04/12/2023 | Yazar: Ali Erol

LGBTİ+ düşmanı nefret “köşe”leri Kasım ayında Yeni Asya, Yeni Şafak, Akit ve Tokat Olay yazarlarından geldi.

Gazetelerin 2023 Kasım ayı homofobik nefret köşeleri Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Hükümete muhalif, homofobik nefrete ortak Yeni Asya’nın “hanım” yazarı saydırıyor: “Eşcinsellik, cinsiyetsizlik, toplumsal cinsiyet eşitliği, lgbt, robotlar...”

Küreselden “LGBT ideolojisi”, yerelden “sözde bayrak” nakaratıyla tatmin olmayan Yeni Şafak yazarından manipülasyona mübalağa sanatı: “Faşizmin de ötesine geçen bir anlayış”

Akit yazarı ayrımcılıktan gocunacak değil ya, şirkette sporda belediyede maratonda LGBTİ+ istemem diyor; engelleyip dışlamayanı damgalarım diye de ekliyor...

“Casus”, “terörist”, “bozguncu” keser mi hem Cemiyet Başkanı hem Tokat Olay yazarını, araya “LGBT” katmadan salla saydır eksik kalacağını biliyor...

LGBTİ+ toplumuna, kurumlarına ve kişilere karşı cinsiyetçi ve homofobik dezenformasyona ortak olan, doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden muhafazakâr ve hükümet yanlısı medya organlarından 2023 Kasım ayı nefret köşelerini Yeni Asya, Yeni Şafak, Yeni Akit ve Tokat Olay yazarlarından derledik.

Homofobik nefret söylemiyle bendini aşıp “köşe”lerine sığmayan, LGBTİ+’ları ve kurumlarını düşmanlaştırarak hedef gösteren gazete yazılarını okuyoruz...

Hükümete muhalif, nefrete ortak Yeni Asya yazarı saydırıyor: “Eşcinsellik, toplumsal cinsiyet eşitliği, lgbt, robotlar...”

Hükümet yanlısı olamayan ama muhafazakâr nefret medyasından olan Yeni Asya köşe yazarlarından Yasemin Güleçyüz, “Bir aile meselesi” başlıklı yazısına, “Ailenin bozulduğu toplumların çöküşe mahkum olduğuna tarih şahittir” diye başlıyor, “İslamda aile sosyal bir kurum olarak ele alınır. İslamda ailenin hukuku vardır” diye ekliyor.

Yeni Asya köşe yazarı, Batı felsefesine ve bilime saydırdıktan sonra sadede geliyor: “Bugün insanlık aleminde bir kaos Bediüzaman’ın tabiriyle ‘manevi buhran’ yaşanıyor. Aile kurumu da bundan etkileniyor. Gayri meşru ilişkiler, cinsel hastalıklar, gayri meşru çocuklar, boşanmalar, eşcinsellik, cinsiyetsizlik, toplumsal cinsiyet eşitliği, lgbt, robotların günlük hayata aktarılması…”

Yeni Asya’nın “hanım” köşe yazarı, “İstanbul Yeni Asya Hanımları olarak 2023-2024 yılları arasında yedi ay boyunca aile ile ilgili seminerleri” olacağını, ilkini 29 Ekim’de Süleymaniye Vakfımızda gerçekleştirdiklerini, işleyecekleri konulardan birinin “Kadının fıtratı, niçin evlenilir?” olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Biz bu kaos ortamında Kur’an’dan hazırladığı reçetelerle Bediüzzaman’ın fikirlerinin kurtuluş için yol gösterici olduğuna inanıyoruz.”

Yeni Asya yazarı Yasemin Güleçyüz’ü, Putin’i alkışladığı, “LGBT kısaltmasıyla anılan cinsî sapkınlıklara zemin hazırlıyor” diyerek feminizmin cinsiyet eşitliği mücadelesini eleştirdiği, “çocukların dahi cinsiyet ve cinsel tercihlerine kendilerinin karar vermesi gerektiğini” savunmakla suçladığı “üçüncü dalga, dördüncü dalga” feminizmden dert yandığı köşe yazılarını da hatırlayalım...

Küreselden “LGBT ideolojisi”, yerelden “sözde bayrak” nakaratıyla tatmin olmayan Yeni Şafak yazarından manipülasyona mübalağa sanatı: “Faşizmin de ötesine geçen bir anlayış”

Ankara Barosu, LGBTİ+ Onur Ayı Haziran’da “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve LGBTİ+’lar” etkinliği yapmak istiyor, Vatan Partililer nefret siyasetiyle Baro ve etkinliği hedef gösteriyor, nefret söylemiyle yetinmeyip Baro’nun önünde etkinliği engellemeye kalkışıyor, “devlet göreve” çağırısı yapıyor, Ankara Barosu da söz konusu partinin üyesi avukatı “insan hakları prensiplerine aykırı davrandığından” Baro’nun Çocuk Hakları ve Kadın Hakları Merkezlerinden atınca Yeni Şafak yazarı Ersin Çelik yetişiyor: “LGBT ideolojisi Türkiye’de ‘kelle’ aldı!”

Ankara Barosu’nun görevden aldığı söz konusu avukatın nefret siyasetine, “LGBT dayatması... LGBT ideolojisi... LGBT ideolojisinin propagandası... İnsan hakları masalları...” nakaratları yetmeyince, “LGBT hareketi evlat edinme hakkını savunuyor. “Eşcinsel ebeveynler” çocuklarını “LGBT birey” olarak yetiştiriyor” iftirasıyla karalamada sınır tanımazken, Yeni Şafak yazarı, süreci, “memleketteki “LGBT zorbalığının” geldiği nokta” diye servis ediyor.

En son, “eşcinselliği normalleştirmek” diyen, “komplo teorilerine gerek yok LGBT lobisi tüm dünyada dört koldan faaliyette” diye devam eden Yeni Şafak yazarı, “LGBT ideolojisi Türkiye’de ‘kelle’ aldı!” başlıklı köşe yazısı için “Gazze Gündemi”ne ara verdiğini söylüyor ama manipülasyona mola vermeden devam ediyor: “Eşcinsel yaşamı benimsemek, bir tercih değil artık. Dünyanın egemenleri, dev markalar, medya kuruluşları, Amerika ve Avrupa devletleri bu normal olmayan, ya da dümdüz ifade etmek gerekiyor; sapkın yaşam biçimi üzerinden yeni bir “ideoloji” inşa ettiler.”

Yeni Şafak yazarı, bütün nakaratları sıralıyor, küreselden “LGBT ideolojisi” nakaratını alıyor, yerelden “sözde bayrak” nakaratını anıyor, “lobi” diyor, “iletişim araçları” diyor, güya “öteki” ama bunların kendileri “ötekileştiren” diye ekliyor ama bir türlü kendi saydırdıklarıyla kendi tatmin olmuyor anlaşılan ki abarttıkça abartınca daha inandırıcı olacağını sanıyor: “faşizmin de ötesine geçen bir anlayış”.

“Yazdıklarımı abartılı bulanlar olacaktır” diyen Yeni Şafak yazarının “yazdıkları”na Akit ikna olmuş: “Böyle skandal ne görüldü ne duyuldu!”

Akit yazarı ayrımcılıktan gocunacak değil ya...

Akit’in spor köşe yazarı yazarı Ahmet Gülümseyen, “LGBT’ye değil, Filistin’e destek maratonu” başlıklı yazısında, “Ekrem İmamoğlu’nun yönetimindeki İBB’nin resmi internet sitesi”nde gezinirken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği İstanbul Maratonu’nu, “LGBT gibi sapkın anlayışın desteklenmesiyle bilinen Decathlon gibi firmaların” sponsorlar arasında olduğunu görüyor. “Bunun ne anlama geldiği-geleceği”, Akit’in spor yazarının gözünden kaçar mı; “ne anlama geldiğini-geleceğini” hemen deşifre ediyor: “CHP’lilerin İBB’de toplumsal cinsiyet eşitliği şube müdürlüğü kurulması, AK Parti ve MHP’li meclis üyelerinin kararlı tutumlarıyla (1, 2) reddedilmesinden anlıyoruz…”

Akit’in spor yazarını, “spor aracılığıyla toplumda oluşturulmaya çalışılan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”nden dert yanmasıyla hatırlayalım ve 2020 Onur Ayı Haziran’da Decathlon Türkiye şirketini analım: Akit’in spor yazarının Decathlon Türkiye’yi unutamaması, şirketin, “Decathlon'da her renge yer var! Cinsel kimlik ve yönelimden bağımsız olarak, herkes için eşit bir çalışma ortamında, çeşitlilik ve kapsayıcılığı destekliyoruz” diyerek Onur Ayı’nı kutlamasından kaynaklı.

“Herkes İçin Spor” mottolu özel sektör firmalarından Decathlon Türkiye mağazasının 2020 Onur Ayı paylaşımı homofobik nefret söylemi ve boykot çağrılarının hedefi olmuştu. Firma, “Onur Ayı kapsamında çalışma ortamımızın çeşitliliği ve kapsayıcılığı ile ilgili yapmış olduğumuz paylaşıma gelen tepki ve yorumlar bizi çok şaşırttı ve üzdü” açıklaması yapmış ve “Ayrımcılığın her çeşidine karşıyız. Sporun birleştirici gücüne inanıyoruz!” diye de eklemişti. Şirket, öyle ki, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni hatırlatma gereği duymuştu.

Akit’in spor yazarı Gülümseyen, İBB’ye çektiği, “Söz konusu spor ve ülke insanı olunca, toplumun değerlerini zedeleyecek her türlü kötü anlayışla ilgili uyarıyı yapmak ve uzaklaşma yolunda çaba sarf etmek, en temel görevlerimiz arasında gelmektedir” uyarısıyla ayrımcılıktan gocunma gereği bile duymuyor: “Maratonda koşacak 45 bin kişinin içerisinde hangi STK’lar yer alacak, merak konusu! Şu an Spor İstanbul’un Genel Müdürü İ.Renay Onur’un kurucu üyesi olduğu Adım Adım gibi ismi adı Gezi olaylarına karışan STK’larla birlikte Kemalist veya LGBT propagandasına çanak tutan STK’la mı, hep birlikte göreceğiz...”

Kaos GL Derneği, kendisini sürekli hedef gösteren, nefret söylemi üreten, hakaret eden Yeni Akit gazetesine dava açınca, Akit’in köşe yazarı, aynı zamanda Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, “Ne oluyor, gazetecilere, niye davalar üst üste?!” diye soruyor.

LGBTİ+’ların eşit yurttaşlık hakkını inkâr yetmeyince yaftalayan, hedef gösteren, kriminalize eden, düşmanlaştıran Akit’in cinsiyetçi ve homofobik nefret siyasetini muhalefete yönelik karalama bahanesiyle sistematik olarak köşesine taşıyan Akit yazarı, “Ve gelelim, akit medya grubuna açılan soruşturmalara, davalara..” diyor, haber7 sitesinin de yayınladığı köşesine devam ediyor: “Dün telefonda, internet sitemiz sorumlu müdürü Halil Kışlacık’tan, “Fatih Altaylı’nın bir şikayeti varmış. Polis karakolundan aradılar” bilgisini alırken, diğer taraftan da avukatımız Ali Paccı’dan, elindeki dosya ile “KAOS GL’nin açtığı davada, yüklü miktarda tazminat isteniyor.. Cevap dilekçemizi hazırlamaya başladım” bilgisi geliyor..”

“Casus”, “terörist” keser mi Cemiyet Başkanı Tokat Olay yazarını, araya “LGBT” katmadan salla saydır eksik kalacağını biliyor...

Tokat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Musa Özdemir’in, Tokat yerel basınından imtiyaz sahibi de olduğu Tokat Olay gazetesindeki köşe yazısının başlığı: “Yeni CHP Eski CHP’ye Rahmet Okutacak” 

“Özgür Özel, CHP’nin yeni genel başkanı oldu” diye başlayan TGC Başkanı köşe yazarı, “Şimdi Özgür Özel bir selamla teröristlerin, bozguncuların oyuna mı talip oluyor?” diye pek orijinal bodoslama dalıyor.

“Casus”, “terörist”, “bozguncu” keser mi Cemiyet Başkanı köşe yazarını, araya “LGBT” katmadan salla saydır eksik kalacağını biliyor: “İşçiyi, köylüyü, emekliyi düşüneceğine LGBT’nin arkasında, önünde politika yapmaya çalıştı. Özgür Özül görülüyor ki, yenilikçiliği de devrimciliği de casuslara, teröristlere, LGBT’ye sahip çıkmaktan öteye gitmeyecek gibi görünüyor.”

Not: Bu dizide, köşe yazılarından yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.


Etiketler: medya, nefret suçları
İstihdam