettikleri maddeler de uyuşturucudur… Yarın öbür gün artan aile içi vahşet olaylarının kahramanları arasında LGBT'li gençleri de görmek artık işten bile değil. Son yıllarda mücadelesini vermeye çalıştığımız LGBT dayatmasına yönelik "aileyi koruma" telaşımızın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha müşahede etmiş olduk… Tamamen maddi çıkarlar üzerine kurulmuş ve hiçbir insaf emaresi göstermeyen uyuşturucu tacirlerinin ve LGBT lobilerinin eline düşen bir gençlik geleceğimiz adına çok büyük bir tehlike.”
Bitmiyor, bitmiyor, bitmiyor derken nihayet Star yazarı Eylül ayını ““Türkiye Yüzyılı” olmanın formülü: Aile” başlıklı “köşe” yazısıyla kapıyor: “Dijital mecralar aracılığıyla, LGBT lobilerinin alçakça sapkın dayatmalarıyla, dudak uçuklatan TV dizi ve programlarıyla çocuklarımızı çalmaya çalışarak aile mefhumunu ortadan kaldırmak ve toplumu ifsat etmek adına her türlü çalışmayı yapıyorlar.”
Etiketler: medya, nefret suçları, aile