09/03/2025 | Yazar: Alican E
Alican E. hazırladı: Hızla değişen gündemlerin arasında kaybolmasın diye, hafta boyunca KaosGL.org’un duyurduğu gelişmeleri okuyucularına hatırlatacak bu bülten ile Türkiye'de ve dünyadadaki LGBTİ+ gündemine bir kez daha göz atacağız.

LGBTİ+’ların var oluşlarının bile cezalandırılmasını öngören kanun teklifi taslağının kamuoyuna yansımasından birkaç gün önce, Türkiye’nin en görünür LGBTİ+ gazetecilerinden biri, KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar tutuklandı. Gazetecilere ve insan hakları savunucularına yönelik baskının katbekat arttığı, “Aile Yılı” ilanıyla LGBTİ+’ların mücadele alanının giderek daraltıldığı son gelişmelerin ardından KaosGL.org, bir dayanışma çağrısı yayınladı. Yıldız Tar İçin, Gazetecilik İçin başlıklı bu çağrı, Yıldız’ın olmadığı “bu ara dönemi, onun duruşuna layık bir şekilde” doldurabilmeyi mümkün kılacak katkıyı sunması için gazetecilere seslendi.
İşte Kaos Haftalık Gündem de, Yıldız’ın kısa süreceğini umduğumuz yokluğunu aratmamak için verilen çabanın bir parçası olabilme niyetiyle ortaya çıktı. Hızla değişen gündemlerin arasında kaybolmasın diye, hafta boyunca KaosGL.org’un duyurduğu gelişmeleri okuyucularına hatırlatacak bu bülten ile LGBTİ+’ların, Türkiye’de ve dünyada hangi cümlenin içinde geçtiğine bir kez daha birlikte göz atacağız.
Her pazar görüşmek üzere, sevgilerle.
Şubat’ta LGBTİ+’lara hak ihlalleri: Yıldız Tar’a özgürlük!
Macaristan hükümeti Onur Yürüyüşünü yasaklarken, Gana’da LGBTİ+ karşıtı yasa yeniden parlamentoda
Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, geçtiğimiz ay yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında “Onur Yürüyüşünü örgütleyenler, bu sene için hazırlık yapma zahmetine girmesinler çünkü boşa zaman ve para kaybı olur” demişti. Geçtiğimiz hafta Bakan Gergely Gulyás da bir açıklama yaparak, Budapeşte Onur Yürüyüşü’nün kamusal alanda gerçekleşmesine izin vermeyeceklerini duyurdu.
Hükümetlerin LGBTİ+’lara yönelik yasakçı uygulamalarına dair bir diğer örnek ise Gana’dan. Afrika'nın en acımasız LGBTİ+ karşıtı yasalarından biri olarak tarif edilen kanun teklifi, geçen yıl parlamentoda oybirliğiyle kabul edilmişti. Ancak pek çok itirazla mahkemeye taşınan teklif, dönemin Devlet Başkanı Nana Akufo-Addo’nun görev süresi bitmeden önce tasarıyı imzalamaması nedeniyle kanunlaşmadı.
LGBTİ+ aktivistlerini ve destekçilerini, 10 yıla kadar hapis cezası tehdidiyle ile karşı karşıya bırakan yasa tasarısı, şimdi yeniden gündemde. İktidar ve muhalefet milletvekillerinin Reuters'e yaptığı açıklamada, geçen yıl yasalaşmayan teklifin, toplam 10 milletvekilinin desteğiyle 25 Şubat'ta yeniden parlamentoya sunulduğu duyuruldu. Ganalı trans aktivist Va-Bene Elikem Fiatsi, tasarının yeniden gündeme gelmesinin “cesaret kırıcı ve hazmetmesi zor” olduğunu ancak LGBTİ+’ların mücadeleye devam edeceğini söyledi.
Bir diğer tarafta ise göreve geldiği günden beri, LGBTİ+’ların kazanımlarını hedefine koyan Başkan Donald Trump’ın LGBTİ+ karşıtı siyaseti yükselişine devam ediyor.
Ocak ayında, “cinsiyet radikalizminin ortadan kaldırılması” iddiasıyla transları ordudan tasfiye etmenin önünü açan bir kararnameye imza atan Trump’ın planının detayları, bu hafta kamuoyuna yansıdı. Pentagon’un salı günü yayınladığı genelge, cinsiyet uyum sürecindeki kişilerin askerliğe elverişli olmadığını iddia ederek, sadece kimliklerini reddettikleri takdirde orduda görev alabileceklerini ilan ediyor.
Advocate’te yer alan habere göre, bir kişinin bu şartlar altında orduda görev alabilmesi için “en az 36 ay boyunca doğumda atanan cinsiyetinde yaşamış olması, hiçbir zaman cinsiyet uyum sürecine girmemiş olması ve atanan cinsiyetleriyle ilişkili tüm askeri standartlara uymaya istekli olması” gerekiyor. İnsan hakları savunucuları, bir transın kimliğini tamamen inkar etmeden ve zamanı geri almadan söz konusu şartlara uymanın imkansız olduğuna dikkat çekiyor.
4 Mart’ta yayınlanan genelgeden bir gün önce, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Trump’ın emirleri doğrultusunda BM LGBTİ+ Çekirdek Grubu'ndan çekildiğini duyurmuştu.
Yasa değişikliğine karşı üniversiteli LGBTİ+’lar sokakta, kampüste eylemde
Meclis’e 10. Yargı Paketiyle sunulması öngörülen Türk Ceza Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi taslağı, başta translar olmak üzere LGBTİ+’ların varoluşlarını ve görünürlüğünü hedef alıyor. Geçtiğimiz hafta Kaos GL’nin kanun teklifi taslağına ulaşmasının ardından, hem ulusal hem uluslararası kamuoyunda teklife yönelik tepkiler yükseldi.
O seslerden biri de üniversiteli LGBTİ+’lara ait. 3 Mart’ta, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MGSGÜ) LGBTİ+ Topluluğu Kuir Baykuş, kampüse pankart astı. “Aile Yılı’nda LGBTİ+’lar ve kadınlar katlediliyor” diyerek yasa teklifine tepki gösteren üniversite topluluğu, ayrıca 3 Mart Dünya Seks İşçileri gününe vurgu yaparak transfobik ve orospufobik söylemlerin, nefret siyasetini beslediğini hatırlattı. Geçtiğimiz hafta, ODTÜ öğrencileri de kampüste basın açıklaması gerçekleştirmiş ve “Her zaman olduğu gibi,her Onur Yürüyüşümüzde olduğu gibi bu nefret politikalarının karşısında durmaya devam ediyoruz” diyerek isyan etmişti.
Üniversiteliler direnişi, kampüsle sınırlı kalmadı. Hem Direnişin Renkleri hem de Demir Leblebi, pankartlar ve yazılamalar ile LGBTİ+’ların mücadelesinin nefret siyasetinden üstün olduğunu vurguladı. Direnişin Renkleri “Ne Yasa Ne Yasak, LGBTİ+’lar Yaşayacak!” ve “Yasa Ne Ayol” yazılamaları yaparken; Demir Leblebi de astığı pankartta “LGBTİQ+ varoluşlarımız engellenemez, onur nefretten büyüktür!” dedi.
Geçirdiği operasyonun ardından trans kadın Yılsu hayatını kaybetti: “Her transın ölümü politiktir”
20 Kasım Nefret Suçlarıyla Mücadele Derneği, sosyal medyada yaptığı paylaşımla İzmir’de yaşayan trans kadın Yılsu’nun hayatını kaybettiğini duyurdu. Yılsu’nun Bornova Sokak ve çevresinde hayatta kalmaya çalışan translardan biri olduğunun vurgulandığı mesajda, cerrahi operasyonlar nedeniyle ortaya çıkan komplikasyonlar sonucu yaşamını yitirdiği açıklandı. Dernek, “Fakat biliyoruz ki her transın ölümü politiktir” dedi.
Bornova Sokak, uzunca bir süredir transların maruz kaldığı erkek şiddeti, kolluk kuvvetlerinin baskısı ve cezasızlık ile gündemde yer buluyor. Trans kadınların, evlerinin önünde beklediği anlarda dahi saldırıya maruz kaldığını ortaya koyan görüntüler, birden çok kez kamuoyuyla paylaşıldı. Bornova Sokak’ta gözardı edilen şiddetin son örneklerinden biri 16 Ocak’ta yaşandı. Bir erkek, trans kadın Ç.A.’ya saldırdı ve ardından tutuklandı; ancan davanın 20 Şubat’ta görülen ilk duruşmasında tahliye edildi.
İspanya’nın ilk açık kimlikli trans kadın milletvekili, Türkiye’deki LGBTİ+’lara seslendi
Geçtiğimiz haftalarda, İspanya Senatosunda yaptığı konuşma ile tüm dünyada geniş yankı uyandıran trans milletvekili Carla Antonelli’den mesaj var.
Türkiye’deki LGBTİ+’lara ve feministlere muzir.org aracılığıyla seslenen Antonelli, LGBTİ+ karşıtı kanun teklif taslağına karşı dayanışma çağrısı yaptı. Gül Sena Erdoğdu’nun İspanyolcadan Türkçeye çevirdiği mesajdan bazı satır başlıkları şöyle:
“Bu metni gayet iyi biliyorsunuz çünkü 20 yılı aşkın süredir iktidarda olan partinin getirmek istediği yasa bu. Kendi sefaletlerini, insanlar için gerçekten önemli olan diğer hakikatleri örtmek için öne sürdükleri mükemmel bir paravan…
“Onlar nefret gündemlerini yaymaya devam ederken, bir anda, biz LGBTIQ+ topluluğu bu gezegenin suçluları ilan edildik.
“Tam da bu sebeple, nereden geldiğimizi ve buraya nasıl geldiğimizi bildiğimiz için, başladığımız yere geri gönderilmeye izin vermeyeceğiz.”
Carla Antonelli’nin video mesajının tamamı için tıklayın.
Yıldız’a mesaj, Yıldız’dan mesaj
Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar’ın tutuklanmasının ardından KaosGL.org, bir açık mektup kampanyası başlattı. “Mektuplarınızı sadece hapishane idaresi değil, herkes görsün istiyoruz” ifadeleriyle duyurulan kampanya, ilk haftadan karşılığını buldu. Dostları, meslektaşları, insan hakları savunucuları yazdıkları satırlarda bir yandan Yıldız’a olan sevgilerini anlatıp, anılarını paylaştı; bir yandan da hukuksuzluğa ve nefret siyasetine itirazlarını dile getirdi. “Görüldü” köşesine Yıldız Tar için yazmak isteyenler, web@kaosgl.org adresinden KaosGL.org’a mektuplarını göndermeye devam ediyor.
Yıldız Tar’a mektuplar köşesinin ilk yazısını kaleme alan Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği'nden Nedime Erdoğan, “Seni susturabileceklerini sananlar bilmeli ki, senin sesin artık yalnızca sana ait değil; sen, bizlerin de sesi oldun” sözleriyle açılışı yaptı. Nedime Erdoğan, Yıldız’ın mücadelesinin her zaman ailelere rehberlik ettiğinin altını çizdi. “Ben, evladı LGBTİ+ olan bir anne olarak, seni ilk gördüğümde düşündüğüm şeyi yazacağım” diyen Evren Özcan Öğretmen ise Yıldız’ın hem kendisi hem de çocuğu için rol model olduğunu ifade etti.
Polisin gözaltı için evlerine geldiği andan itibaren geçen sürede yaşadıklarını aktaran Umut Güner ise hukuksuzluğun, kaygısını artırmasına rağmen Yıldız’ın bir an önce evine döneceğinden emin olduğunu dile getirdi: “Ama ilk andan itibaren içim rahat, çünkü sen Yıldız Tar’sın!”.
“Görüldü” köşesinin bu haftaki ziyaretçileri arasında, Yıldız’ın yakın arkadaşı Janset Kalan ve meslektaşı Songül Karadeniz, bir de “Seni ve tutsak olan tüm hak savunucularını düşünerek ördüm” dediği martenitsanın fotoğrafını paylaşan H. Metehan Özkan vardı.
Öte yandan, geçtiğimiz hafta Yıldız Tar’dan da mesaj vardı. Gazeteci Yıldız Tar ve Ercüment Akdeniz ile görüşen MLSA Eş Direktörü Veysel Ok'un aktardığına göre tutuklu gazetecilerin sağlık durumları iyi ve moralleri yüksek. Hafta başında kamuoyuna yansıyan mesajında, LGBTİ+ karşıtı yasa tasarısı taslağının sadece LGBTİ+’ları değil, bütün bir demokratik düzeni tehdit ettiğini söyleyen Yıldız, Ok aracılığıyla ilettiği notta ise şu ifadeleri kullandı: “Silivri nöbetini devralma sırası bize gelmiş. Gazeteciler olarak cezaevine sırayla girip çıkar hale geldik. Ama bu duruma alışamayız. Gazetecilik suç değildir.”
RTÜK Başkan Yardımcısı Feyzullah Tecirli: “2025’i LGBT ile mücadele yılı ilan ettik”
Meclis’te bu hafta yine LGBTİ+’lar hedef gösterildi. Çocuklara Karşı İstismarın Önlenmesi Komisyonu’nda sunum yapan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcısı Feyzullah Tecirli, 2025 yılını “LGBT ile mücadele yılı” ilan ettiklerini söyledi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkan Yardımcısı Abdülkerim Gün de güvenli internet adını verdikleri bir hizmette filtreleme yaptıklarını ve LGBTİ+ içeriklere izin vermediklerini açıkladı.
LGBTİ+’lardan “suç” üretmeye yönelik teşebbüsler sadece Komisyon ile sınırlı kalmadı. Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında partisinin LGBTİ+ karşıtı kanun teklif taslağına desteğini açıkladı. Bekin, taslağın bir an önce Genel Kurul’a gelmesini beklediklerini ifade ederken, yasalaşması yönünde oy vereceklerini duyurdu.
Geçtiğimiz hafta, “Aile yılı” isimli LGBTİ+ karşıtı nefret kampanyasının peşine takılan bir diğer kurum ise Diyanet-Sen oldu. Basın toplantısıyla sendikanın Aile Yılı Eylem Planını açıklayan Genel Başkan Ali Yıldız, “cinsiyetsizleştirme”, “ifsat lobileri”, “cinsiyet ideolojisi” ve “sapkınlık” ifadeleriyle LGBTİ+’ları hedef aldı.
“Taksim’de eylemdeyiz!” diyerek polisi şaşırtan trans aktivistler, Kadıköy’den çıktı
LGBTİ+’ları hedef alan yasa teklifine, Türkiye’den ve uluslararası örgütlerden tepki yağıyor
Meclis’e 10. Yargı Paketiyle sunulması öngörülen Türk Ceza Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’nin yasalaşması halinde cinsiyet uyum sürecine ilişkin yasal prosedürler zorlaşacak, “biyolojik cinsiyet” ifadesi Ceza Kanununa eklenecek ve LGBTİ+ ifade biçimlerinin kamusal alandaki görünürlüğü cezaya tabi olacak.
Türkiye’deki LGBTİ+ mücadelesinin kazanımlarını dramatik biçimde geri götürme riskine karşı hafta boyunca itirazlar yükseldi. Onlardan bazıları şöyle:
- Türkiye'deki LGBTİ+ insan hakları savunucularına ve aktivistlere yönelik giderek ağırlaşan baskı dalgasını işaret eden ILGA Europe, yasa tasarısında yer alan hükümlerin, Rusya, Macaristan ve Bulgaristan’da daha önce yürürlüğe giren “LGBTİ+ propagandası karşıtı” yasalara benzediğini hatırlattı.
- Batı Balkanlar ve Türkiye LGBTİ+ Eşit Haklar Derneği LGBTİ ERA, uluslararası medya, sivil toplum örgütleri, insan hakları mekanizmaları ve diplomatik misyonları hem Yıldız Tar’ın serbest bırakılması hem de hem de kanun teklifinin yasalaşmaması için acil eyleme geçmeye çağırdı.
- LGBTİQA+ Tıp Öğrencileri Ağı: “Biz LGBTİ+ hekimler, hekim adayları ve sağlık emekçileri olarak devletin siyasi ve politik ajandasına hizmet eden, insan haklarına aykırı nefret dolu bu yasanın mesleğimiz ile aramıza girmesine izin vermeyeceğiz.”
- Türk Psikologlar Derneği: “Burada hedeflenen şey LGBTİ+ olmanın kriminalize edilmesi yoluyla LGBTİ+’ların izolasyona zorlanmasıdır.”
- İzmir’deki LGBTİ+ ve kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve sendikalardan oluşan 35 kurumun imzacı olduğu basın açıklaması İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şube’de okundu: “Buradan tüm siyasilere, insan hakları savunucularına, işçilere, emekçilere ve vicdan sahibi herkese sesleniyoruz: Bu suçlara karşı susarsanız, siz de bu zulmün bir parçası olursunuz!”
- Kadın Koalisyonu, sosyal medyadan yayınladığı açıklamada, kanun teklifi taslağının “‘doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunmayı alenen teşvik’ gibi kapsamı belirsiz, keyfi yorumlamaya açık bir suç tanımını yasalara sokarak örgütlenme ve ifade özgürlüğünü açıkça tehdit ettiğini” ortaya koydu.
- Yasa teklifinin, hükümetin anti-demokratik uygulamalarını olağan hale getiren ve tarihe kara bir leke olarak geçecek yeni bir dönem olduğunun altını çizen LGBTİ+ dernekleri, insan hakları savunucularına bir arada durma çağrısı yaparak “Torba yasa taslağının hedefinde yalnızca LGBTİ+’lar yok #HepimizHedefteyiz” dedi. TİP LGBTİ+ Bürosu’ndan LGBTİ+ derneklerinin “Hepimiz Hedefteyiz” açıklamasına destek geldi.
Etiketler: insan hakları, kadın, medya, yaşam, nefret suçları, çalışma hayatı, eğitim, kent hakkı, barınma, aile, siyaset, dünyadan, özel haber, yıldız tar için gazetecilik için, kaoshaftalıkgündem