10/02/2022 | Yazar: Ali Erol

CHP’nin “cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” billboardları hükümet yanlısı medyanın homofobik nefret söylemiyle karalandı. Peki, LGBTİ+’lar ne istiyor…

Homofobik nefret medyası Kılıçdaroğlu’nun “cinsel yönelim” afişlerini hedef aldı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Twitter hesabından yayınladığı videoyla iktidarlarında yasaların herhangi bir vatandaşı cinsel yönelimi nedeniyle dezavantajlı duruma düşürmeyecek şekilde hayata geçirileceğini duyurmasının ardından yeni yılda gelen “cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” billboardları hükümet yanlısı medya tarafından homofobik nefret söylemleriyle karşılandı.

“TelafiEdeceğiz” etiketiyle sosyal medyaya da yansıyan, Kemal Kılıçdaroğlu imzalı, “Kaybettiğini Yerine Koyma Vakti” billboardlarına karşı hükümet yanlısı ve muhafazakâr medyanın muhalefet karalama bahanesiyle geliştirdiği ve teşvik ettiği nefret siyasetinin öne çıkardığı afişte, “Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” yazıyor.

Öte yandan, Kemal Kılıçdaroğlu imzalı billboardlardan, “Fikrini söyledi diye kimseye soruşturma açılmayacak. Barış akademisyenleri işinin başına dönecek” ile ““İnsan Hakları, Eşitlik ve Özgürlükler Kurumu" kurulacak. Vatandaş sahipsiz kalmayacak” afişleri Cumhuriyet Halk Partisi Resmi Twitter Hesabından paylaşılırken, “cinsel yönelim” afişinin henüz parti hesabından paylaşılmadığı görülüyor.

17 Mayıs Derneği’nin “Ankara İli Çankaya İlçesinde Yaşayan/Çalışan LGBTİ+’ların Sağlık Alanında ve Sağlık Hizmetlerine Erişimde Yaşadıkları Sorunlar, Gereksinimleri, Beklentileri ve Çözüme İlişkin Öneriler” araştırmasına göre, LGBTİ+’ların yüzde 72’si Çankaya’da kendini güvende hissetmiyor ya da kısmen güvende hissedip, eşit yurttaşlık talep ederken, CHP Çankaya İlçe Başkanlığı Resmi Twitter Hesabı da merkezin paylaştığı iki afişi paylaşırken, gene merkez gibi “cinsel yönelim” afişini henüz paylaşmadı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun billboardlarla sokağa çıkan afişlerini, Gerçek Gündem internet sitesi, “CHP'nin seçim vaatleri” olarak verirken, “Kılıçdaroğlu'nun vaatleri arasında cinsel yönelimlerin yasayla ayrımcılıklardan korunması, fikir ve vicdan hürriyetinin çiğnenerek görevden alınan Barış Akademisyenleri'nin görevlerine dönmesi de yer aldı” diye yazdı.

Kılıçdaroğlu imzalı “cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” afişi asılan billboardlar, LGBTİ+ toplumu ve kurumlarını düşmanlaştıran, manipülasyon, dezenformasyon ve provokasyonlarıyla hak savunucularına, LGBTİ+’lara ve örgütlerine saldıran, nefret söylemini doğrudan üreten, yayan, okurlarıyla takipçilerini teşvik eden hükümet yanlısı ve muhafazakâr medyanın nefret siyasetine Şubat ayı bahanesi oldu.

Hükümet destekli kurumsal homofobik söylem ve ayrımcı dile aracılık etmekle yetinmeyen, LGBTİ+’ların eşit yurttaşlık hakkını inkâr yetmeyince yaftalayan, hedef gösteren, kriminalize eden hükümet yanlısı ve muhafazakâr medya, muhalefete yönelik karalama kampanyası bahanesiyle nefreti doğrudan üretiyor, yayıyor ve teşvik ediyor.

Yeni Şafak: “Maksadını kelime oyunuyla gizleyen Kılıçdaroğlu, ‘LGBT’ demeden mesajını verdi”

CHP’nin “yasal düzenlemeler ve yaptırımlar yoluyla, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı tüm ayrımcılıklara karşı kararlı şekilde mücadele edeceğiz” mesajını, 2015 ve 2018 genel seçimlerinin ardından bir kez daha gündeme getirmesini Yeni Şafak, “yasal düzenleme” ve “seçim vaadı” olarak gördü: “Kılıçdaroğlu eşcinseller için yasal düzenleme vaadinde bulundu: LGBT’ye evlilik vaadi mi? Maksadını kelime oyunuyla gizleyip ‘LGBT’ demeden mesajını veren Kılıçdaroğlu, “cinsel yönelim”in yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacağını açıkladı.”

Homofobik nefret söylemine mikrofon tutan Yeni Şafak, “AKP Şanlıurfa eski Milletvekili Kemalettin Yılmaztekin”in ağzından, “Sapkınlığa yönelik eylemleri meşrutiyet adında parlatmak toplumunun kesinlikle kabul edemeyeceği bir şeydir… Kendi çocuğu için kabul etmeyeceği bir sapıklığı bu topluma uygun gören bir siyasi hareket lideri olamaz” sözlerini aldı.

Yeni Şafak, “Kılıçdaroğlu'nun vaadi tepki çekti” derken, teşvik ettiği takipçileri ise “tepki” kılıfıyla gazetenin internet sayfasında cinsiyetçi ve homofobik nefret söylemleriyle sıraya geçti.

Yeni Şafak, twitter hesabından kendi hazırladığı “Maksadını kelime oyunuyla gizleyen Kılıçdaroğlu, ‘LGBT’ demeden mesajını verdi” afişi paylaşırken, “AK PARTi Genel Sekreteri, Ankara MV, Hukukçu” Fatih Şahin, Yeni Şafak manşet ve görsellerinden hazırladığı kolajı, “Cumhurbaşkanı adayı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk somut seçim vaadi: Eşcinsel Evlilik Kırmızı ünlem işareti simgesi” ifadesiyle twitter hesabından paylaştı.

AK Parti MDK Başkanı / Hatay Milletvekili” Abdulkadir Özel ise twitter hesabından, Kılıçdaroğlu imzalı “cinsel yönelim” billboardunun fotoğrafını, “Etnik köken, inanç, engellilik… AK Parti iktidarında, CHP’nin yasakçı/tek tipçi anlayışla yaptığı muhalefete rağmen, bunların tamamı dezavantaj olmaktan çıkarıldı zaten. Kılıçdaroğlu’na somut vaat olarak geriye cinsel yönelim kalıyor sadece!” ifadesiyle paylaştı.

AK Parti Genel Merkez Teşk. Başk.” Mücahit Altunok ise Fatih Şahin ile Abdulkadir Özel’in “eşcinsel evlilik / cinsel yönelim” paylaşımlarını retweet etti.

Haziran 2015 seçimlerinde de “HDP'nin yeni seçim vaadi: Eşcinsel evlilik” manşeti atan Yeni Şafak, CHP’nin “cinsel yönelimlerin yasayla ayrımcılıklardan korunacağı” vaadine karşı hızını alamayıp devam ediyor: “CHP’li belediyeler LGBT için gaza bastı… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşcinsellere yönelik yasal düzenleme vaadinin ardından CHP’li belediyeler de gaza bastı. Birçok CHP’li belediye ‘Toplumsal Cinsiyet’ adı altında LGBTİ’lerle ilgili adımlar atmaya başladı.”

Aydınlık: “Yeni Şafak’ın haberine göre…”

Anayasal güvenceyle kurulmuş LGBTİ+ derneklerine “iç düşman” muamelesi çeken muhafazakâr medya ile yarışan Aydınlık gazetesi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ayrımcılıklara karşı yasal koruma vaadine “cinsel yönelim”i de dahil etmesini “Kılıçdaroğlu'dan bölünme ve LGBT vaadi” manşetiyle karşıladı.

“Haber” kaynağı olarak Yeni Şafak’ı alan Aydınlık, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim vaatlerine üstü örtülü olarak LGBT’yi de ekledi” ifadesiyle Yeni Şafak’ın karalama, manipülasyon ve dezenformasyonunu olduğu gibi alırken, “cinsel yönelim özgürlüğü adı altında aile ve devlet düşmanlığı” ara başlığı ile devam ediyor.

Aydınlık bir gün sonra, “Yıkıcı programını afişle ilan etti” manşetiyle ve Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı ile devam ediyor: “CHP yönetimi, Atatürk Devrimine de savaş açarak etnik kimliklere mezheplere, ailenin parçalanmasına, çocuk eşcinselliğine, LGBT’ye, tarikatlara özgürlük istemektedir.”

Aydınlık, CHP’nin “cinsel yönelim” afişini manşetine taşırken, Ulusal Kanal da “Yeni Şafak’ın haberi”ni tekrar etti.

CHP’nin “cinsel yönelim” afişine karşı sözü nihayet Vatan Partisi Genel Başkanı olarak Doğu Perinçek alıyor: “Eşitlik değil, erkek ve kadın cinsiyetleri dışında cinsiyetleri kışkırtma anlayışı var. Yunanlıların tanrıları eşcinseldi, ABD'lilerin de tanrıları eşcinsel. Eşcinsellikle bir mutluluk yok. Şiddet, çocuk istismarı eşcinseller arasında en çok. Uyuşturucudan, şiddetten, çocuk istismarından başka hangi mutluluk var?”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ayrımcılıklara karşı eşit yurttaşlık vurgulu çıkışına karşı CHP’ye “eşcinsellik konusu halkçılığa ve devrimciliğe karşı” aklı veren Perinçek, Akit’e göre, “Kılıçdaroğlu'nu rezil kepaze” ederken, yıllar önce Haymana cezaevindeyken kaleme aldığı “Eşcinsellik ve Yabancılaşma” kitabındaki nakaratları tekrarlıyor. Hedef göstermekten, kriminalize etmekten, düşmanlaştırmaktan ve de nefretten başka yeni bir sözlerinin olmadığını da bir kez daha göstermiş oluyor: “Eşcinsellik ve cinsel yönelim adı altında erkek kadın cinsiyeti dışında yozlaşmaları teşvik edecek ve toplumları bu şekilde bölecek, parçalayacak…”

“Cinsel yönelim ne demek? Erkek var kadın var. Propagandası çok yanlış. Bunun özgürlüklerle bir ilgisi yok. Sosyal cinsiyetler denen olay kültürel olarak 2 cinsiyet dışındaki yönelişler; lezbiyenlik, gaylik, eşcinsellik filan. Yukarıdan kültürel olarak dayatılan cinsiyetler var ama bunlar bir yozlaşmayı ve çürümeyi ifade ediyor.”

Doğu Perinçek, “Biz Türk toplumunu eşcinselliğe mi hazırlayacağız?” söylemiyle devam ederken, Akit’le birlikte, HUDAPAR’ın gazetesi DoğruHaber’in desteği de “Perinçek bile karşı” başlığıyla geldi: “Eşcinsel sapkınlığın propagandası”

Hükümet yanlısı medyadan homofobik nefret nakaratları

Hükümet yanlısı ve muhafazakâr medya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu imzalı “cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” afişinin sokaklarda billboardlara asılmasına karşı muhalefet karalama bahaneli homofobik nefret nakaratlarını bir kez daha tekrar etmek için sıraya girdiler.

LGBTİ+ toplumu ve kurumlarını düşmanlaştıran, manipülasyon, dezenformasyon ve provokasyonlarıyla hak savunucularına, LGBTİ+’lara ve örgütlerine doğrudan saldıran nefret medyasının başını çeken Akit, twitter hesabından “CHP sapkın zihniyetini sokağa taşıdı! Rezil afiş!” paylaşımı yaparken, “CHP sapkın zihniyetini sokağa taşıdı! Pes artık dedirten afiş” başlığı altında Yeni Şafak’ın “Maksadını kelime oyunuyla gizleyip ‘LGBT’ demeden mesajını veren Kılıçdaroğlu” yayınını tekrar etti.

Akit, tek küfürle tatmin olur mu, muhalefet eleştirme bahaneli homofobik nefret nakaratlarına Zekeriya Say ile devam ediyor: “CHP iktidarında LGBT sapkınlığının yasayla normalleştirileceği… İslam’ın lanetlediği eşcinsel sapkınlığı meşrulaştırma… Sapkınlıkların önünü açtı… Kaos GL Derneği’nden Hayriye Kara’yı kabul eden Kılıçdaroğlu, eşcinsel sapkınları Gazi Meclis’te ağırlayan ilk parti lideri oldu… Ekrem de homoların arkasında…”

Akit, CHP’nin “cinsel yönelim” afişlerine yönelik muhalefete laf yetiştirme bahaneli homofobik nefret nakaratların bir de Yavuz Selim imzasıyla tekrar ediyor: “Sapkın evlilikler vaadi… CHP, LGBT sapkınlığının kanunla normalleştirileceğini seçim vaadi…”

Akit’i kendi muhabirlerinin nefret nakaratları kesmiyor, son olarak, “Kılıçdaroğlu’nun LGBT vaadini” yorumlatıyor: “TSK’ya saldırı ilanı”… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun LGBT vaadinin göründüğü kadar masum olmadığı, Türk aile yapısına ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) alenen saldırı ilanı olduğu belirtildi.”

Aynı yayını, muhalefet bahaneli nefret nakaratıyla bir kez de Akit’in tv’si tekrar etti: “Kılıçdaroğlu ilk vaadini açıkladı: LGBT'liler nara atmaya başladı! "Eşcinsel evliliklere yönelik adım mı geliyor?””

Homofobik nefret söylemini “Yeni Şafak’ın haberine göre” tekrar eden muhafazakâr nefret medyasından Milat’ın nakaratı: “CHP'den 'yuh artık' dedirten reklam afişi! CHP, Anadolu kültürünü ortadan kaldırmak için çalışmalara devam ediyor. Hazırladığı reklam panosunda kelime oyunlarıyla eşcinsellik mesajını 'cinsel yönelim' ifadesiyle gizleyen CHP, yaptığı vaatle de 'yok artık' dedirtti.” Diriliş Postası’nın başlığı da “Yeni Şafak’ın haberine göre”: “Şaşkına çeviren CHP afişi! Eşcinseller...”

Doğru Haber’in nefret nakaratı: “CHP, 'cinsel yönelim' afişi astı, sapkınlardan Kılıçdaroğlu'na fahri üyelik geldi!” Doğru Haber’e “sapkın” manşeti yetmiyor, homofobik nefret suçuna aradığı ortağı “Refah ile Fazilet Partilerinden 19. ve 20. Dönem Milletvekili ve özel bir hastanede VIP Koordinatörlüğü görevini sürdüren Dr. Ahmet Fevzi İnceöz”e tuttuğu mikrofon ile buluyor: “Orada cinsel sapıklığı öven tarzda, sanki demokratik hakkı bir insan hakkı gibi bakarak böyle bir yaklaşım içerisine girmesi bizim örf ve inançlarımıza uygun bir şeyi olmaz. Tarihe bir baktığınız zaman Lut Kavmi bu yüzden helak olmuş. O sapkınların taşlaşmış kalıntılarını görerek.”

Muhafazakâr nefret medyasından Haksöz Haber isimli site, twitter hesabından “Sapkınlık, "cinsel yönelim" denilerek meşrulaştırılamaz!” ve “CHP reklam panolarına astığı afişlerle sapkınlığa özgürlük vaadinde bulundu!” nefret söylemini servis ederken, “haber”iyle homofobik nefret nakaratlarına devam ediyor: “sapkınların yürüyüşleri”, “Cinsi sapkınlığın meşrulaştırılması”, “Genel Başkan “cinsi yönelim” ifadesiyle sapkınların söylemlerini yaygınlaştırıyor!”, “Kılıçdaroğlu, sapkınlıkları meşrulaştırarak kimlerle helalleşmeye çalışıyor!” Haksöz’ün takipçisi de aynı cinsiyetçi/homofobik nefret nakaratını tekrar ediyor.

HaberKurulu isimli “Milli ve Yerli” hesap ise twitter hesabından nefret nakaratı için hiç öyle lafı uzatmıyor: “Bay Kemal’den cinsel sapıklar için Yasal Düzenleme vaadi!” Takvim, homofobik nefret nakaratını gene kendi sevisesiyle servis etti: “Genel Alıcı CHP… CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan gay lezbiyen ve tüm LGBT sapkınlara seçim sözü…”

Bahçeli: “Cinsel yönelimin yasal güvenceye alınacağını vaat etmek ahlak ve maneviyatımıza sürülmüş kara bir lekedir”

Anadolu Ajansı’nın duyurduğuna göre, MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin Kızılcahamam'da bir otelde düzenlen toplantısında yaptığı konuşmada, “CHP'nin, Türk milletinin hassasiyetleriyle alenen oynadığını, bunu siyaset zannedecek kadar da ateşle oyun halinde olduğunu kaydederek” şöyle konuştu: “Türkiye'nin başına musibetleri sarmak hiçbir siyaset kokuşmuşunun yapacağı bir şey olamayacak”

Devlet Bahçeli, devam ediyor: “Türkiye'de dezavantajlı hiçbir kesim yoktur. 'Var' diyenler, bunu ısrarla iddia ve ifade edenler, Türkiye düşmanlarının değirmenine altı delik kovalarıyla su taşıma gayretkeşliğinde olan bir avuç kiralık kalem, üç beş kibirli sözde aydın, kuklalaşmış siyaset artıklarıdır... Cinsel yönelim hususundaki dezavantajdan dem vurup bunun yasal güvenceye alınacağını vaat etmek ahlak ve maneviyatımıza sürülmüş kara bir lekedir. Kılıçdaroğlu böyle bir tarihi hatanın ve haya noksanlığının nasıl figüranı olabilmiştir? CHP, Müslüman Türk milletinin itibarıyla irfanıyla ihlasıyla itikadıyla manevi ihtişamıyla hesaplaşmaya nasıl cüret ve cesaret edebilmiştir? Bu nasıl bir küstahlıktır? Bu ne biçim bir siyaset küçüklüğüdür?”

TV5, twitter hesabından, “Ahlâk ve maneviyatımıza sürülmüş kara bir lekedir” ifadesini paylaşırken, Hürriyet’in, MHP Lideri Bahçeli’nin CHP’nin billboardlardaki afişinde kullandığı “cinsel yönelim” ifadesine gösterdiği “tepki”ye ara başlığı “CHP, Milli Ahlaka El Kaldırmıştır” oldu.

Independent Türkçe ise eşit yurttaşlık vaadine yönelik nefret siyasetinin ayrımcı söylemini, “Bahçeli’den "cinsel yönelim" çıkışı” ifadesiyle paylaştı: “Kılıçdaroğlu nasıl böyle tarihi bir hatanın figüranı olabilmiştir? Türkiye'de dezavantajlı kesimler var diyenler, bunu ısrarla iddia ve ifade edenler üç beş kibirli sözde aydın, kuklalaşmış siyaset artıklarıdır."

CHP Sözcüsü Öztrak: “CHP’nin hedefi her türlü ayrımcılığın engellenmesi”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde yaptığı toplantının ardından yaptığı konuşmada, Kılıçdaroğlu imzalı “cinsel yönelim” afişleriyle ilgili gelen soruya, amaçlarının, “her türlü ayrımcılığın engellenmesini” cevabıyla karşılık verdi.

“Soru: CHP’nin cinsel yönelim ve etnik köken konusundaki dezavantajları yasa değişikliğiyle gidereceği ifade ediliyor. Mevcut anayasamızda ve yasalarımızda dezavantaj yaratan ve değişiklik yapılmasını öngördüğünüz maddeler nelerdir?

“Faik Öztrak: Cumhuriyet Halk Partisi tüm yurttaşlarımızın insan hak ve özgürlüklerinden tam ve eşit fırsatlarla yararlanmasını, her türlü ayrımcılığın engellenmesini en önemli hedeflerinden biri olarak gören bir partidir. İlgili birimlerimiz bu konularda gerekli çalışmaları yürütüyor. Bizim tek bir amacımız var devletin herkese adaletle sahip çıkması.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik Öztrak’ın, “her türlü ayrımcılığın önlenmesi” gerekçesi Yeni Şafak’a yetmiyor, aynı nakaratları bir kez daha tekrar ediyor: “Maksadını kelime oyunuyla gizleyip ‘LGBT’ demeden mesajını veren Kılıçdaroğlu… CHP’den eşcinseller için yasal düzenleme: Birimlerimiz çalışma yürütüyor… Kemal Kılıçdaroğlu’nun LGBT’liler için yasal düzenleme vaadinde bulunarak eşcinsel evliliğin önünü açma girişimine CHP’den açıklama geldi…”

CHP Genel Başkan Yardımcısının ne söylediği fark etmez, Akit’in homofobik nefret nakaratı değişmez: “Faik Öztrak eşcinsel sapkınlara verilen sözü yineledi! CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşcinsel sapkınlara seçim vaadi olarak verdiği, "Cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak." sözünü değerlendirdi…”

HUDAPAR’ın gazetesi Doğru Haber, homofobik nefret siyasetinde sıranın en önüne geçmeye kararlı: “Sapkınlık hak değildir; suçtur” Nefret nakaratlarını “haber” diye saydıran Doğru Haber, önce heteroseksüellik harici cinsel yönelimleri “suç” olarak ilan ediyor ardından mevcut Anayasa ve TCK’da bulunmayan kendi nefret suçunu unutup, “Türkiye'de bu suçu işleyenler hukuk önünde hesap vermelidir” buyuruyor.

“HÜDA PAR Genel Merkez İstişare Kurulu Üyesi” Süleyman Atmaca, Doğru Haber’in, “haber” adı altında, LGBTİ+’lara yönelik nefret suçuna çağrısını, twitter hesabından tekrar ediyor: “SAPKINLIK HAK DEĞİLDİR; SUÇTUR! CHP her zaman özebenliğine donuyor CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sapkınlar için vaad ettiği “cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” sözü afişte kalmadı. CHP yasal düzenleme için çalışma başlattı”

LGBTİ+ toplumu hak hukuk hürriyet istiyor!

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun, iktidarlarında yasaların herhangi bir vatandaşı cinsel yönelimi nedeniyle dezavantajlı duruma düşürmeyecek şekilde hayata geçirileceğini duyurması, ardından “cinsel yönelim temelli ayrımcılığa karşı hak ve özgürlük vurgusu”nu afiş olarak sokaklara astırmasıyla Şubat ayı siyaset gündeminde bir kez daha yükselen “konu”da LGBTİ+’lar yıllardır ne istiyor…

LGBTİ+'ların cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli yurttaşlaşma süreci sorunlarıyla gündeme gelen çatışmaların siyasetle çözüleceğini, daha önce de, “Siyaset, o bir sorunla karşılaşıyorsa o sorunu çözmektir” sözleriyle belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, devamında, “Herkesin inancına, kimliğine saygı duymak zorundayız” demişti.

Türkiye'de eşcinselliğin yasak ya da suç kapsamında yer almadığı açık olduğu halde, hükümet yanlısı medyanın nefret siyaseti, CHP’nin, ayrımcılıklara karşı cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğiyle ilgili “yasal düzenleme için çalışma başlatma vaadi”ne yönelik karalama kampanyasında ortaklaşırken, Kaos GL Derneği’nden hukukçu Yasemin Öz, “Türkiye’de LGBTİ+ kişilere yönelik ayrımcılığı yasaklayan ve eşitliği destekleyen bir mevzuat olmaması”nın, “istihdam, mal ve hizmetlere erişim, eğitim, sağlık, seyahat ve yerleşme özgürlüğü gibi temel insan haklarına erişimde LGBTİ+’ları ayrımcılığa karşı yasal olarak güvencesiz” bıraktığını belirtiyor.

LGBTİ+’ların insan haklarını Meclis gündemine taşıyan, ayrımcılığa karşı soru önergeleri ve kanun teklifleri hazırlayan milletvekillerinden biri olan CHP’li Mahmut Tanal, 2015’te, “LGBTİ haklarını biz insan haklarından ayrı düşünemeyiz. LGBTİ arkadaşlarımız da netice itibariyle insandır ve hakları vardır. Hatta pozitif ayrımcılık yapılması da gerekir. Çünkü LGBTİ arkadaşlarımız bu toplumda dezavantajlı durumdadır” diye konuşmuştu.

CHP’li vekiller, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığın yasaklanması için daha önce de, TBMM’de yasal düzenleme istemiş, kanun teklifleri sunmuşlardı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve 23 CHP’li Milletvekili, trans erkek ve kadınların cinsiyet geçiş sürecinde aldıkları sağlık hizmetine ilişkin Meclis araştırması açılması için önerge verirken, CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, LGBTİ+’ları da kapsayan Sosyal Uyum ve Sosyal İçerme Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığına sunmuştu.

Çalışma hayatında LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığın yasaklanmasını isteyen CHP; Kaos GL Derneği’nin desteğiyle hazırlanan ve İş Kanunu, Ceza Kanunu, Devlet Memurları Kanunu ve Türk Silahlı Kuvvetleri TSK Disiplin Kanunu’nda değişiklikler getiren kanun teklifini gene 2015 senesinde TBMM’ye sundu.

Türkiye’de LGBTİ+’ların tanınma, eşitlik ve yurttaşlık hakları mücadelesinin psikoloji/psikiyatri (hastalıktan) alanından sosyoloji/siyasetbilimi (hak talebine) alanına geçiş süreci yarım yüzyılı geride bıraktığı bir dönemde, hükümet temsilcilerinin son yıllardaki kurumsal homofobik tepkileri “daha fazla toplumsallaşmayın, hele hele siyasallaşmayın” şeklinde olduğu görüldü.

AKP Genel Başkan Yardımcılarından Ünal, “Bunu sorun olarak gören kesime ben neden sorun olarak görüyorsunuz diyemem ki” diyebiliyorken, LGBTİ+'lara kamusalda görünmeyin, hak ve hürriyetlerinizi talep etmeyin hele bir de anayasal eşit vatandaşlık diye siyasete bulaşmayın demekte sorun görmeyen isimlerden oldu.

2020 yazında, “Ben kimliği sorun olarak nitelendirmiyorum ama…” diye konuşan hükümet temsilcisi, hemen ardından, hukuken de siyaseten de LGBTİ+ toplumu ve kurumlarını kriminalize edebilecek “operasyon aparatı” ibaresini/ithamını da eklemeyi ihmal etmemiş; “Biz kimseye karşı değiliz, önyargılarımız yok” diye devam eden AKP Genel Başkan Yardımcısı, Türkiyeli LGBTİ+'ların da cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı ile homofobik/transfobik nefrete karşı “pankart”larında çeyrek yüzyıldır yazan anayasal tanınma, hak, hukuk ve hürriyetten başka önyargıları olmadığını bilmezden ve de görmezden gelmişti.

“Eşcinsel kimliği başka bir şeydir”, “kamu ahlakı” başka diyen AKP Genel Başkan Yardımcısı, Tanıtım ve Medya Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal’ın, devamında sarf ettiği, “Bu ülkede pankart açılıp bu ülkenin bütün değerlerine, inançlarına karşı bir mücadele biçimine eğer eşcinsel ya da başka eğilimleri dönüştürürseniz ya da LGBT’yi bir siyasi parti gibi siyasal bir dil ve retorik üzerinden konuşan bir yapıya dönüştürürseniz kaçınılmaz olarak burada bir ahlak tartışmasını ya da bir kültürel tartışmayı gündeme getirirsiniz.” sözleriyle manipüle ve de dezenforme etmeye çalıştığı Türkiyeli LGBTİ+'ların “pankart”ında yazan açık seçik, net talepleri nelerdir, peki…

Anayasa’nın 10. Maddesi, İş Kanunu'nun 5. Maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun 122. Maddesi, T.C. Anayasası’nın hak ve özgürlükler maddesi, Eşitliği sağlayan ve Ayrımcılığı engelleyen bu maddelerin özneleri “herkes” ve “kimse” olarak geçer ama söz konusu “herkes” Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliğini kapsamaz…

LGBTİ+’lar sırf cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimliklerinden dolayı hayatın her alanında dışlanıyorlar, baskı görüyorlar, eşit katılımları engelleniyor, yasal güvenceden yoksun bırakılıyorlar, yaşam hakkı ihlalleri nefret cinayetlerine kadar varıyor…

Haliyle tüm bu süreç mevcut yasalar karşısında maruz kaldıkları ayrımcılıkları tetikliyor, suç değil ama LGBTİ+’lar ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyor, çalışma hayatında cinsel yönelim ayrımcılığı devam ediyor, LGBTİ+’ların yaşam hakları korunmuyor; failler cezasız kalıyor, “genel ahlak” ile LGBTİ+’ların cezalandırılması devam ediyor, transfobik suçlular “haksız tahrik” bahanesiyle kollanıyor, TSK hâlâ eşcinselliği “hastalık” olarak görüyor…

LGBTİ+’ların hak ve özgürlük talepleri “toplum hazır değil” siyasi yalanı ile inkâr edilirken süreci hatırlayalım: LGBTİ+ hakları Türkiye’nin AB’ye girebilmesi için önüne konan kısa ve orta vadeli hedefleri gösteren Katılım Ortaklığı Belgesi ile başlıyor. Başbakan Bülent Ecevit’in 2001’de kabul ettiği programı AKP Hükümeti devralıyor. Türkiye’nin ilk ödevi çalışma hayatında cinsel yönelim ayrımcılığını ortadan kaldırmak! “İşgücü ve sosyal konular” başlığı altında “cinsel yönelim” temelli ayrımcılığın 2004’e kadar kaldırılması bekleniyor. Türkiye en azından çalışma hayatında cinsel yönelim temelli ayrımcılığı yasaklayan bu kriteri gündemine bile almıyor. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) AB müktesebatına uygun değiştirilmesi süreci başlıyor. Adalet Alt Komisyonu, “ayrımcılık” ana maddesine “cinsel yönelim” eklenmesinde ortaklaşıyor. TBMM öncesi aşamada AKP Hükümeti Cemil Çiçek ile itiraz edip çıkarttırıyor. Başbakan Erdoğan, 2014’te, “Demokratikleşme Paketi” ve TCK’da “nefret” saikli değişikliği açıklıyor. TCK’nın ayrımcılığı düzenleyen 122. Maddesi “Nefret ve Ayrımcılık” adını alıyor; Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği’ne gene yer verilmiyor. TCK’nın ardından “yeni anayasa” tartışmaları başlıyor; “kanun önünde” herkes “eşit” olsa da cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimliklerinden ötürü ayrımcılıklara maruz kalan LGBTİ+’lar eşitliğe dahil edilmiyor…

LGBTİ+’ların insan hakkı ihlallerine daha fazla maruz kalmamaları için yerine getirilmesi gerekli adımlar çok açık: T.C. Anayasası’nın “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10. Maddesi’ndeki ayırım gözetilmeyecek zeminler arasına “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ifadeleri eklenmeli. Aynı şekilde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını yasaklayan ifade Anayasa’ya açıkça kaydedilmeli. TCK’nın “Nefret ve Ayrımcılık” başlıklı 122. Maddesi’nde ayırım gözetilmeyecek zeminler arasına “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ifadeleri eklenmeli. Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurumu, “Eşitlik İlkesi ve Ayrımcılık Yasağı”na “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ifadeleri eklenmeli. İnsan Hakları Kurumu ve Kamu Denetçiliği Kurumu görev ve yükümlülük alanlarına giren her türlü insan hakkı, demokrasi ve hukuk ihlallerini cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli yaklaşımı gözeterek ele alınmalı. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı’nın ayırımcılık yasağını düzenleyen bölümünde "cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği" ifadeleri eklenmeli. Nefret Suçları ile ilgili mevzuat çalışmasında LGBTİ+’lara yönelik nefret suçlarına karşı gerekli cezai önlemler alınmalı; “ağır tahrik” indirimlerinin nefret suçları sonrası uygulanamayacağına dair düzenleme yasada yapılmalı…

T.C. Anayasası, Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun, Kabahatler Kanunu gibi kanunlar ile çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanan yönetmeliklere dâhil olan “genel ahlak”, “kamu ahlakı”, “müstehcenlik”, “iffetsizlik” ve “yüz kızartıcı suçlar” gibi muğlâk ifadeler mevzuattan çıkarılmalı ya da LGBTİ+’ların aleyhine yorumlanamayacak şekilde yeniden düzenlenmeli. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne EK 12. Protokol’ü T.C. Hükümeti onaylamalı. Türkiye, kurucu olduğu Avrupa Konseyi'nin, 2010 yılında yayınladığı Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Ayrımcılığıyla Mücadele bakanlar Kurulu Tavsiye Kararına tam uyum için gereken tüm yasal ve politik adımları derhal yerine getirmeli. LGBTİ+’ların maruz kaldıkları nefret suçları, ayrımcılık, polis şiddeti gibi hak ihlalleri sonrası soruşturma ve kovuşturma evresinde mağdurların mağduriyetlerini artıran kolluk kuvvetlerinin ve adli birimlerin ayırımcı ve/veya önyargılı tutumlarını bertaraf edecek önlemler alınmalı. TSK’nın Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde eşcinsellik ya da transseksüelliğin “ileri derecede psikoseksüel bozukluk” olarak nitelendirilmesinin ve askerlikten muaf tutulma sürecinde eşcinsel, biseksüel ya da trans vatandaşların maruz kaldıkları onur ve haysiyet kırıcı uygulamalar bertaraf edilmeli. Eşcinselliği “gayri tabii mukarenet” şeklinde damgalayarak cezalandıran, cezalandırmakla kalmayıp söz konusu suçlama ile eşcinsel subayları çalışma hayatında cinsel yönelim ayrımcılığına maruz bırakarak işten atılmasını düzenleyen Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu değişmeli ve eşcinsellik suç olmaktan çıkartılmalı.

Hükümet çalışma hayatında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını düzenlemeli. İş duyurularında, işe alımda, iş ilişkisinin devamında ve işe son verme süreçlerinde LGBTİ+ çalışanlara yönelik ayrımcılığı yasaklayan düzenlemeler yapılmalı. İş Kanunu’nda “cinsiyet” eşitliğinin ardından “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” de kayda geçirilerek LGBTİ+ çalışanlar güvence altına alınmalı. Eğitim, istihdam ve sağlık kamu ve özel kurum ve kuruluşları ile hizmetlere erişim alanlarında LGBTİ+’ların yaşadıkları hak ihlallerini bertaraf edecek toplumsal ve kurumsal eğitim programları devletin pozitif yükümlülüğü olarak uygulanmalı ve takip edilmeli…

Cinsel Yönelim ve Toplumsal Cinsiyet Hakkında BM Deklarasyonu, BM Genel Kurulu, 18 Aralık 2008- Cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği her ne olursa olsun insan haklarının her insan varlığına yönelik eşit şekilde uygulanmasını gerektiren herkese eşit davranılması ilkesini yeniden onayladığını hatırlayalım ve ekleyelim: LGBTİ+ hakları temel insan haklarıdır! 


Etiketler: insan hakları, medya, siyaset
nefret