21/10/2021 | Yazar: Ali Erol
Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin Eylül Ayı İnternet Seyrinde LGBTİ+’lara yönelik ayrımcı nefret ifadelerini derledik…
Görsel: Gizem Winter, KaosGL.org için stok görsel
Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin Eylül Ayı İnternet Seyrine sosyal medya ve internet ortamlarına yansımış ayrımcı nefret ifadeleri ile doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden medya organlarından LGBTİ+’lara yönelik cinsiyetçi, transfobik ve homofobik nefret söylemlerini derledik.
Medya çalışmaları kapsamında sosyal medya mecrası ile internet medyasını izleyen Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların takibini yaparak kaydını tutuyor.
Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks) varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, nefret söylemi üreten, yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren ifadeler içeren haber ve yorumları aylık dosyalarla raporluyor.
Muhafazakâr imzalar homofobik nefret kampanyasında imza hizasına geçti
LGBTİ+ onur yürüyüşlerini tehdit etmekten yargılanan ve ceza alan isimlerin Eylül ayında açtığı homofobik nefret kampanyasında muhafazakâr imzalar sıraya girdi.
Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanıyken homofobik ve transfobik nefret söylemleriyle 2016 İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü ve Trans Onur Yürüyüşü’nü tehdit etmekten yargılanan ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçundan ceza alan Kürşat Mican, “Yesevi Alperenler Derneği Genel Başkanı” sıfatıyla “SapkınlığaDurDe” etiketi altında “LGBT Faaliyetlerinin durdurulması ve yasaklanması için” Eylül ayında nefret kampanyası başlattı.
Saadet Partisinin yayın organı Millî Gazete, homofobik nefret kampanyasına “İmzamızı Atıyoruz Sapkınlığa Dur De!” manşetiyle ortak oldu.
Millî Gazete’nin “İmzamızı Atıyoruz Sapkınlığa Dur De!” manşeti, gazetenin facebook takipçilerince sadece bir adet “yorum”la, “İyi ki varsın milli görüş” paylaşımıyla karşılanırken, gene tek bir adet “yorum”la, kendisini “KKTC Din İşlerinde İmam” olarak tanıtan bir twitter takipçisi tarafından da “On line olarak katılabiliyormuyuz ?” mesajı aldı.
“İmzamızı atıyoruz sapkınlığa dur de!” manşet haberi, gazetenin internet sayfası takipçileri tarafından sadece 4 adet “yorum” alırken, “Akli Selim” isimli bir Millî Gazete “okur”u ise “Kim Gelipte Bu Standları Bulupta İmza Atacak?” mesajı paylaştı.
Millî Gazete, “manşet” haberine, “Konuya dair yapılan açıklama” notuyla “tırnak” içinde aktarmayla başlasa da, muhabiri Bekir Şirin imzasıyla “tırnak”tan vazgeçip daha baştan “imza” atma gerekçesini doğrudan “Başta LGBT olmak üzere tüm ifsat örgütlerinin faaliyetlerinin durdurulması ve yasaklanması amacıyla” olduğunu ilan etti.
Saadet Partisinin yayın organı (1, 2) tarafından “İmzamızı Atıyoruz Sapkınlığa Dur De!” manşetiyle duyurduğu, hem Anayasal bir hak hem Dernekler Kanunu’na göre kurulmuş (1, 2) LGBTİ+ örgütlerine yönelik doğrudan kurumsal ayrımcılık çağrısı yapan homofobik nefret kampanyasının çağrısı, Yesevi Alperenler Derneği’nden geldi: “Alperenler Neslimize Sahip Çıkıyor… SapkınlığaDurDe! Ailenikoru! Müslümanlar Tek Ses, Tek Yumruk ve Tek Vücut Olmalıyız!”
“Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu” isimli twitter hesabı, söz konusu ayrımcılık ve nefret suçu kampanyasını, 5 Eylül’de, İstanbul “Eyüp Sultan Meydanında “SapkınlıklaraDurDe ve AileniKoru” sloganıyla” ve “bir ay boyunca tüm yurt genelinde devam edecek olan imza kampanyamız” açıklamasıyla duyurdu.
“Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu olarak; "Sapkınlıklara Dur De / Aileni Koru" sloganıyla” başlattıklarını söyleyen Yesevi Alperenler Derneği Genel Başkanı Kürşat Mican ise “Eyüpsultan'da LGBTİ faaliyetlerinin sonlanması için imza kampanyası”nın henüz ikinci gününde “sözde müslüman görünümlü yumuşaklar” dediği birilerini tehdit etti: “Sapkınların Aktivitelerinin yasaklanması için başlattığımız İmza çalışmamızı Manüpile etmek isteyen sözde müslüman görünümlü yumuşaklar adam olun yoksa ayaklarınızı elinize alırsınız..!!!”
Nefret kampanyasını başlattığında 158 takipçisi bulunan “Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu” twitter hesabının, "Sapıklığı savunan STK'lar YASAKLANSIN mal varlıklarına el konulsun" çağrısı yaparken düzenli olarak “Kürşat Mican” ile “Yesevi Alperenler Derneği” paylaşımlarını retweet ettiği görüldü.
EyüpGündem internet sitesinin, “Eyüpsultan'da, Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu tarafından LGBTİ faaliyetlerinin durdurulması ve yasaklanması için imza kampanyası” başlığıyla İHA’dan aktardığına göre, “Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu Başkanı Kürşat Mican” tarafından yapılan açıklamada, “hedonist hayat felsefesi”, “ahlaksızlık”, “aile yapımızı dinamitleme” ve “özgürlük maskesi” gibi ifadeler geçerken, “ahlaki çöküntü” ve “sapkın LGBTİ örgütü” söylemiyle sona eriyor: “Ahlakı çöken bir millet çözülmeye, yok olmaya, tarihten silinmeye mahkum olur. Dolayısıyla sapkın LGBTİ örgütünün tüm faaliyetlerinin yasaklanması ve ceza kapsamına alınması için imza kampanyası başlatmış bulunmaktayız. Niyet hayır, akıbet hayır olur inşallah.”
LGBTİ+ derneklerine karşı ayrımcılık ve nefret suçuna çağıran “imza kampanyası” haberini DHA da, aynı bülten ve fotoğraflarla (1, 2) aktardı.
“Kampanya”nın duyurduğu “faaliyet planı”nda kısa adı “ADAM” olan “Aile Değerlerimizi Araştırma ve Muhafaza Merkezi” kurulması da bulunuyor. “Cinsiyet Eşitliği” ile “LGBTİ Hakları” ise “sapkın fiiller” olarak niteleniyor ve “egemen güçlerin aile yapımızı ve toplumumuzu dinamitlemek adına sergiledikleri ve önlem alınmazsa ilerleyen süreçte başımıza çok işler açacak bir iğrenç oyundur” deniliyor.
Yesevi Alperenler Derneği, “SapkınlığaDurDe ve AileniKoru diyerek LGBT Faaliyetlerinin durdurulması ve yasaklanması için başlatılan imza kampanyasına yoğun ilgi” gösterildiğini söylediği, “Gerici olan bizler değil MÖ 1900 Yıllarda yaşayan Lut kavmine özenenler gericidir!” diyerek savunduğu “imza kampanyası”na sosyal medyada “ilgi” gösteren isimler arasında, eşcinsellere “sapık” dediği için Kaos GL Derneği’nin açtığı davada “hakaret”ten mahkum olan Serdar Arseven de bulunuyor. Artık, Milat’ın genel yayın koordinatörü olan Arseven, “SapkınlığaDurDe” etiketli ayrımcılık ve nefret suçuna çağrı yapan “imza kampanyası”na twitter hesabından yaptığı “Sapkınlık hiç bu kadar destek bulmamıştı! Kanıksandı adeta!” paylaşımıyla katıldı.
Yeni Şafak köşe yazarı Yusuf Kaplan, “AileniKoru” ve “SapkınlığaDurDe” etiketleri altında twitter hesabından, “Akîde çökerse, aile çöker. Aile çökerse toplum ayakta duramaz. Toplum çökerse ülke silinir gider tarihten.” paylaşımı yaptı. (1, 2)
Akit köşe yazarı Abdurrahman Dilipak (1, 2) ise aşı karşıtı paylaşımını aynı zamanda “SapkınlığaDurDe” etiketine de eklemeyi tercih etti.
Akit, söz konusu nefret stantlarına yönelik zabıtanın müdahale ettiğini duyururken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına yönelik nefret siyasetine bir kez daha bahane bulmuş oldu: “Homolara İmamoğlu kalkanı… İBB’nin imkânlarını eşcinsel sapkınlığı meşrulaştırmak için seferber eden CHP’li Ekrem İmamoğlu… LGBTİ’yi kollamak… LGBTİ sapkınlar…”
Yeniden Refah Partisi Genel Merkez Sosyal İşler Başkan Yardımcısı ise twitter hesabından, “SapkınlığaDurDe” etiketi altında, “Kişilerin dört duvar arasında yaşadıkları kendilerini bağlar ama Toplumsal Cinsiyet Eşitliği safsatasıyla TV dizileri, Yayınlar ve Dernekler aracılığıyla cinsiyetsizliğin, ahlak dışı birlikteliklerin normalleştirilmesi asla kabul edilemez. Burası Hollanda değil.” paylaşımı yaptı.
“SapkınlığaDurDe” etiketine katılan bir twitter hesabı da, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan imzalı “Eşcinselliği yaygınlaştıran LGBT DERNEKLERİNİ ve buna benzer bütün yerleri kapatacağız.” (1, 2) kartını paylaştı.
Sendikal gongo Mil Diyanet Sen’siz homofobik nefret kampanyası mı olur haliyle Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül (1, 2, 3) de, “Sapkınlığadurde” ve “Ailenikoru” twitter etiketlerine, “sapkın derneklerin kapatılması ve tüm faaliyetlerinin yasaklanması için ilk dilekçeyi biz verdik diyor: “Mil Diyanet Sen olarak bu sapkın derneklerin kapatılması ve tüm faaliyetlerinin yasaklanması için Şubat ayında İçişleri Bakanlığına dilekçe verdik. O gün hiçbir STK yanımızda yoktu. Dilekçemizin takipçisiyiz. Atılacak her adımı destekliyoruz.”
Saadet Partisinin yayın organı Millî Gazete’nin “İmzamızı Atıyoruz” manşetiyle sahiplendiği “Aileni Koru Sapkınlığa Dur De!” kampanyası, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “İnancımıza göre LGBT bir sapkınlıktır. Aile yapımızı korumakla mükellefiz” sözlerini hatırlatıyor: “LGBT'yi dinimiz yasaklıyor. Bana göre sapkınlıktır. Ben inanan bir insanım. Bizim inancımıza göre bu sapkınlıktır. İki iki daha dört. Şimdi ben bu değerlendirmeleri yapmakla mükellefim. Aile yapımızı korumakla mükellefiz. İlk önce bir birey, bir ailenin mensubu olarak, aynı zamanda bu toplumun bir ferdi olarak ve bir Müslüman olarak bunu söylemekle mükellefim. Bunları anlatmakla da mükellefim. Dinim de bunu emrediyor.”
Ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesi gereğince vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayıp, her türlü tehdit ve baskıya karşı korumakla yükümlü İçişleri Bakanlığı, sene başında, LGBTİ+ yurttaşlara yönelik ayrımcı bir dille nefret söyleminde (1, 2) bulunmuştu.
LGBTİ+’lara karşı kurumsal homofobik nefret siyaseti
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, her türlü tehdit ve baskıya karşı korumakla yükümlü olduğu LGBTİ+ yurttaşlara yönelik hedef gösteren ayrımcı dili Eylül ayında bir kez daha kamuoyuna yansıdı.
Didim Polis Moral Eğitim Merkezi'nde konuşan İçişleri Bakanı, “Yurt bulamayan öğrenciler' bahanesiyle bir dizi eylem yapıldı” diye konuşurken, devam etti: “Bunların daha ziyade sol marjinal gruplara müzahir olduğu belirlendi. 6'sının PKK/KCK, 6'sının MLKP, 5'inin TKKKÖ, 2'sinin TKP Kıvılcım, 1'inin FETÖ/PDY, 1'inin TKİP, 1'inin DKP, 4'ünün de, ‘beni çok seven’ LGBTİ üyesi olduğu tespit edildi.”
İçişleri Bakanı’nın konuşması, basına yansırken, Gerçek Gündem isimli internet sitesi, “İçişleri Bakanı, eylemlere katılan bazı öğrencilerin farklı örgütlere üye olduğunu söyledi. Soylu'ya göre bu örgütlerden birisi "LGBTİ"” başlıklı haberinde, “Soylu konuşmasında “LGBTİ” diyerek cinsel yönelimlerini ifade ettiği gençlerle ilgili bu bilgiyi nereden edindiğine dair detay vermedi.” aktarımı yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi’nde sinema dersleri veren, kapatılan Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’nün danışman hocası, kayyum rektör tarafından görevden aldığı için kampüse sokulmayan Can Candan, twitter hesabından, İçişleri Bakanı’nın ayrımcı ve hedef gösteren söylemi üzerine “zorunlu bilgilendirme” paylaşımı yaptı: “LGBTİ, insanların cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimlerini ifade eden bir kısaltmadır. Açılımı lezbiyen (kadın eşcinsel), gey (erkek eşcinsel), biseksüel, trans, intersekstir. Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim üye olunabilen bir şey değildir.”
Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, twitter hesabından paylaştığı “Sanırsınız cinsel kimlik değil, örgüt!” tepkisiyle karşıladı İçişleri Bakanı’nın “LGBTİ üyesi olduğu tespit edildi” şeklindeki konuşmasını: “İçişleri Bakanı Soylu da bu öğrencileri "LGBTİ üyesi" yaptı. Sanırsınız cinsel kimlik değil, örgüt! Bakanı böyle, gazeteleri de "sözde"yi karıştırıyor; Sözde doktor, sözde sorumlu. Peki ya Türkçe? O bizim anayurdumuz. O işgal altında!”
Medya ombudsmanı Bildirici, “LGBTİ örgütü olur mu?” diye soruyor ve devam ediyor: “Bakan Soylu’nun bu eylemlere (“Barınamıyoruz”) katılan “özde öğrenciler” ile “sözde öğrenciler”i nasıl tek tek tespit edebildiğini ve açıkladığı sayıların gerçeği ne kadar yansıttığını da bilemiyoruz. Çünkü açıklamadı ama konuşmasında sıraladığı “örgüt üyeliği tespitlerinin en ilginci “4’ünün de LGBTİ üyesi olduğu tespit edildi” cümlesiydi. Cinsel kimliği de örgüt üyeliği kabul ediyordu! Erdoğan, “sözde öğrenci” deyince nasıl medyada aynen yer aldıysa Soylu’nun “LGBTİ örgütü” ifadesi de 29 Eylül günü Sabah, Akşam, Yeni Şafak gazetelerinde düzeltilmeden aynen yayımlandı. Muhtemelen okuyanların bir bölümü de böyle bir örgüt olduğunu sanmıştır.”
Agos gazetesinden Yetvart Danzikyan ise “Barınamayanlar, umursamayanla” başlıklı yazısında, “Barınamıyoruz” protestolarında gözaltına alınan öğrenciler hakkında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun konuşmasını aktardıktan sonra devam etti: “Böyle bir karışımın akla hayli uzak olması bir yana, LGBTİ hareketinin de sanki terör örgütüymüş gibi sunulması büyük bir tuhaflık. ‘Kokteyl’ örgüt yaratma gayesi ne yazık ki hâlâ devam ediyor.”
Memuriyetten men edilip doktorluk görevine son verilen Dr. Larin Kayataş’ın, maruz bırakıldığı çalışma hayatında cinsiyet ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı üzerine, “Bu ülkede trans kadın olmak ne zamandan beri suç sayılıp doktorluk görevini yapmaya engel oluyor?" açıklaması, hak ihlaline karşı dayanışmanın yanı sıra cinsiyetçi ve transfobik nefret söylemleriyle de karşılandı.
“Genel ahlakı bozduğu” iddiasıyla mesleğinden men edilen trans doktor Larin Kayataş’ın maruz kaldığı ayrımcılık suçunun medyaya yansımaları (1, 2, 3, 4, 5, 6) altında sosyal medya kullanıcısı ve adı geçen internet siteleri takipçilerince çok sayıda cinsiyetçi ve transfobik nefret söylemi paylaşımları yapıldı.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, twitter hesabından, “Mesleğiyle ilgili bir kusuru yokken alınan bu karar haksızlık” paylaşımı yaptı: “Trans kadın olması mesleğini yapmasına engel olmamalıydı. Mesleğiyle ilgili bir kusuru yokken alınan bu karar haksızlık… Doktor Larin Kayataş, meslekten "genel ahlak" gerekçesiyle men edildi: Bu ülkede trans kadın olmak ne zamandan beri suç sayılıp görevini yapmaya engel oluyor?”
Milletvekili Gergerlioğlu’nun twitter paylaşımı altına çok sayıda cinsiyetçi ve transfobik nefret söylemi içeren “mesaj” döşendi.
Trans doktor Larin Kayataş’ın “genel ahlak” gerekçesiyle meslekten men edilmesini, Avukat Fırat Söyle, “İşverenler LGBTİQ+'ları işten çıkarmayı hep başka şeyleri gerekçe göstererek yapıyorlar.” ve “Devlet memurluğunda LGBTİQ+ olmak ihraca neden olabiliyor.” sözleriyle değerlendirdi.
Homofobik nefret söylemiyle bendini aşan Eylül ayı “köşe”leri
Homofobik nefret söylemiyle bendini aşıp “köşe”lerine sığmayan, LGBTİ+’ları düşmanlaştırarak hedef gösteren gazete yazılarını okumaya devam ediyoruz…
LGBTİ+ toplumuna ve kurumlarına karşı cinsiyetçi ve homofobik dezenformasyona ortak olan, doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden muhafazakâr ve hükümet yanlısı medya köşeleri Eylül ayı boyunca da düşmanlaştırma, ayrımcı dil ve nefret söyleminde birbirleri ile yarışmaya devam ettiler.
LGBTİ+ karşıtı ayrımcı dil ve nefret söyleminde Eylül boyunca ortaklaşan “köşe”leri, Milat, Diriliş Postası, Millî Gazete, Yeni Nesil ve Akit yazarlarından seçtik: “Eylül ayı homofobik nefret “köşe”leri”
Akit’in homofobik nefretinin Eylül seyri
Kaos GL Derneği’nin, Medya İzleme Raporu’na göre, sistematik karalama ve nefret kampanyalarıyla LGBTİ+’ları ve LGBTİ+ örgütlerini hedef haline getiren hükümet yanlısı muhafazakâr medya organlarından Yeni Akit, ayrımcı diliyle homofobik nefret söylemini Eylül boyunca sürdürdü.
Cinsiyetçi ve homofobik dezenformasyona ortak olan, doğrudan üreten ve yayan Akit’in aylık nefret söylemi Eylül listesi, “Akit “haber”inin harcı: hakaret, hedef gösterme”, “Akit’in homofobik nefret siyaseti”, “Akit’in homofobik nefret siyaseti sınırları aşıyor”, “Akit’in kültür-sanat ve medyada nefret siyaseti” ve son olarak “Akit yazarlarından homofobik nefret “köşe”leri” başlıklarından oluşuyor.
Hükümet destekli kurumsal homofobik söylem ve ayrımcı dile aracılık etmekle yetinmeyen Akit, muhalefete yönelik karalama kampanyası bahanesiyle nefreti doğrudan üretiyor, yayıyor ve teşvik ediyor.
Kaos GL, medya çalışmaları kapsamında izleyip kayda geçirdiği cinsiyetçi ve homofobik nefret söylemi üretme, yayma ve teşvik yayın organı Akit’in Eylül ayı listesinin tamamı, “Akit “haber”inin harcı: hakaret, hedef gösterme, ayrımcı dil ve nefret söylemi” başlığı altında işte burada.
Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi
Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.
Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor.
Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.
Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor.
Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.
Kaos GL Derneği’nin dijital ortamda yayımladığı “Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin İnternet Seyri” başlıklı “2020 Sosyal Medya Raporu” işte burada…
Not: Bu dizide, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.
Etiketler: medya