31/10/2022 | Yazar: Defne Güzel

Bir aya üç farklı şehirde üç farklı nefret mitingi sığdırıldı. Bunca nefrete yürek dayanmazken Sansür Yasası meclisten geçti, Aile Yasasının temelleri atıldı. Peki LGBTİ+’ların barınma sorunu, işkence, yoksulluk kimin gündeminde?

Ekim’de LGBTİ+’lara hak ihlalleri: Bir ayda, üç şehirde nefret mitingi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İnsan hakları, eşitlik ve özgürlükler bakımından ele alındığında Ekim ayında ev mühürlemelerinden polis işkencesine, nefret yürüyüşlerinden barınma sorununa kadar birçok hak ihlali karşımıza çıktı.

Bornova ve Bayram sokaklarda translara zulüm devam ediyor

Ekim ayının başlarında medyaya yine İzmir’de trans kadınlara yapılan saldırılar yansıdı. Ekim ayının başında Bornova Sokak’ta yaşayan trans kadınların evleri fuhuş gerekçesiyle mühürlendi. Bu gerekçenin ise Şubat ayında Bornova Sokak’ta trans kadınlara yönelik gerçekleşen bıçaklı saldırı failinin verdiği ifadeyle oluştuğu ortaya çıktı. Öte yandan ev mühürlemesine itiraz talebi ise reddedildi.

İstanbul'un Beyoğlu ilçesine bağlı Küçük Bayram Sokak'ta transların yaşadığı üç apartmanda bulunan evler 26 Ekim'de mühürlendi. Pembe Hayat, konuya ilişkin şöyle dedi:

“Devlet tarafından “herkes için” diye tanımlanan hizmetler ve olanaklar, translar söz konusu olunca uygulanmıyor. Yasalar, transların, sosyal ve ekonomik hayata eşit katılımını engellerken, aynı kanunları keyfi şekilde uygulayarak translara ceza kesen polis, transların mülk edinmelerinin veya ev kiralamalarının önüne geçiyor. Küçük Bayram Sokak’taki evlerin üç ay boyunca mühürlenmesiyle sokakta kalan trans kadınların gideceği hiçbir yer yok. Bu zamana kadar onlarca ihtiyaç sahibi, yaşlı, mülteci ve güvende olmayan transın barındığı, güçlenip hayata karıştığı Türkiye’nin ilk ve tek olan trans misafirhanesi Eylül Cansın Transevi kapatıldı. Yaşlı insanlar; göçmen, mülteci ve dezavantajlı insanlar sokağa terk edildi. Küçük Bayram Sokak’taki trans kadınlar, tıpkı Ülker Sokak’ta, Esat-Eryaman’da, İzmir Alsancak’ta olduğu gibi yerlerinden edilmeye ve temel haklarından mahrum bırakılmaya zorlanıyorlar. Barınma bir haktır ve Transların barınma hakkı gasp edilemez!”

LCW’den gökkuşağı ürünlerine sansür

LCW markası Ekim ayının başında skandal bir karara imza attı. Marka, çalışanlara bir mail atarak “LGBT çağrışımı yapan renkleri ve simgeleri ürünlerinde kullanmama” talimatı verdi. LCW’nin sansürü yetmiyormuş gibi Sanayı ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, LCW Yalova Lojistik Merkezi açılış töreninde bahsi geçen sansüre ilişkin olarak markayı tebrik etti.

Kadın Savunma Ağı, gökkuşağı renklerini yasaklayan LC Waikiki’yi İzmir’de protesto etti. 8 Ekim Cumartesi günü firmanın Karşıyaka Çarşı şubesi önünde toplanan kadınlar, mağazanın girişini gökkuşağına boyadı. Kadınlar, kıyafetleriyle gökkuşağı renkleri de oluşturarak, “İşçi, kadın, LGBTİ+ düşmanı LCW önünde gökkuşağının renkleriyle sesleniyoruz: Nefrete inat yaşasın hayat” dedi.

Ekonomik kriz ve nefret LGBTİ+ öğrencileri mağdur ediyor

Ekonomik kriz her geçen gün olduğu gibi Ekim ayında da etkisini artırdı. Öğrenciler için barınma, yurt ve kira sorunları büyüdü. Yurtlarda ve tuttukları evlerde gizlenmek zorunda kalan, toplanma hakkını kullandığı için KYK’ları ve yurtlarla ilişiği kesilen LGBTİ+’ların yaşadıklarını Bianet haberleştirdi.

Urfa, Konya ve Ankara nefrete sahne oldu

İstanbul Saraçhane’de yapılan LGBTİ+ karşıtı, nefret mitingleri Ekim ayında Urfa’da, Konya’da ve Ankara’da kendisine yer buldu. Şanlıurfa Aile Platformu çağrısıyla ilk olarak Urfa’da gerçekleşen mitingte TBMM’ye sunulacak dilekçe için imza toplama çalışmasının devam ettiği duyuruldu. Urfa’nın ardından Konya’da gerçekleşen mitinge Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’da katıldı. Ekim ayında nefret mitinglerinin son durağı ise Ankara oldu. İstanbul Sözleşmesi’nin ve çizgi filmlerin hedef alındığı bu miting projesinde Türkçe ve İngilizce pankartlar taşındı. Öte yandan gerçekleşen mitinglerin hiçbirinde ekonomik kriz, yoksulluk, barınma sorunu gibi sorunlara değinilmedi. Eşitlik, hak ve özgürlük vurgusu yapılmadı.

Ankara’dali LGBTİ+ düşmanı nefret yürüyüşü öncesi yürüyüş rotasını turlayan LGBTİ+’lar, sokaklara “Nefrete inat yaşasın hayat” yazdı: “Yürüyüş güzergahı boyunca baktıkları her yerde var olduğumuzu görsünler diye onlara birçok mesaj bıraktık.”

Öte yandan Mersinli LGBTİ+’lar, İstanbul Saraçhane’de başlayıp başka şehirlere de yayılan “Büyük Aile Buluşması” adı altındaki nefret mitingi ve LGBTİ+ düşmanı etkinlikleri protesto etti. Nefret mitinginin örgütleyicilerinden olan ve LGBTİ+ düşmanı nefret söylemini yaygınlaştıran Vatan Partisi binasına giden LGBTİ+’lar, parti kapısına LGBTİ+ bayrağı bıraktı.

Polis şiddetinin son adresi Yeldeğirmeni

Haziran’dan beri LGBTİ+ düşmanı çeteler ve polis saldırılarıyla Yeldeğirmeni gündemde. Bu kez Yeldeğirmeni’nde LGBTİ+’lara dönük şiddet polis işkencesine vardı. 12 Ekim’i 13 Ekim’e bağlayan gece LGBTİ+’lar ve kadınlar sokakta taciz edildi. Polis ve tacizciler tarafından tekmelerle ve yumruklarla şiddete uğrayan kadınlar ve LGBTİ+’lar ters kelepçe ve yakın mesafe biber gazına maruz bırakıldı. Ardından Kadıköy Polis Merkezi Amirliği’ne götürüldü. 

Kadıköy’de polisin işkence yaptığı LGBTİ+’lar ve kadınlar, İHD İstanbul Şube’de açıklama yaptı. Açıklamaya HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, SPoD, ÇHD ve İHD LGBTİ+ temsilcileri de katıldı.

Etkinlik iptali ve İBB’nin mağdur ettiği LGBTİ+’lar

Ekim ayının sonlarına doğru Özyeğin Üniversitesi’nin LGBTIQ+ Kulübü’nün etkinliği en başta onay verilmiş olmasına rağmen üniversite tarafından iptal edildi. 

Okula giden, otobüse binen LGBTİ+’lar Ekim ayında İBB tarafından maruz bırakıldıkları şiddeti Bianet aracılığıyla yeniden hatırlattı. Uyum sürecindeki translar dış görünüşleri ve akbillerindeki cinsiyet hanesindeki farklılık yüzünden İBB şoförlerinin gazabını anlattı. İBB şoförlerinin nefret söylemleri, usulsüz kullanım bildirimleri sebebiyle LGBTİ+’ların ulaşım hakkı ihlal edildi.

Sansür Yasası ve Ankara Valilik Yasağı

Kamuoyunda Sansür Yasası olarak bilinen 40 maddelik kanun teklifi AKP ve MHP oylarıyla Ekim ayında meclisten geçti. Yasayla yalnızca gazetecilerin değil herkesin haber alma hakkına kısıtlama getirildi. Öte yandan Ankara Valiliği’nin 2017 yılında ilan ettiği Ankara’da LGBTİ+ etkinliklerinin süresiz yasaklanması kararı her ne kadar Bölge İdare Mahkemesi tarafından 2019 yılında kaldırılmış olsa da yasağa karşı zamanında yürütmenin durdurulması talebine karşı verilen red talebi AİHM’e taşındı. 

Ekim ayında davaların seyri

6 Ekim tarihinde görülen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna yönelik kapatma davasının ikinci duruşmasında sonuç erteleme oldu. Yeni duruşma 11.01.2023 tarihinde görülecek.

2008 yılında eşcinsel olduğu için babası Yahya Yıldız tarafından öldürülen Ahmet Yıldız davasında 36 duruşma geride bırakıldı. Görülen son duruşmada LGBTİ+ derneklerinin tanık dinleme talebi kabul edildi. Duruşma 28.02.2023 tarihine ertelendi

18 Ekim günü görülen Eryaman Esat Davası’nın yedinci duruşmasında ise dava 21.11.2022 tarihine ertelendi. Eskişehir Onur Yürüyüşünde gözaltına alınan sekiz kişiye ise dava açıldı. Savcıya göre fotoğraf çekmek ve slogan atmak suç sayıldı. Dava 16.02.2023 tarihinde görülecek.

Aile “tartışmaları”: Çağırın anlatalım!

Ekim ayında eşitlik ve özgürlüğü zedeleyen, LGBTİ+’ların insan haklarını ihlal eden bu gelişmeler ülke gündemini meşgul ederken Cumhurbaşkanı ise Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Toplantısında “sapkın akımlar küresel güçlerin etkisiyle teşviki ile günden güne yayılıyor”, Prag dönüşünde “LGBT’yle birlikte bizim de aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler”, TÜGVA Genel Kurulu’nda “sapkın akımları öne çıkartmak suretiyle…”, Kazakistan ziyareti dönüşünde “güçlü aile güçlü milleti oluşturur”, Sivil Toplum Buluşmaları ve Sektör Temsilcileri Buluşmasında ise “LGBT diye bir şey olabilir mi? Olamaz” açıklamasında bulundu.

“Güçlü bir ailede LGBT diye bir şey olabilir mi?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a LGBTİ+ aileleri, “çağırın anlatalım” diyor: “Aile olmak nedir, LGBTİ+ ailesi olmak nedir, çocuklar nasıl karşılıksız sevilir… Bir kez de bizden dinleyin!”


Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, çalışma hayatı, kent hakkı, barınma, aile, din/inanç, siyaset
İstihdam