29/12/2023 | Yazar: Ali Erol
“Fıtrata uygun aile, aileyi ifsad, toplumsal cinsiyet, LGBT propagandası, LGBT sapkınlığı, siyonist aklın büyük tuzağı, siyonistlerle mücadele LGBT’lerle mücadele...”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, LGBTİ+ yurttaşları hedef aldığı konuşmalarında sarf ettiği “fıtrat” söylemi, Millî Eğitim Bakanlığı’nın “Türk Sosyal Hayatında Aile” dersi müfredatında: “Fıtrata uygun aile...”
Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Erbakan yerel seçimlere hazırlanıyor: “LGBT propagandalarına belediye eliyle destek olmak bir ahlak sorunudur.”
Anayasal temel hakları LGBTİ+’lara yasaklama çağrısı yapan Vatan Partisi yerel seçimlere hazırlanıyor: “CHP’li belediye vatandaşın parasını LGBT için kullanıyor!”
Gazi Üniversitesi “Doçent Doktor”u, “Siyonistlerle mücadelenin temel şartlarından birinin de LGBT’le mücadele etmek olduğunu” söylüyor.
İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi, Malatya İHH’nin “Filistin” yürüyüşünde konuşuyor: “Eğer İnsanlık... Nesil Güvenliğine lgbt, cinsiyet eşitsizliği gibi yollarla kastedildiğinde ayağa kalkmıyorsa...”
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Saffet Köse, MÜSİAD İzmir toplantısında konuşuyor: “Toplumsal cinsiyet kavramı üzerinden LGBTİ+’yı meşrulaştırma çabasındalar.”
“Homoseksüel hasta”ları “onarım”dan geçirmek “tedavi”ye yetmeyince Yeni Şafak’ın “uzman ve cesur” isimlerinden psikiyatr Merter, “son tango” ile “devlet göreve” çağrısı yapıyor: “Aileyi ifsad... cinsel sapkınlık... toplumsal cinsiyet... siyonist aklın büyük tuzağı...”
LGBTİ+’lara karşı nefret siyasetini sahiplenen hükümet medyası, merkezden yerele, homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem doğrudan üreticisi olmayı Aralık ayında da sürdürdü.
Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin 2023 Aralık Ayı İnternet Seyrine sosyal medya ve internet ortamlarına yansımış ayrımcı nefret ifadeleri ile doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden medya organlarından LGBTİ+’lara yönelik cinsiyetçi, transfobik ve homofobik nefret söylemlerini derledik.
Medya çalışmaları kapsamında sosyal medya mecrası ile internet medyasını izleyen Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların takibini yaparak kaydını tutuyor. Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, nefret söylemi üreten, yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren ifadeler içeren haber ve yorumları aylık dosyalarla raporluyor.
Homofobik nefret siyasetinin Aralık seyri
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, LGBTİ+ yurttaşları hedef aldığı seçim sürecinde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ve en son Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen 8. Aile Şûrası’nda sarf ettiği “fıtrat” söylemi, bu kez de Millî Eğitim Bakanlığınca ortaokul ve liselerde seçmeli dersler kapsamına alınan “Türk Sosyal Hayatında Aile” dersinin Bakanlık sitesinden duyurulan müfredatında karşımıza çıkıyor: “Sağlıklı toplum yapısı için ailenin rolü üzerinde durulacak derslerde, aile kurmanın fıtrata uygun olduğuna değinilecek... Aile kültüründeki bozulmaların toplumsal yapıyı olumsuz etkileyeceği üzerinde durulacak olan derslerde, ailevi değerlerin gelişimine katkı sağlayacak örf, adet ve geleneklere değinilecek.”
Gazeteci Fatih Portakal ise Sözcü Televizyonunda, “Türk Aile Yapısı” dersinde, “Çocukların kafasına neler sokuyorlar?” diye sordu: “13-14 yaşındaki çocuklara seçmeli ders var. Bu yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin döneminde yapılmış bir uygulama. Belgesi de elimde Türk aile yapısı anlatılıyor. Dersin ismi Türk Sosyal Yaşantısında Aile Yapısı. Seçmeli bir ders ama değil, herkes bu derse girmek zorunda. Hoca veya öğretmen çocuklara istediği gibi ders öğretiyor. Öyle evlilik tercihlerinden bahsediliyor ki bu belgenin içerisinde taygeldi var, kardeş çocukları evliliği, söz alma-söz verme, beşik kertmesi çocuklara bu öğretiliyor. Hangi devirdeyiz arkadaş, Medeni Kanun var, tek eşlilik var. Yani ders aslında sapkınlık dersi.”
Haziran ayında, yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, hükümet medyasına konuşmuş, “LGBT dayatması” demiş, “Okullarda LGBT propagandasına izin vermeyiz” diye devam etmişti. Eylül ayında ise Milli Eğitim Bakanı, “LGBT küresel tehdit” sorusunu, “Türk Toplumunda Aile” dersiyle cevaplamış; televizyoncu, pek mutlu, “Milli Eğitim Bakanı, okullarda LGBT ile mücadelesini “Seçmeli derslere Türk toplumunda Aile başlığında dersler koyduk” müjdesi” diye duyurmuştu. LGBTİ+ haklarını hedef almakla yetinmeyen Bakan Tekin, temel insan hakları metinlerini değiştirmekten bahsetmişti: “Bana sorarsanız bu sorunu tartışmaya evrensel olduğunu iddia ettiğimiz temel insan hakları metinleri tartışarak bakmamız lazım. Nihayetinde LGBTİ gibi tartışmaların referans gösterildiği hep bu metinleri atıfla yapılıyor. Dolayısıyla belki onları tartışmaya açarak belki onları tekrardan yeni gelişmelere göre revize ederek tartışmaya başlayabiliriz. Bu konuda konuşacak çok fazla şey var. Bizi biz yapan değerler her neyse gelecek kuşaklara aksettirebilmek istiyoruz. Bu anlamda hem müfredatımızın içine hem de seçmeli derslerimizin içerisinde ‘Türk Toplumunda Aile’ diye bir ders koyduk. Yeni müfredat çalışmalarımız içerisinde de bunlar bizim öncelik verdiğimiz konular.”
Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, seçimlerin ardından, “Aziz milletimiz LGBT'cilere, dış güçlere geçit vermedi” demişti, 31 Mart'ta yapılması planlanan yerel seçimler öncesi, Ankara'da belediye başkan adaylarını tanıttığı toplantıda aynı nefret nakaratlarını tekrar etti: “Bu millet, 14 ve 28 Mayıs'ta, bu ülke din düşmanlarının, FETÖ'cülerin, terör odaklarının eline kalmasın diye LGBT'cilerin eline geçmesin diye üzerine düşeni en güzel bir şekilde gerçekleştirdi... Terör örgütlerine para aktaracağım, kaynak aktaracağım diye milletin değil terör örgütlerinin belediye başkanı olmuş belediyeler milletimiz bunların hepsinden bıkıp usanmıştır. LGBT propagandalarına belediye eliyle destek olmak bir ahlak sorunudur.”
LGBTİ+’ların varoluş hakları ile anayasal eşitlik taleplerini “propaganda” söylemiyle yaftalayıp, yasaklama çağrısı yapan nefret siyasetin temsilcilerinden Vatan Partisi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayı Serhan Bolluk aracılığıyla nefret siyaseti ile dezenformasyona devam ediyor: “Vatandaşın parasını LGBT için kullanıyorlar! CHP’li belediyenin 2024 bütçesinde İzmirlinin 60 milyon lirası LGBT örgütüne ayrıldı... İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB)’nin 2024 yılında LGBT kampanyaları ve tanıtımıyla görevli daire başkanlıklarına ayrılan 60 milyon liralık bütçe, belediye meclisinden geçti... Oy çokluğuyla geçen bütçenin içinde önemli bir ayrıntı vardı. Kaos GL’nin Youtube kanalından İzBB Başkanı Tunç Soyer’in “Sizin için açtık.” dediği Kentsel Adalet ve Eşitsizlik Daire Başkanlığı’na ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bürosu’na ayrılan toplam 60 milyon liralık bütçe tartışmasız onaylandı.”
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi’nden “Doçent Doktor” Oğuzhan Aydın, Türk Ocakları Çorum Şubesi’nin düzenlediği “Kudüs Davamız” konferansında, “Kudüs'ü Şerif, tamamen Siyonistlerin elinde geçerse Müslümanlar izzetini kaybeder” diye konuşurken, Çorum Hakimiyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Burak Yalçın’ın aktardığına göre, “Siyonistlerle mücadelenin temel şartlarından birinin de LGBT’le mücadele etmek olduğunu” ifade etmiş.
Malatya’da, “Kudüs Kardeşlik Platformu” adı altında Malatya İHH tarafından 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde “Filistin İçin” yapılan yürüyüşte, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Doç. Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Küçük basın açıklaması okuyor: “Eğer İnsanlık insan ve toplumların Nesil Güvenliğine lgbt, cinsiyet eşitsizliği gibi yollarla kastedildiğinde ayağa kalkmıyorsa...”
LGBTİ+’ların eşit yurttaşlık haklarına karşı “aile” buluşması adı altında tertiplenen nefret mitinglerinde karşımıza çıkan “Büyük Aile Platformu” isimli gongolar ittifakı, Onur Ayı Haziran’da “LGBT propaganda ve dayatması” nefret nakaratlarıyla sahnelere geri dönmüş, “Aile Platformu” adıyla kuruluşunu ilan etmişti. “Platform”un kurucularından olan MÜSİAD’ın İzmir Şubesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin katılımıyla, “Günümüz Ailesi: Problemler-Çözüm Önerileri” konulu Dost Meclisi Toplantısı’nda gene LGBTİ+ düşmanlığı yaptı. Rektör, toplumsal cinsiyet eşitliği ile LGBTİ+’ları hedef aldı: “Toplumsal cinsiyet kavramı üzerinden LGBTİ+’yı meşrulaştırma çabasındalar.”
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’yi, LGBTİ+ düşmanı nefret mitinglerinin “devleti göreve çağıran” İzmir ayağından hatırlayalım. “LGBT türü arayışlar, helak, Lut kavmi, sapma, tabii nizamın dışındaki anormal arayışlar” diye saydığı nakaratlarından ve gene son olarak bir kez daha İstanbul ikinci nefret mitingine çağrısından hatırlayalım: “Bizim geleneğimizde aile ve devlet birbiri üzerinden tanımlanan iki hayati kurumdur... herkesi aile kurumuna sahip çıkmaya, LGB dayatmasına karşı tek yürek olmaya...”
“Homoseksüel hasta”ları “tedavi” ettiğini söyleyen, köprünün altından çok sular akınca, “hastalık” olarak tanımlanmayan eşcinsellik egosintonik eşcinselliktir ama egodistonik eşcinsellere “onarım” önerisiyle devam eden, LGBTİ+ kişi ve kurumlara yönelik karalama kampanyasında Akit yetmeyince atağa geçen Yeni Şafak’ın “uzman ve cesur” isimlerinden psikiyatr Mustafa Merter, “son tango” ile nihayet “devlet göreve” çağrısı yapıyor.
Heteroseksist cinsiyet rejiminin ürettiği toplumsal homofobiyi görmezden gelen yaklaşımın “egosintonik” eşcinselliğe karşı tarihsel süreçte yapabileceği bir şey kalmayınca son çare “egodistonik” eşcinselliği “tedavi”ye kalkışan yaklaşımın temsilcilerinden olan Merter’in “aileyi ifsad” ve “cinsel sapkınlık” gibi nefret nakaratlarıyla sunulan kitabı, Albayrak Medya’nın Ketebe Yayınları’ndan servis edildi.
Hükümet medyası, psikiyatr Merter’in kitabını, “malum dayatmaya karşı ilk Türkçe kitap”, “LGBT ve aileyi ifsat için yürütülen küresel proje” ve “Türkiye’de LGBT sapkınlığı ve diğer marjinal akımlar üzerine tıbbi ve psikolojik verilerden faydalanarak hazırlanmış en kapsamlı çalışma” ifadeleriyle servis etti. “İnsanlığa savaş açılmış” dezenformasyonuyla tatmin olmayan Yeni Şafak, “Mustafa Merter'in 'Hekaton’la Son Tango' kitabı çok ses getirecek” diyor ve devam ediyor: “Siyonist aklın büyük tuzağı ve küresel sapkınlığın şifreleri”
Homofobik nefret medyası: LGBTİ+ düşmanlığının hem aracısı hem üreticisi
LGBTİ+’lara karşı nefret siyasetini sahiplenen hükümet yanlısı medya, homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem doğrudan üreticisi olmayı Aralık ayında da sürdürdü.
Samsun yerel basınından Gerçek Taraf gazetesi, Cumhuriyet Halk Partisi Atakum Belediye Başkan Aday Adayı Serhat Türkel’in adaylığını, “Samsun’da LGBT’nin toplantısı için otelini tahsis eden Serhat Türkel” sıfatıyla servis etti: “LGBT ile gündem olan otelin sahibi... Vatandaşlar tepki gösterdi: Samsun’da LGBT istemiyoruz...” Gazetenin okurlarından “Nisanur” da, “haber”e, “yorum” yaptı: “Allahın laneti üzerlerine olsun. Böyle bozuk zihniyetleri koruyan güruh.”
LGBTİ+ düşmanı nefret siyasetinin hem aracısı hem doğrudan üreticisi olan hükümet medyasından Yeni Şafak gazetesi sosyal medyasından “Rus polisi”ne alkış: “Rus polisi, Moskova'da sapkın grup LGBT'nin yasa dışı barlarına eş zamanlı olarak baskın düzenledi. Çok sayıda tutuklamanın gerçekleştiği barlar mühürlendi.”
İnternet Yazı İşleri Müdürü’nün, mevcut Anayasa’nın bile güvenceye aldığı hak hukuk hürriyetlere karşı “LGBT ile mücadele” adı altında “keşke Rusya kadar olabilsek. çok geç kaldık çok” diye yakınıp yasak savunuculuğu yaptığı Yeni Şafak, LGBTİ+’ları hedef almaya “Putin talimatı” ile devam ediyor: “Putin talimatı verdi: Rusya’da LGBT’ye geçit yok... Sapkınlığa polis baskını... Rusya'da mahkeme, LGBT hareketinin aşırılıkçı olarak kabul edilmesine ve faaliyetlerinin yasaklanmasına karar vermişti. Rus polisi, karar sonrasında eğlence adı altındaki sapkınlıklara ev sahipliği yapan birçok mekana baskın düzenledi.”
Yeni Şafak sosyal medyası, Putin ile Rusya’yı alkışlamalara doyamıyor: “Rusya’da sapkınlığa neşter... Yüksek Mahkeme’den tüm ülkelere emsal olacak karar... Rusya Yüksek Mahkemesi, aile kurumunu hedef alan ve eşcinsel sapkınlığı meşrulaştırmayı amaçlayan LGBT faaliyetlerinin 'aşırılıkçı' olarak kabul edilmesi ve yasaklanmasına karar verdi.”
Yeni Şafak, RTÜK’ün Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun çağrısıyla LGBTİ+’lara yönelik nefret etkinliği “Büyük Aile Buluşması”na çağrıyı kamu spotu olarak önermesine Kaos GL Derneği’nin açtığı davanın istinafta reddedilmesini servis ediyor: “Sapkın LGBT lobisine çifte şok. Üst mahkeme, RTÜK kararını hukuka aykırı bulmadı... LGBT Lobisine Çifte Şok... Mahkeme kararını açıkladı: Sapkınlığa geçit yok”
AileApartmanı isimli sosyal medya hesabı, Yeni Şafak’ın, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği'nin 'istinaf' talebinin Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedildiği servisinin nefret nakaratını tekrar ediyor: “LGBT lobisine çifte şok”
LGBTİ+ inkârcısı nefreti doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden AileApartmanı isimli sosyal medya hesabının Aralık ayı nefret söylemi seyrinden seçmeler: “Bu rezalet ne zaman sona erecek? Boğaziçi Üniversitesi'nde terör destekli gruplar LGBT propagandası yapıyor!”, “LGBT propagandası durmak bilmiyor! İBB'nin desteklediği ifsak isimli kuruluş, yeni bir LGBT sergisi açtı”, “Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Celaleddin Gül: LGBT dernekleri kapatılıncaya kadar mücadele etmekten asla geri durmayacağız”, “LGBT propagandası yasaklanmalıdır!”, “Papa Francesco, eşcinsel sapıkların kilisede kutsanmasına resmi onay verdi.”, “CHP’nin Bursa Adayı: LGBT sevici Bozbey, LGBT sapkınlar için kota”
Hükümet medyasından AHaber, LGBTİ+ düşmanlığının yerli ve millîsi yetmeyince, Papa’ya din öğretmeye kadar vardırdı nefret siyasetini: “Papa’dan skandal onay: Aile değerlerini görmezden geldi LGBT sapkınlığını resmi olarak kutsadı... Lut kavmi hasreti çekiyorlar, Taş olacaklar, LGBT terörü...”
Elazığ yerel medyasından, nefret siyasetisin yerel kopyala-yapıştırcısı El-Aziz Gazetesi sosyal medyası, “Erbakan yıllar önce LGBT sapkınlığı için uyarmış!” diyor ve “gazeteci”si ile devam ediyor: “Avrupa'dan kanun almak isteyen taklitçi zihniyetleri eleştiren Erbakan eşcinsel evliliğe onay veren Batı'nın kanunlarından hayır gelmeyeceğini anlatıyor.”
Homofobik nefret söylemi ve ayrımcı dile aracılık etmekle yetinmeyip yıllardır LGBTİ+ düşmanlığını doğrudan üreten, yayan, hedef gösterip nefrete teşvik eden Akit ne diye (1) değişsin: “LGBT dayatması, ahlâki çöküntü, aile müessesesi, tehdit, homolar, sapkınlar, LGBT’yle mücadele, sapkın akımlar, Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, homoların durdurulması, sapkın ve gayrî ahlaki... LGBT üyelerinin yayın yapmaları yanlıştır... Devlet, sapkınların paylaşımlarını önlemek için elinden geleni yapmalıdır. Bunun adı sansür de değildir. LGBT üyelerinin seyahat, yeme içme, çalışma haklarına laf eden yok. LGBT üyelerinden birine araba vursa yardım edilmeli. Burada sorun yok. Sorun LGBT üyelerinin topluma sapkın münasebetlerini dayatmalarıdır, görünür kılmalarıdır.”
Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi
Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.
Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor.
Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.
Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor: “Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık Avrupa Konseyi standartlarıyla bağdaşmaz.”
“Nefret söyleminin genellikle toplumda azınlık durumunda olan gruplara yönelik gerçekleştiği düşünüldüğünde, yaygınlaşması sonucunda zaten genellikle görünmez olan bu gruplar çoğunluk grupların bu tarz yaklaşımları ile muhatap olmamak adına daha da fazla oranda görünmez hale gelmektedirler. Nefret söylemine yönelik devlet tarafından aktif bir karşı koyuş ortaya konulamadığı durumda ve ifade özgürlüğü adına bu tür ifadeler koruma gördüğünde, bu durum devletin hoşgörüsüzlüğe ve nefrete karşı azınlık grupların korunması yerine bu tür görüşlerin yayılmasını tercih ettiği anlamına gelecektir.”
Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.
Not: Bu dizide, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.
Etiketler: insan hakları, medya, nefret suçları, siyaset