08/11/2023 | Yazar: Ali Erol
“Türkiye’de Dindarlık Algısı” araştırmasına katılanların yüzde 30’u, “farklı cinsel yönelimlere hukuki statü tanınmasını” doğru buluyor. “Cevaplamak istemeyenler” de yüzde 9,6.
“Eşikteki Türkiye” araştırmalarının “Türkiye'de Dindarlık Algısı” raporu, kamuoyunun yüzde otuzunun “farklı cinsel yönelimler”in de “eşit muamele” görmesini savunduğunu ortaya koydu.
Ankara Enstitüsü'nün İstanbul Politikalar Merkezi ile ortaklaşa gerçekleştirdiği “Eşikteki Türkiye” projesinin üçüncü çalışması olan “Türkiye'de Dindarlık Algısı” raporu yayınlandı.
Toplumun din anlayışında ve dindarlık eğilimlerinde yaşanan değişim ve dönüşümü anlamaya yönelik veriler sunmayı amaçlayan çalışma, Türkiye'de dinin “kimlik” oluşturmada “hala en önemli aidiyet unsuru olduğunu teyit etmekle” birlikte, “geleneksel dindarlık biçimlerinin yerini daha bireysel maneviyat biçimlerine bıraktığını” gösteriyor: “Müslümanlık aidiyeti hala son derece baskın olmasına karşın ateist ve deist nüfusundaki artış nisbi de olsa oldukça dikkat çekicidir.”
Farklı Cinsel Yönelimlere Hukuki Statü Tanınması: “Türkiye’de ifadeye katılanların oranı şaşırtıcı düzeyde yüksektir”
“Eşikteki Türkiye” projesi kapsamında yapılan “Türkiye'de Dindarlık Algısı” araştırması, katılımcılara, “Farklı Cinsel Yönelimlere Hukuki Statü Tanınmasını Doğru Buluyorum” sorusunu yöneltti.
Katılımcıların yüzde 19,3'ü, farklı cinsel yönelimlere hukuki statü tanınmasını doğrubulurken, yüzde 9,5’i de kısmen doğru bulduğunu belirtti. “Cevaplamak istemiyorum” karşılığını verenlerin oranı ise yüzde 9,6 oldu.
Ankara Enstitüsü ile İstanbul Politikalar Merkezi’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği “Eşikteki Türkiye” projesinin üçüncü çalışması olan “Türkiye'de Dindarlık Algısı” raporu, “Farklı Cinsel Yönelimlere Hukuki Statü Tanınmasını Doğru Buluyorum” sonuçlarını, “Türkiye’de ifadeye katılanların oranı şaşırtıcı düzeyde yüksektir” değerlendirmesiyle yorumladı:
“Farklı cinsel yönelimlerin yasal olarak tanınması, LGBTQ+ bireyler ve topluluklar içinönemli bir konudur. Evlilik ve ilişkinin yasal olarak tanınması, evlat edinme hakları, istihdam ve sağlık hizmetlerine erişim gibi konuları doğrudan etkilemektedir.
“Cinsel yönelimleri ne olursa olsun tüm bireylerin eşit muamele görmesi ve kanunlar önünde aynı haklara ve korumalara sahip olması gerektiğini savunanların oranı “Kısmen katılıyorum (%9,5)” diyenlerle beraber yüzde 30’a yakın bir orana sahip gözükmektedir.
“Türkiye’de eşcinsellik ve farklı cinsel yönelimlerin görünürlük ve yasallığı konuları tabusalve tartışılması hala zor olan konuların başında gelmektedir. 2023 yılının ilk günlerinde AKParti’nin, aileyi tanımlayan anayasa maddesinde değişikliğe gidilerek ailenin erkek ve kadından oluştuğuna dair yeni bir tanım getirilmesi için teklif hazırlığında olduğuna yönelik tartışmalar farklı cinsel eğilimlerin hukuki statüsünü tekrar gündeme getirmişti.
“Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ile ilgili konulara yönelik tutumların kültürel, dini ve toplumsal faktörlerden büyük ölçüde etkilendiği Türkiye’de ifadeye katılanların ve kısmen katılanların oranı şaşırtıcı düzeyde yüksektir.”
“Farklı Cinsel Yönelimlere Hukuki Statü Tanınması” araştırmasında, katılımcıların yüzde 62’si ise farklı cinsel yönelimlere hukuki statü tanınmasını doğru bulmadığını beyan etti.
CHP ve HDP seçmenlerinin ifadeye katılma oranı oldukça yüksek
“Farklı Cinsel Yönelimlere Hukuki Statü Tanınması” araştırmasında, parti tercihine göre oranlarda, CHP’li ve HDP’li katılımcılarda farklı cinsel yönelimlere hukuki statü tanınmasını doğru bulanlar yanlış bulanlardan daha fazla görüldü.
“HDP seçmeni olan katılımcıların bu ifadeye katılma oranı oldukça yüksek ve bu gruptaki katılımcıların yaklaşık yüzde 43,2’sini oluşturmaktadır. Bunu yüzde 38,8 ile kendini CHP'li olarak tanımlayanlar ve yüzde 18,9 ile “öteki” olarak tanımlayanlar izlemektedir.Yelpazenin daha seküler ve liberal tarafındaki seçmen grubunun ifadeye katılma olasılığı yüksekken daha muhafazakâr taraftaki seçmen grubunun katılmama olasılığı daha yüksek gözükmektedir.”
AKP’li ve MHP’li katılımcıların yüzde 80’i ve üzeri, İYİ Partililerin yüzde 53’ü “farklı cinsel yönelimlere hukuki statü tanınmasını doğru bulmazken”, rapora göre, CHP, İYİ Parti ve “diğer” yanlısı olarak tanımlananların yaklaşık yüzde 10'unu temsil eden küçük bir azınlık, ifadeye “ne katıldıklarını ne de katılmadıklarını” belirtiyor.
LGBTİ+’lara eşitlik isteyen kamuoyu yüzde 30-35 oranında ortaklaşıyor
Ankara Enstitüsü ile İstanbul Politikalar Merkezi’nin araştırma sonuçlarının ulaştığı, “cinsel yönelimleri ne olursa olsun tüm bireylerin eşit muamele görmesi ve kanunlar önünde aynı haklara ve korumalara sahip olması gerektiğini” savunanların yüzde 30’u bulan oran, önceki kamuoyu araştırma sonuçlarını da teyit ediyor.
Kadir Has Üniversitesi Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’na göre, 2016 yılında, katılanların yüzde 33,4’ü “LGBT’lerin eşit haklara sahip olması gerektiğini”düşünüyordu.
Kadir Has Üniversitesi, “Türkiye Eğilimler Araştırması 2019” sonuçlarına göre ise “Sosyal Kimliklere Göre Kamuoyunun Farklı Kimliklerle ‘Komşu Olma’ İsteği” sorgulamasında, istenmeyen komşu “eşcinsel” gene birinciliği kimseye bırakmazken, on yıldır yapılan araştırmada 2018’de “eşcinsel” komşu istemeyenlerin oranı yüzde 55,3’ten, 2019’da “eşcinsel” komşu “istemeyen” oranının yüzde 46,5’e düştüğü görülmüştü.
En son, İlim Yayma Vakfı’nın üniversitesi İstanbul Sabahattin (İZÜ) Zaim’in “Türkiye'de Cinsiyet Algısı” araştırmasına göre, “gençlik” grubunun “LGBT”ye “çok yüksek oranda olumlu” yaklaştığı ortaya çıktı. İZÜ, İstanbul Aile Vakfı ortaklığıyla yaptığı araştırmada,“LGBT denilince aklınıza ne gelir” sorusuna aldıkları cevabı yorumluyor: “Gençlik grubunda çok yüksek oranda olumlu yaklaşan bir tutumla karşılaştık. Yüzde 35 civarında olumlu bir tutum.” Böylece, İlim Yayma Vakfı’nın üniversitesinin ulaştığı gençliğin “LGBT”ye olumlu yaklaştığı “yüzde 35 civarı” oran, “LGBT’lerin eşit haklara sahip olması gerektiğini” düşünenlerle ilgili daha önce Kadir Has’ın 2016’da ulaştığı yüzde 33,4 ile 2020’de ulaştığı yüze 36 oranlarıyla KONDA’nın ulaştığı “farklı cinsel eğilimlere anlayış ve saygı”da artan oranları doğrulamış oldu. Nihayet Ankara Enstitüsü araştırma sonuçlarının ulaştığı toplam oranla toplumun yüzde 30’unun LGBTİ+’ların eşitlik hakkını savunmaktan vazgeçmediği bir kez daha ortaya çıktı.
Türkiye’de özellikle son on senedir sistematik nefret siyaseti ve hükümetin her türlü katkısıyla LGBTİ+ düşmanı mitingler düzenleyen onca gongo'nun nefret çığırtkanlığına rağmen kamuoyunun herkes için hak hukuk hürriyet isteyen oranının yüzde 30’ların altına düşürülemediği anlaşılıyor.
Etiketler: insan hakları, yaşam