01/03/2022 | Yazar: Ali Erol

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “sapkın” söylemiyle hedef aldığı LGBTİ+’ları sene boyunca “uyuşturucu” ve “terör” ile birlikte telaffuz etti

İçişleri Bakanı, 2021 boyunca LGBTİ+’ları hedef aldı    Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, LGBTİ+ yurttaşları 2021 yılı boyunca sistematik bir siyasetle hedef aldı, ayrımcı dil ve nefret söylemiyle LGBTİ+’ları karaladı ve kriminalize etti.

İçişleri Bakanı, LGBTİ+'ları “vatandaş”tan görmeyip kurumsal ayrımcılığa tabi tutan, nefret söylemiyle hedef gösteren, yetinmeyip “LGBT”yi de “uyuşturucu” ve “terör” örgütleriyle birlikte telaffuz etmekte sakınca görmeyen ayrımcı dilinde “LGBT”nin karşılığı olarak telaffuz edilen ifadeler şöyle sıralandı:

“LGBT sapkını”, “LGBT sapkınlar”, “sapkın LGBT”, “Bana göre sapkınlıktır”, “İnancımıza göre 'LGBT' sapkınlıktır”, “her türlü sapkınlık”, “Bu LGBT'ciler… bu ne idiğü belirsiz…”, “lezbiyen, gey, trans, bütün bunlar”, “‘beni çok seven’ LGBTİ üyesi”, “LGBT ülkemizin ahlakını bozmasın diye”, “LGBT'nin ülkede yayılması”, “LGBT'ciler”…

Kaos GL’nin Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin 2021 yılı medya izlemesine göre, vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlayıp, her türlü tehdit ve baskıya karşı korumakla görevli olan İçişleri Bakanlığı’nın LGBTİ+'ları “vatandaş”tan saymayıp sene boyunca sistematik olarak nefret söylemine devam edip, hedef alması her ay kamuoyuna yansıdı. Öte yandan 2021 bahar ve yaz aylarında İçişleri Bakanı’nın LGBTİ+’lara yönelik doğrudan ayrımcı dil ve söyleminin kaydına rastlanmaması dikkat çekti.

Ocak 2021: “4 LGBT sapkını gözaltına alındı”

Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilerin atanmış rektör protestolarına yönelik kurumsal homofobik söylemler ve yol açtığı LGBTİ+ karşıtı nefret kampanyaları 2021 Ocak ayına damgasını vurdu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabından, “Boğaziçi Üniversitesi’nde Kabe-i Muazzama’ya yapılan saygısızlığı gerçekleştiren 4 LGBT sapkını gözaltına alındı!” paylaşımı yaptı. Bakan tarafından sarf edilen LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi paylaşımı, vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayıp, her türlü tehdit ve baskıya karşı korumakla yükümlü T.C. İçişleri Bakanlığı resmi Twitter hesabınca “retweet” edildi. Ardından LGBTİ+’ları hedef alan kurumsal homofobik nefret söylemi sağanağı başladı.

İstanbul Valiliği’nin Twitter hesabı paylaşımı ve açıklamasında, homofobik nefret söylemi ile hedef gösterme yeterli görülmeyince, kriminalizasyon devreye girerek, gökkuşağı bayrağı suç unsuruymuş gibi işaret edildi, LGBTİ+ öğrenci kulübü “terör” ile ilişkilendirildi.

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Twitter hesabından, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, “İçişleri Bakanının görevi vatandaşların güvenliklerini, huzur ve refah içinde yaşamalarını sağlamaktır. Vatandaşa “sapkın” demek nefret söylemidir. Ayrımcılık yapamazsın!” hatırlatması yaptı.

Şubat 2021: “LGBT'yi dinimiz yasaklıyor. Bizim inancımıza göre bu sapkınlıktır”

Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilerin gözaltına alınmasını, “LGBT sapkını gözaltına alındı!” söylemiyle duyuran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Ocak ayındaki twitter paylaşımının ardından başlayan kurumsal homofobik nefret söylemi sağanağı Şubat buyunca devam etti.

Ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesi gereğince vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayıp, her türlü tehdit ve baskıya karşı korumakla yükümlü İçişleri Bakanlığı, LGBTİ+ yurttaşlara yönelik nefret söylemi paylaşımlarını, “LGBT sapkınlar” ifadesiyle twitter hesabından tekrar etti.

Twitter, Bakanlığın açıklamasını paylaşan İçişleri Bakanı Soylu’nun “LGBT sapkınlar” ifadeli tweetine, “Bu Tweet, nefret davranışı hakkındaki Twitter Kuralları'nı ihlal etti” notu düştü. Bunun üzerine İçişleri Bakanı, Twitter hesabından “sapkın LGBT” söylemine devam etti: “Terör örgütlerine ve sapkın LGBT'ye koruma kalkanı oluşturan Twitter…”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ayrımcı dili ve LGBTİ+ yurttaşlara yönelik Şubat ayında sarf ettiği homofobik nefret söylemlerini aracı medya organları aktardı: “İnancımıza göre 'LGBT' bir sapkınlıktır… LGBT'yi dinimiz yasaklıyor. Bana göre sapkınlıktır. Ben inanan bir insanım. Bizim inancımıza göre bu sapkınlıktır. İki iki daha dört.”

“Biz bu toprakların çocuklarıyız, bu topraklarda LGBT diye bir şey var mı? Bunun toplumsallaşması söz konusu mu? Böyle eğilimleri olabilir ama toplumsallaşması söz konusu mu? Bu cereyan Amerika ve Avrupa'dan Türkiye pazarlanan bir cereyan... Bu LGBT'ciler, bizim dinimiz bu ne idiğü belirsizi yasaklıyor. Bana göre sapkınlık bu kadar basit. Ben inanan bir insanım, bizim inancımıza göre bu sapkınlıktır. Ben bu değerlendirmeleri yapmak ve aile yapımızı korumakla mükellefim. Bunları anlatmakla da mükellefim, benim dinim, milli kimliğim de bunu emrediyor…”

Mart 2021: “Polonya, lezbiyen, gey, trans, bütün bunlara itiraz ettiği için…”

LGBTİ+ yurttaşları hedef alan kamu temsilcilerinin kurumsal homofobik nefret söylemi, İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin ardından Mart ayı boyunca devam ederken, Boğaziçi Üniversitesi protestoları bahanesiyle “LGBT sapkını” söyleminde bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerinin ardından başlayan kurumsal homofobik nefret söylemi sağanağında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “azgın azınlık”, “sapkın düşünce ve yaşam tarzı”, “ahlaksızlık”, “nefreti ve terörü özgürlük olarak pazarlamaya çalışanlar” sözlerini sarf etmişti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilme “gerekçe”sini güçlendirmek isteğiyle, “Polonya da eşcinsel grupların toplumsal cinsiyet hakkındaki fikirlerini tüm topluma empoze etme girişimini gerekçe göstererek sözleşmeden çekilmek için adımlar atmıştır” ifadesiyle Polonya’dan medet umarken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Polonya nakaratı”n tekrar etti: “Biz egemen devletiz. İstediğimiz uluslararası sözleşmenin altına imza atarız, istediğimizden de çıkarız. Nitekim Avrupa'da bu sözleşmeyi imzalamayan birçok ülke var. En son Polonya, lezbiyen, gey, trans, bütün bunlara itiraz ettiği için, kendi toplumunu yanlış yönlendirebileceğine inandığı için buradan çıktı.”

Eylül 2021: “4'ünün de, ‘beni çok seven’ LGBTİ üyesi olduğu tespit edildi”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, her türlü tehdit ve baskıya karşı korumakla yükümlü olduğu LGBTİ+ yurttaşlara yönelik hedef gösteren ayrımcı dili, bahar ve yaz molasının ardından Eylül ayında bir kez daha kamuoyuna yansıdı.

Didim Polis Moral Eğitim Merkezi'nde konuşan İçişleri Bakanı, “Yurt bulamayan öğrenciler' bahanesiyle bir dizi eylem yapıldı” diye konuşurken, devam etti: “Bunların daha ziyade sol marjinal gruplara müzahir olduğu belirlendi. 6'sının PKK/KCK, 6'sının MLKP, 5'inin TKKKÖ, 2'sinin TKP Kıvılcım, 1'inin FETÖ/PDY, 1'inin TKİP, 1'inin DKP, 4'ünün de, ‘beni çok seven’ LGBTİ üyesi olduğu tespit edildi.”

Boğaziçi Üniversitesi’nde sinema dersleri veren, kapatılan Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’nün danışman hocası, kayyum rektör tarafından görevden aldığı için kampüse sokulmayan Can Candan, Twitter hesabından, İçişleri Bakanı’nın ayrımcı ve hedef gösteren söylemi üzerine “zorunlu bilgilendirme” paylaşımı yaptı: “LGBTİ, insanların cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimlerini ifade eden bir kısaltmadır. Açılımı lezbiyen (kadın eşcinsel), gey (erkek eşcinsel), biseksüel, trans, intersekstir. Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim üye olunabilen bir şey değildir.”

Ekim 2021: “Biz Müslüman bir devletiz… LGBT'yi ülkemizin ahlakını bozmasın diye engelledik”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, her türlü tehdit ve baskıya karşı korumakla yükümlü olduğu LGBTİ+ yurttaşları hedef gösteren ayrımcı söylemine Eylül ayının ardından Ekim ayında da devam etti: “LGBT'yi aile yapımızı bozmasın, çocuklarımızı ahlaksızlığa sevk etmesin, ülkemizin ahlakını bozmasın diye engelledik.”

Hak-İş Konfederasyonunun 46. Kuruluş yıldönümündeki Başkanlar Kurulu toplantısına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun konuşması, Anadolu Ajansı tarafından, “İçişleri Bakanı Soylu: Türkiye'de teröristler 180 sayısının altına düştü” başlığı ile verildi: “Bir eksiğimiz vardı, Osman Kavala'yı serbest bırakmadık, Demirtaş'ı serbest bırakmadık. PKK ve FETÖ ile mücadelede kimseden talimat almadık, onların PKK/PYD'sine Suriye'de fırsat tanımadık. Eksiğimiz bu. Bir de LGBT'yi aile yapımızı bozmasın, çocuklarımızı ahlaksızlığa sevk etmesin, ülkemizin ahlakını bozmasın diye engelledik."

İçişleri Bakanı’nın, LGBTİ+’ları hedef aldığı konuşmasının devamını Anadolu Ajansı almazken, İhlas Haber Ajansı (İHA) tamamını aktardı: “Siz her türlü sapkınlığın içerisinde oluyorsunuz. Biz ona girmek durumunda değiliz, biz Müslüman bir devletiz” şeklinde konuştu.”

Aralık 2021: İçişleri Bakanı, “LGBT konusu”nu “uyuşturucu” ve “terör” ile birlikte telaffuz etmekten vazgeçmedi

Cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) yurttaşları da her türlü tehdit ve baskıya karşı korumakla görevli İçişleri Bakanı, karalama, kriminalize etme ve hedef göstermeye 2021 Aralık ayında da devam etti.

LGBTİ+’ları sistematik olarak hedef gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu sefer de Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde, ‘Türkiye Muhtarları El Ele’ projesi kapsamında düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, “LGBT konusu”nu bir kez daha “uyuşturucu” ve “terör” ile birlikte telaffuz etti.

LGBTİ+’ları hedef göstermek için hiçbir fırsatı kaçırmayan Soylu, muhtarlara seslenerek, “Bu sevda nereden çıkıyor” diye sordu. Soylu’nun LGBTİ+’ları hedef gösteren ifadeleri şöyle: “Mahallenizde hangi anne baba, LGBT'nin bu ülkede yayılması, gelişmesi için size başvuruyor? Bir anne baba 'LGBT bu ülkede yayılsın? Bizim çocuklarımız bu işlerle daha çok ilgilensin.' diye bir tek kişi size başvurdu mu? Peki bu sevda nereden çıkıyor? Avrupa'dan ve Amerika'dan. Nasıl çıkıyor? Çok basit. Yurt dışında dernekler, vakıflar var bizatihi büyükelçilikleri var. Biz nasıl ayakta duruyoruz? Uyuşturucuyla saldırıyorlar ayakta duruyoruz. Terörle saldırıyorlar ayakta duruyoruz. Ekonomik olarak saldırıyorlar ayakta duruyoruz. Neden? Aile yapımız güçlü de onun için. Aile yapımız sarsılmıyor, ondan kalkınıyoruz. Zeminimizi oynak hale getirebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar ama başaramadılar.”

Cinsel yönelimleri ile cinsiyet kimlikleri “şahsî” siyasî tercihlerine uymasa bile, LGBTİ+ yurttaşların da can ve mal güvenliğini gözetmesi, ifade-toplanma-gösteri ve örgütlenme hürriyetlerine yönelik yasal (123456789) yükümlülüklere uymakla görevli Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanı, Twitter hesabından paylaştığı “Türkiye Muhtarları El Ele Projesi” konuşmasında LGBTİ+’ları muhtarlara şikâyet etti.

İçişleri Bakanı’nın, “Ben muhtarlarımıza soruyorum. Mahallede hangi anne baba size Türkiye'de LGBT'nin gelişmesi için başvuruda bulundu? Bir anne baba LGBT bu ülkede yayılsın, bizim çocuklarımız bu işlerle daha çok ilgilensin diye bir kişi size başvurdu mu? Bu sevda nereden çıkıyor?” sözlerini, İHA, “İçişleri Bakanı Soylu: '2019 yılında 20 tondu, bu yıl toplam 22 tona çıkardık'” başlığıyla geçtiği haberini “LGBT konusuna da değinen Bakan Soylu” diye aktarırken, Anadolu Ajansı’nın (AA), “İçişleri Bakanı Soylu: Bu yıl 22 ton ile Cumhuriyet tarihimizin eroin yakalamadaki rekorunu egale ettik” başlığı ile servis ettiği aynı konuşmadan Bakan Soylu’nun LGBTİ+’ları hedef gösteren ifadelerine kendi sitesinde yer vermediği görüldü.

İhlas Haber Ajansı (İHA), İçişleri Bakanı’nın, “Bir muhalefet partisinin genel başkanı”na yönelik sarf ettiği sözlerinden, “Bir muhalefet genel başkanı Amerika Büyükelçisi ile 1 ayda 4 defa ne görüşür ve ne konuşur? Görüştüğü zaman ‘Ya siz ayıp ediyorsunuz PYD/PKK destekliyorsunuz' diyor mu? ‘Sizin ne işiniz var Türkiye'deki LGBT'cilerle' diyor mu?” ifadelerini de aktardı.

Anadolu Ajansı, kendi sitesinde yayınladığı haberinde, Bakan Soylu’nun sarf ettiği “LGBT” ifadesine yer vermezken, muhabiri Volkan Bayraktar imzasıyla servis ettiği “İçişleri Bakanı Soylu, Bursa'da muhtarlarla bir araya geldi” haberine ise “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yurt dışından LGBT derneklerine yönelik ciddi bir fonlama olduğunu ifade ederek "Bunu dile getiriyoruz, burada bir sorun olduğunu paylaşıyoruz ama buna rağmen dönüp yine bizi linç etmeye çalışıyorlar" dedi” manipülasyonuyla başlıyor.

Vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlayıp, her türlü tehdit ve baskıya karşı korumakla görevli olan İçişleri Bakanı’nın, LGBTİ+'ları “vatandaş”tan görmeyip kurumsal ayrımcılığa tabi tutan, nefret söylemiyle hedef gösteren, yetinmeyip “LGBT”yi de “terör” örgütleriyle birlikte telaffuz etmekte sakınca görmeyen ayrımcı dili 23 Haziran yerel seçimleri sürecinden bu yana (1, 2) artarak devam etti.

İçişleri Bakanlığı’na mali bildirim zorunluluğu bulunan ve düzenli denetlenen sivil toplum kuruluşlarından olan LGBTİ+ dernekleri hem Anayasal bir hak hem Dernekler Kanunu’na göre kuruldukları bilindiği halde, ifade ve örgütlenme özgürlüklerini inkâr edecek şekilde, kamu temsilcileri tarafından “sapkın dernekler” ifadesiyle nitelemekte sakınca görülmezken, Türkiye’nin de dahil olduğu AB ve BM fonlarından söz konusu Dernekler Kanunu çerçevesinde LGBTİ+ derneklerinin de yararlanmasını çarpıtan ve yalan üreten hükümet yanlısı medya, gene aynı Dernekler Kanunu kapsamında İçişleri Bakanlığının bilgisi ve denetimine tabi olduklarını görmezden gelip kamu temsilcilerinin ayrımcı söylemlerine ortak olarak kamuoyunu yanıltmaya ve LGBTİ+ kurumlarını hedef göstermeye aracı olmaya devam ediyorlar.

İçişleri Bakanlığına kayıtlı LGBTİ+ derneklerinin çalışmalarını sanki gizli ve yasadışıymış gibi gösteren hükümet yanlısı medya organları, nefret yayınlarıyla doğrudan hedef gösterdiği LGBTİ+ derneklerini, “nefret” yetmeyince “terör” ile ilişkilendirip kriminalize etmekten geri kalmıyor.

“21. dönem İstanbul Milletvekili ve Anavatan Partisi eski Genel Başkanı” Nesrin Nas, twitter hesabından, “Öyle bir açıklama ki, sanırsınız insanların cinsel kimliğini değiştirme amaçlı bu fonlar. Oysa bu fonların hepsi insanların cinsel yönelimleri ne olursa olsun yaşama, çalışma, yasalar önünde eşitlik, şiddete uğramama gibi temel haklarını korumaya yöneliktir.” paylaşımı yaparken, İleri Haber, TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil’in, “İçişleri Bakanı Soylu’nun LGBTİ+ yurttaşları, kuruluşları hedef alan sözlerini” Meclis gündemine taşıdığını duyurdu.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul ve Milletvekili Sera Kadıgil, İçişleri Bakanı Soylu’nun sözlerini Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) taşıdı ve İçişleri Bakanı’na şu soruları yöneltti: “Avrupa ve Amerika’dan fon almak TCK kapsamında nasıl bir suça tekabül etmektedir?”, “Açıklamalarınızın Anayasa’nın 10., 17., 24. ve 60. maddelerini ihlal etmesi ve TCK 122. Maddede hükme bağlanan “nefret ve ayrımcılık” suçu  kapsamına girdiği yönündeki değerlendirmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?”

Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi

Medya çalışmaları kapsamında sosyal medya mecrası ile internet medyasını izleyen Kaos GL, 2021 yılı boyunca, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini yaptı.

Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, nefret söylemi üreten, yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren ifadeler içeren haber ve yorumların her ay kaydını tuttu.

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor.

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

Kaos GL’den İçişleri Bakanlığı için LGBTİ+ Hakları El Kitabı

Kaos GL Derneği’nin İçişleri Bakanlığı için 2015 yılında yayınlandığı “LGBTİ+ Hakları El Kitabı”nda, LGBTİ+ vatandaşların yaşadıkları ağır sorunlara evrensel insan hakları hukukuna dayalı çoğulcu, katılımcı ve demokratik yönetim ilkeleri ışığında çözümler aranırken, bu kapsamda uygulanan politikaların, mevzuatın, kurumsal uygulamaların ve denetimin geliştirilmesine yönelik önerilere yer veriliyor. 

İçişleri Bakanlığı için LGBTİ+ Hakları El Kitabı, “LGBT’lerin yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı, konut dokunulmazlığı, düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme ve barışçıl toplanma hakları gibi insan haklarına yönelik ağır ihlallerin sona erdirilmesine ve özellikle bu hak ve özgürlüklerin kullanımını engelleyen sorunların giderilmesine yönelik İçişleri Bakanlığı’nın çalışmalarına katkı sağlamak için hazırlandı.”

“Kamu hizmetlerini yürüten kamu görevlilerinin yanı sıra insan hakları savunucuları ile hak sahiplerinin bilgi ve farkındalık düzeylerinin yükseltilmesine ve aralarındaki diyalog ve işbirliğinin geliştirilmesine katkı sunmayı amaçlıyor. Birçok uluslararası ve ulusal hukuk normunun lezbiyen, gey, biseksüel ve trans vatandaşlar ile mülteciler, sığınmacılar, göçmenler ve yabancılar açısından yaşama geçirilmesi noktasında Türkiye’de gerekli ve yeterli düzeyde mevzuat düzenlemesi yapılmıyor ve kurumsal adımlar atılmıyor. Oysa Türkiye’de, hemen her gün, hayatın her alanında LGBT vatandaşlar insan hakları ihlallerine maruz kalıyor; fiziksel ve cinsel saldırıya uğruyor, çalışma yaşamında, eğitim sisteminde, sağlık ve sosyal güvenliğe erişimde diğer birçok alanda ayrımcılığa uğruyor, kötü muamele görüyor, bazen ailelerince reddediliyor, işkence görüyor ve öldürülüyor.”



Etiketler: insan hakları, nefret suçları
İstihdam