01/06/2023 | Yazar: Ali Erol

Seçim süreciyle yükselen nefret siyaseti ve yandaş medyanın LGBTİ+ düşmanı ayrımcı dili Mayıs ayı boyunca ayyuka çıktı.

Homofobik nefret söyleminin 2023 Mayıs seyri Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Çizim: Aslı Alpar / Kaos GL

Seçim süreciyle seyreden nefret siyaseti ve yandaş nefret medyasının LGBTİ+ karşıtı ayrımcı diliyle homofobik nefret söylemi Mayıs ayı boyunca ayyuka çıktı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, LGBTİ+ yurttaşları hedef alan ayrımcı söylemini partisinin düzenlediği seçim mitingleriyle sürdürdü.

Erdoğan, 13. Cumhurbaşkanı Seçiminin ilk turu olan 14 Mayıs’a kadar, Antalya, Rize, Giresun, Ordu, Samsun, Van, Kayseri, Mersin, İstanbul, Edirne, Aydın, Adana, Mardin ve Ankara’da partisinin düzenlediği mitinglerde LGBTİ+’ları doğrudan hedef aldı. Erdoğan, seçimin ilk turuna kadar ayrıca bir sendika toplantısı, bir gençlik stk’ları toplantısı ile üç canlı yayınında daha LGBTİ+ karşıtı ayrımcı söylemini tekrar etti.

13. Cumhurbaşkanı Seçiminin ikici turu olan 28 Mayıs tarihine kadar ise Erdoğan, İstanbul, Adıyaman, Hatay, Gaziantep, Malatya, Sivas illerinde partisinin düzenlediği seçim çalışmaları kapsamında yaptığı konuşmalarında LGBTİ+’ları hedef alan ayrımcı söylemini sürdürdü.

Erdoğan, 13. Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından, İstanbul’da ilk konuşmasında, seçim süreci boyunca dillendirdiği “Bu CHP, LGBT'ci midir? Bu HDP, LGBT'ci midir? Bu İYİ Parti, LGBT'ci midir? O yanındaki bazı ufaklıklar var, onlar da LGBT'ci midir? Peki, AK Parti'ye LGBT sızabilir mi?” ifadesini bir kez daha yineledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son olarak Ankara Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptığı konuşmada ise “sapkın akımlar” söylemini kullandı.

LGBTİ+ toplumunu sistematik olarak hedef alan Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aynı zamanda İstanbul 2. Bölge'den AKP milletvekili adayı da olunca Mayıs ayı boyunca muhalefeti karalama konuşmalarında “LGBT” ifadesini eksik etmedi: Sosyal medya paylaşımları haricinde Çorum mitinginde, canlı yayınlarda (10) ve İstanbul seçim toplantılarında (18) LGBTİ+’ları “terör”le birlikte telaffuz etti.

LGBTİ+ düşmanı homofobik nefret siyasetinin Mayıs ayı seyrinde başı AKP, YRP ve HÜDAPAR’lı siyasetçiler çekti. Hükümet kanadından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İstanbul Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ve AKP Kütahya İl Başkanlığı LGBTİ+’ları hedef aldılar.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin Elazığ Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde LGBTİ+’ları hedef alırken söz konusu nefret söylemi nakaratlarını Mayıs ayı boyunca katıldığı miting ve canlı yayınlarda tekrar etti.

HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen Batman mitinginde “sapkın” söylemiyle LGBTİ+’lara karşı konuşurken canlı yayında ise doğrudan Kaos GL Derneği’ni hedef gösterdi: “Cinsiyetsiz, ailesiz, devletsiz bir toplum hayalleri var. Bu tamamen kaostur. Zaten onların derneklerinin isminin de ‘kaos’ olması tesadüf değil.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ahmet Davutoğlu, katıldığı canlı yayında, “Hiçbirimizin savunmadığı LGBT konusu...” ifadesini kullandı.

LGBTİ+’lara karşı nefret siyasetini sahiplenen hükümet yanlısı medya, homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem doğrudan üreticisi olmayı Mayıs ayında da sürdürdü: Nefret siyasetinde Yeni Şafak ile Yeni Akit internet medyası ve sosyal medya hesapları başı çekerken Haber7, Sabah, Akşam ve TGRT Haber de geri kalmadı.

Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin 2023 Mayıs Ayı İnternet Seyrine sosyal medya ve internet ortamlarına yansımış ayrımcı nefret ifadeleri ile doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden medya organlarından LGBTİ+’lara yönelik cinsiyetçi, transfobik ve homofobik nefret söylemlerini derledik.

Medya çalışmaları kapsamında sosyal medya mecrası ile internet medyasını izleyen Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların takibini yaparak kaydını tutuyor. Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, nefret söylemi üreten, yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren ifadeler içeren haber ve yorumları aylık dosyalarla raporluyor.

Erdoğan: “LGBT'ye karşı mücadelemizi sürdüreceğiz”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, LGBTİ+ yurttaşları hedef alan ayrımcı söylemini Nisan ayının ardından Mayıs ayı boyunca partisinin düzenlediği seçim mitingleriyle sürdürdü.

Mayıs ayı açılışını, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde sendikal-gongo Memur-Sen’in genel kurulunda yapan Erdoğan, LGBTİ+’ları hedef alan ayrımcı söylemine AKP’nin düzenlediği seçim mitingleri ve televizyonlardaki canlı yayınlarla devam etti: “LGBT denen olay aile kurumuna sokulmuş bir zehirdir. Halkının yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke olarak kabul etmemiz mümkün değil. LGBT’ye AK Parti olarak asla olumlu bakamayız.”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya’da, “CHP, LGBT savunucularının koçbaşı hâline geldi”; Rize’de, “Tercihimizi ya aile kurumuna sahip çıkanlar ya da LGBT'yi başımıza musallat edecekler arasında yapacağız”; Giresun’da, “Biz LGBT'ci değiliz, biz LGBT'ye karşıyız”; Ordu’da, “Geleceği tehdit eden en büyük akım olan LGBT dayatması”; Samsun’da, “LGBT, AK Parti'ye, MHP'ye, Cumhur İttifakı'na giremez”; Van’da, “LGBT denen sapkınlar”; Kayseri’de, “CHP LGBT'cidir, İYİ Parti LGBT'cidir, HDP LGBT'cidir”; Mersin’de, “Cumhur İttifakı’na LGBT sokulamaz çünkü bizde aile kutsaldır”; İstanbul’da, “AK Parti asla LGBT'ci olmadı, olmaz”; Edirne’de, “LGBT türü sapkınlar”; Aydın, “İstanbul, Ankara Büyükşehir belediye başkanları LGBT'cilerin en büyük finansörü”; Adana’da, “AK Parti'ye LGBT sızabilir mi?”; Mardin’de, “LGBT sapkınlarının pençesi” ifadelerini sarf etti.

Erdoğan, partisinin Ankara mitinglerinde yaptığı konuşmalarda ise Pursaklar’da, “LGBT'ci olmak, onların kendi şerefidir”; Mamak-Altındağ mitinginde, “Şimdi bir de LGBT olayı çıktı”; Sincan’da, “Kardeşlerim bu CHP, LGBT’ci mi? Bu HDP, İYİ Parti, LGBT’ci mi?” ifadelerini kullandı.

Erdoğan ayrıca televizyon canlı yayınında, “Aileyi LGBT gibi sapkınlıklardan korumak bizim için esastır” ve “Gençlerle Söyleşi” programında, “LGBT denilen olay aile kurumuna sokulmuş bir zehirdir” ifadelerini paylaştı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin seçim çalışmalarına, 12 Mayıs İstanbul Sultangazi mitingiyle devam etti: “Bay bay Kemal, terör örgütlerinden, sapkın akımlara kadar ülke ve millet düşmanı kim varsa hepsinin desteğiyle yol yürüyor... Evlatlarımızı sapkın emellerine kurban etmek isteyen LGBT'cilere bakan herkes bunu görür... Kardeşlerim, şimdi sizle konuşuyorum; bu CHP, LGBT'ci mi? Bu İYİ Parti LGBT'ci mi? Bu HDP LGBT'ci mi? O yanında bir yavrular var, onlar da buna zaten ses çıkarmıyor. Onlar LGBT'ci mi? Fakat LGBT, AK Parti'nin yanına yaklaşamaz. MHP'nin yanına yaklaşamaz. Aynı şekilde Cumhur İttifakı'nın yanına yaklaşamaz. Çünkü biz aile kurumunun kutsiyetine inanıyoruz ve güçlü millet, güçlü ailelerden oluşur, buna inanıyoruz. Dolayısıyla LGBT'nin bizimle ilgi ve alakası olamaz. Bay bay Kemal, LGBT ile beraber dans etmeye devam etsin, İP onlarla dans etmeye devam etsin, aynı şekilde HDP onlarla dans etmeye devam etsin. Biz de aile kutsaldır, ailenin kutsiyetine dokundurmayız.” (1, 2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Gençlik STK'ları Platformunun (TGSP) İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlediği 3. Türkiye Gençlik Zirvesi'nde konuşuyor: “LGBT gibi sapkın yapılara destek verenlerle sizlere iftira atanlar aynı kaynaktan beslenmektedir... Bu CHP, LGBT'cidir. Bu İYİ Parti, LGBT'cidir. Bu HDP, LGBT'cidir. Onlarla beraber yol yürüyenler, bunlara 'hayır' diyemediklerine göre onlar da LGBT'cidir. AK Parti'nin içine LGBT sızamaz. MHP'ye sızamaz. Cumhur İttifakı'na LGBT sızamaz... Anayasa değişikliği teklifimizi biliyorsunuz, gönderdik. Tabii seçim süreci başlayınca adım atamadık. Allah nasip ederse seçimden sonra hedefimiz bu değişikliği yapmaktır. Ağızlarını her açtıklarında gençlerimize karamsarlık verenlerle vakıf ve derneklerimizi dillerinden düşürmeyenler aynı zihin dünyasına sahiptir. Bunlar, demokrasinin, millî iradenin, milletin değerlerinin düşmanıdır. Bunlar, sadece sivil siyasetin değil, sivil toplumun da hasmıdır. Bunlar Batı'nın ve küresel sermayenin içimizdeki gönüllü lejyonerleridir.” (1, 2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen televizyon kanalları (TRT, A Haber, NTV, CNN Türk, 24 Tv, Ülke Tv, Tvnet, Haber Türk, TV100, Haber Global, TGRT Haber, Bengi Türk ve Akit Tv) ortak canlı yayında konuşuyor: “LGBT türü akımların, bireylerin kendi dünyalarında yaşadığı sapkınlıklar olmaktan çıkıp, toplumsal dayatmaya dönüşmesi, millî varlığımızı tehdit eder. Bu tür sapkın akımların meşrulaştırılmasına izin veremeyiz. Bu yöndeki gayretleri tasvip de edemeyiz. AK Parti olarak, ülkemizde LGBT'nin savunulmasına, yaygınlaştırılmasına karşı mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz. LGBT'yi savunan hiç kimseye ve hiçbir kuruma asla müsamaha göstermeyeceğiz. Aileyi korumaya yönelik olarak anayasa değişikliğine dair bir teklif verdik. Meclis'in çalışma takvimi içerisinde bunu gerçekleştiremedik. Seçim sonrasında yine adımlarımızı atacağız. Birilerinin bu sapkın akımların oyuncağı hâline dönüşmesini üzüntüyle takip ediyoruz. Allah kimseyi böyle bir duruma düşürmesin. İnşallah, 14 Mayıs'tan sonra ülkemizde bu konuda da önemli gelişmelerin yaşandığına şahitlik edeceğiz... Saadet Partisi'nin başındaki LGBT'ye karşı bir tavır ortaya koyuyor mu? Koymuyor. Açıkça söylüyorum, LGBT, AK Parti'ye, MHP'ye, Cumhur İttifakı'na sızamaz. CHP'ye sızar mı? Tam içinde. İYİ Parti, tam içinde. HDP, tam içinde. Savunuyorlar, bu konuda ciddi tutuculukları var.” (1, 2)

Erdoğan, partisinin seçim mitingleri kapsamında 13 Mayıs’ta, İstanbul Ümraniye mitinginde konuşuyor: “Bak bu CHP LGBT'ci mi? Yanındaki İYİ Parti LGBT'ci mi? Bu HDP LGBT'ci mi? Masadaki o küçükleri zaten saymıyorum. Onlar da zaten sus pus. Bu ne demektir? Sükût ikrardandır. Demek onlar da kabul ediyor. Ama AK Parti'ye LGBT sızamaz, MHP'ye LGBT sızamaz. Cumhur İttifakı'na LGBT sızamaz. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Güçlü milletler, güçlü ailelerden oluşur. Bu güçlü aileleri de evelallah zaten seçim öncesi adımları atmıştık. Seçim mani oldu. Ama seçim sonrası bu adımı yine atacağız ve Allah'ın izniyle bunu yasalaştırmamız hâlinde de yola emin adımlarla yürüyeceğiz.” (1, 2)

Erdoğan, partisinin seçim mitingleri kapsamında, İstanbul Sancaktepe mitinginde konuşuyor: “CHP ne diyor; LGBT. İYİ Parti ne diyor; LGBT. Aynı şekilde, öbür HDP ne diyor; LGBT. Peki LGBT, AK Parti'nin semtine yaklaşır mı? MHP'nin semtine yaklaşır mı? Cumhur İttifakı'nın semtine yaklaşır mı? İşte bu Millet İttifakı denilen zillet, bunlar LGBT'ci... Bu dönemde özellikle aile kurumunun, LGBT gibi sapkın akımlar karşısında korunmasına büyük önem veriyoruz. Kardeşlerim, bu CHP, LGBT'ci mi? Bu İYİ Parti, LGBT'ci mi? Bu HDP, LGBT'ci mi? Bunların yanındakiler, onlar da LGBT'ci mi? AK Parti'ye, LGBT sızamaz. MHP'ye, LGBT sızamaz. Cumhur İttifakı'na, LGBT sızamaz... Küresel odaklar adına LGBT'nin önünü açanların da planlarını boşa çıkaracağız. Nasıl gençlerimizi zehir tacirlerine, uyuşturucu çetelerine, FETÖ ve PKK'nın başını çektiği terör örgütlerine karşı korumayı görev biliyorsak LGBT'ye karşı korumayı da aynı şekilde vazife addediyoruz.” (1, 2)

Erdoğan, partisinin İstanbul Beyoğlu, Kasımpaşa’da düzenlendiği son mitingde konuşuyor: “Şimdi buradan, Beyoğlu'nun göbeği Kasımpaşa'dan soruyorum... İstanbul, bu LGBT kuyrukçularına ve onlara sesini çıkarmayanlara sandıkta dersini veriyor musun? Bu CHP LGBT'ci, İYİ Parti LGBT'ci, HDP LGBT'ci, bu zillet ittifakının hepsi LGBT'ci. AK Parti'ye LGBT sızabilir mi? Hayır. MHP'ye sızabilir mi? Hayır. Cumhur İttifakı'na sızabilir mi? Hayır. Ve biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz, aile kutsaldır. Güçlü aile olursak güçlü millet olur. Eğer aile zayıf düşerse millet zayıf düşer. İşte biz bu LGBT'cilere ülkemizi kaptırmayacağız. Tamam?” (1, 2)

Erdoğan, 19 Mayıs’ta, İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen “Hemşehri Dernekleri Buluşması”nda konuşuyor: “Bu listede Kandil var, Pensilvanya var, tefeciler var. Tekrar ediyorum, LGBT'ciler var, marjinal örgütler var, fitne ve kaos tüccarları var, etrafını saran tokatçılar da var. Tabii bir türlü ne olduğuna karar veremeyen ittifak ortakları da var. CHP'nin kendi içindeki hiziplerin seçim sonrası hesapları da var. Görüldüğü gibi bu listede her şey var. Bir tek ülke yok, bir tek millet yok. Yahu Anadolu çocuğuna uyar mı böyle şeyler? Anadolu insanı dediğin merttir mert, delikanlıdır...” (1, 2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ardından kurulan Adıyaman Konteyner Kenti’nde yaptığı konuşmada da LGBTİ+’ları hedef almayı ihmal etmedi: “CHP Genel Başkanı ne yaparsa yapsın, hangi kılığa bürünürse bürünsün, hangi maskeyi takarsa taksın, bölücü örgütle, FETÖ'yle, tefecilerle, küresel lobilerle, LGBT'cilerle, emperyalistlerle beraber yol yürüdüğünü gizleyemiyor. Bu, CHP LGBT'ci midir? Yanındaki HDP, LGBT'ci midir? Yanındaki İYİ Parti LGBT'ci midir? Diğerleri de aynı mı? LGBT, AK Parti'ye, MHP'ye, Cumhur İttifakı'na sızabilir mi? Fark ortada. Gazi'nin hatırasına hürmeten CHP'ye oy veren vatandaşlarımın da bu partinin marjinallerin ve mezhepçi fanatiklerin operasyon aracına dönüştürülmesine rıza göstermeyeceğine inanıyorum. Bunun için buradan Adıyaman'a değil, tüm Türkiye'ye sesleniyorum, 28 Mayıs iyi bir fırsattır.” (1, 2)

Erdoğan, Hatay Konteyner Kent konuşmasında, “Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk” diyor ve devam ediyor: “Aile ve Gençlik Bankası’nın kurulması ile gençlerin evlenmesinin önünü açacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan... Bu CHP, LGBT'ci midir? Yanındaki HDP, LGBT'ci midir? Bu İYİ Parti, LGBT'ci midir? Yanındakiler de öyle mi? Peki AK Parti'ye LGBT sızabilir mi? Milliyetçi Hareket Partisine sızabilir mi? Aynı şekilde Yeniden Refaha sızabilir mi? Cumhur İttifakı’na sızabilir mi? Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ailenin kutsallığı bizim için çok önemli. Seçimden sonra ilk işlerimizden bir tanesi aile kurumumuzu anayasal bir zemine oturtmak.” (1, 2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Mayıs’ta Gaziantep’te konuşuyor: “Bu CHP, LGBT'ci mi? Bu HDP, LGBT'ci mi? İYİ Parti, LGBT'ci mi? Yanındaki o yavrular da LGBT'ci mi? Peki LGBT, AK Parti'ye sızabilir mi? MHP'ye sızabilir mi? Aynı şekilde Yeniden Refaha sızabilir mi? HÜDA PAR'a sızabilir mi? Cumhur İttifakı'na sızabilir mi? Aramızdaki fark bu. Bu ülkede, LGBT'cilerden bu millete fayda olmaz. Biz, ailenin kutsiyetine inanan bir milletiz. Güçlü aile, güçlü milleti doğurur.” (1, 2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya’da konuşuyor: “Bu CHP, LGBT'ci mi? Bu HDP, LGBT'ci mi? Bu İYİ Parti, LGBT'ci mi? Diğerlerini söylemeye gerek yok zaten. Fakat LGBT, AK Parti'ye sızabilir mi? MHP'ye sızabilir mi? Yeniden Refah Partisine sızabilir mi? Büyük Birlik'e sızabilir mi? Velhasıl Cumhur İttifakı'na sızabilir mi? Bunun nedeni, biz ailenin kutsallığına inanıyoruz. Onlarda böyle bir şey yok. Ailenin kutsiyetine inanan Cumhur İttifakı ile gümbür gümbür pazara gidiyoruz. Onun için çok çalışacağız, işi hafife almayacağız.” (1, 2)

Erdoğan, Sivas’ta konuşuyor: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, sapkın akımların saldırılarına karşı Aile Koruma Kalkanı Programı’nı hayata geçireceklerini bildirerek... Şimdi buradan soruyorum. Sivas cevabını versin. Bu CHP, LGBT'ci mi? HDP, LGBT'ci mi? İYİ Parti, LGBT'ci mi? Yanındakilerde LGBT'ci midir? Peki, LGBT, AK Parti'ye sızabilir mi? MHP'ye sızabilir mi? Yeniden Refaha sızabilir mi? Büyük Birlik'e sızabilir mi? Cumhur İttifakı'na sızabilir mi? İşte aramızdaki fark bu. Biz, ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Onun için aile bizde kutsaldır. LGBT filan bizim semtimize uğrayamaz. İnşallah seçimden sonra aile ile alakalı Anayasa değişikliği konusundaki adımı atacağız. Destek buluruz, bulmayız ama biz adımı atacağız.” (1, 2)

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen “Kadınların Türkiye'si İstanbul Buluşması” programında konuşuyor: “Yeni dönemde özellikle aile kurumunun, bizde aile kurumu malum kutsal, bundan taviz veremeyiz. Kardeşlerim bu CHP, LGBT'ci mi? Bu HDP, LGBT'ci mi? İYİ Parti LGBT'ci mi? Bu 7'li masada olan diğer yavrular, onlar da ses çıkarmadığına göre LGBT'ci mi? AK Parti'ye LGBT sızabilir mi? MHP'ye LGBT sızabilir mi? Aynı şekilde Cumhur İttifakı'nın diğer ortaklarına LGBT sızabilir mi? Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ve inşallah şu seçimden sonra önemli olan adımımız, bir an önce aile kurumunu güçlü bir konuma oturtmaktır. Bu adımı atacağız. Kim ak, kim beyaz, o da parlamentoda ortaya çıkacak. Ve bizler bu adımla birlikte bir şeyi ispatlayacağız. O da şu; bunların milli ve yerli olma konusu sadece eşyada değil, ailede de ortaya çıkacak. Ne denli bunlar millî, ne denli bunlar yerli, ne denli bunlar ecdadının yolundan gidiyor gitmiyor, bunları ispatlayacağız. Küresel kültürün ve güçlerin dayatmasıyla giderek adeta veba gibi yayılan bu akımlarla ilgili şimdiden gereken tedbirleri almamız gerekiyor. Pazar günü bunun aynı zamanda bir imtihanıdır... Aile ve Gençlik Bankası vasıtasıyla... Evlenecek gençlerimize 'burası çok önemli', bekâr gençler size özellikle söylüyorum; faizsiz ilk 2 yılı ödemesiz, 4 yılı vadeli 150 bin lira kredi vereceğiz. Daha pek çok kalemdeki desteklerle hem aile yapımızı yoksulluk ve sapkınlık tehdidinden koruyacak hem de gençlerimizin yanında olacağız... Sığınmacılar konusunda da CHP Genel Başkanının yaptığı gibi Nazi dönemini aratmayan nefret söylemlerine asla başvurmayacağız...” (1, 2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Esenler mitinginde konuşuyor: “Şimdi ben bir şey soruyorum. Bu CHP, LGBT'ci mi? HDP, LGBT'ci mi? Bu İYİ Parti, LGBT'ci mi? Bunların yanlarında hani ufak tefek partiler var ya, onlar da ses çıkarmıyor, onlar da LGBT'ci mi? Peki bu LGBT, AK Parti'ye sızabilir mi? Milliyetçi Hareket Partisi'ne sızabilir mi? Aynı şekilde Yeniden Refah'a sızabilir mi? Aynı şekilde Cumhur İttifakı'na sızabilir mi? İşte bunun için değerli kardeşlerim pazar gününe öyle bir hazırlanacağız ki biz burada bir defa ailenin kutsiyetine inananlar olarak asla bunlara taviz vermeyeceğiz. Aile kutsaldır. Bizim değerlerimizde aileye laf yok. LGBT'ciler gitsinler kiminle yatıp kalkıyorlarsa, onlarla yatıp kalksınlar. Bir de biz 'Kadına şiddete hayır' diyoruz. Bizim kitabımızda kadına şiddet yok.” (1, 2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs seçiminin ardından İstanbul Kısıklı’daki konutunun önünde konuşuyor: “Kardeşlerim bu CHP, LGBT'ci midir? Bu HDP, LGBT'ci midir? Bu İYİ Parti, LGBT'ci midir? O yanındaki bazı ufaklıklar var, onlar da LGBT'ci midir? Peki, AK Parti'ye LGBT sızabilir mi? MHP'ye sızabilir mi? Cumhur İttifakı'nın diğer üyelerine sızabilir mi? İşte unutmayın, Yunus'un 'Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası' dediği gibi her seçim bizim için bir yeniden doğuştur. Bizde aile kutsaldır. Aileye kimse dil uzatamaz. Kadına şiddet bizde yasak, haramdır. Buna kimse tevessül edemez ve ümüğünü sıkarız.” (1, 2)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu tarafından geçici sonuçlara göre cumhurbaşkanı seçildiğinin açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde konuşma yapıyor: “Aylardır karşımızda kurulan ittifakları gördünüz. Kimlerin kimlerle beraber olduğunu gördünüz. Terör örgütlerinden sapkın akımlara kimlerin karşımıza dikildiğini gördünüz...” (1, 2)

Süleyman Soylu: “Batı bize LGBT’yi zerk etmeye çalışıyor”

LGBTİ+ toplumunu sistematik olarak hedef alan Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kısa bir molanın ardından seçim süreci vesile nefret siyaseti sahalarına Nisan ayıyla geri dönmüştü.

Vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlayıp, her türlü tehdit ve baskıya karşı korumakla görevli olan İçişleri Bakanı, LGBTİ+'ları vatandaştan görmeyip ayrımcılığa tabii tutan, nefret söylemiyle hedef gösteren, yetinmeyip “LGBT” ifadesini “uyuşturucu” ve “terör”le birlikte telaffuz etmekte sakınca görmeyen ayrımcı dil ve söylemini sürdüren İçişleri Bakanı, aynı zamanda İstanbul 2. Bölge'den AKP milletvekili adayı da olunca Mayıs ayı boyunca muhalefet karalama bahanesiyle iyice coştu.

İçişleri Bakanı, 1 Mayıs’ta twitter hesabından paylaştığı tv100 yayınında, “Batı bize LGBT’yi zerk etmeye çalışıyor” diyor ve devam ediyor: “Bir kadınla akdının evlenmesini istiyorsanız, bir erkekle erkeğin evlenmesini istiyorsanız yakınlarınızdan başlayın. LGBT dili Amerika’nın dilidir.”

İçişleri Bakanı, İstanbul – Bayrampaşa’da, “Muhtarlarımız, Teşkilatımız ve STK Başkanları ile bir aradayız” konuşması yapıyor: “Bir erkekle erkeğin, bir kadınla kadının evlendiği bir Türkiye'yi kendilerine hayal olarak kurup size sosyal mukavele imzalattıranlara bu millet bir şey söylemeyecek mi? Ben İçişleri Bakanı olduğum zaman Beşiktaş Belediyesi'nde üçüncü ayında bir LGBT bayrağı asıldı. Ya ilk kez gördüm böyle bir şeyi. Arkadaşlara bir bakın bakalım neyin nesidir diye? Evet, hakikaten asılmış. Belki photoshop olur, fotomontaj olur, belki başka bir şeydir dedim. Kaymakamı aradım. Yarım saat vakti var dedi. Yarım saat içinde indirdi, indirmedi polisi göndereceğim, onları yukarıdan aşağıya indirteceğim. Biz böyle bir zilletin, böyle bir ahlaksızlığın yaygınlaşmasını bizim ülkemizde kabul edemeyiz.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Sultangazi'deki Kastamonu Çatalzeytin Derneği’nde konuşuyor: “Öbürleri bir araya gelmişler, 'LGBT'yi nasıl getireceğiz Türkiye'ye?' diye tartışıyorlar. Gitsin ne gelecek? LGBT gelecek. Gitsin ne gelecek? Kuzey Irak'la, Kuzey Suriye'de askerimizi geri çekeceğiz. Mehmetçiği geri çekmek istiyorlar, planları bu... Bu seçim sadece bizim seçimimiz değildir. Bu seçim, etrafımızdaki coğrafyayı karıştıran Amerika'ya karşı.. LGBT'ye karşı, Türkiye'nin bu kadar kazanımlarının, Allah korusun bir anda berhava edilmesine karşı yapılacak bir seçimdir.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Gaziosmanpaşa'da “kanaat önderleriyle kahvaltıda” konuşuyor: “Tayyip Erdoğan gitsin diyorlar kıymetli hemşehrilerim. Tayyip Erdoğan gitsin de kim gelsin? Yani Allah korusun ya. Şimdi belediye otobüs duraklarında bir reklam var gördünüz mü bilmiyorum. Ne diyorlar ona? Losyon mu diyorlar krem. Bir krem. Diyor ki 'O kadar doğaldır' diyor. 'Kız kıza yakın olmak kadar doğal' diyor. Tövbe estağfurullah. Bakın Türkiye'yi getirecekleri ve getirmek istedikleri yer burasıdır. Ticaret bakanımızla konuştuk. O reklamları tamamen kaldıracağız. Bu kadar basit. Böyle bir reklam biz kabul edemeyiz. İnsanımızın ahlakına, insanımızın yapısına yönelik bir reklamı elbette kabul edebilmek mümkün değildir. Televizyon dizilerinde muhakkak LGBT bir karakteri bir tarafa sıkıştırıveriyorlar. Muhakkak. Neden? İnsanımızı alıştıracaklar. Ben söylüyorum, alınıyorlardı. Sen kendin billboardlarda Kemal Kılıçdaroğlu olarak yazmışsın. Demişsin ki, 'Cinsel yönelimin her türlüsünü kabul edeceğiz' demişsin. Erkekle erkek kadınla kadının evlenmesini Türkiye üyeleri olarak getiriyorlar. Neden? Çünkü bizi yıllardır yıkamadılar. Bizim güçlü bir aile yapımız var.”

İçişleri Bakanı, Çorum mitinginde konuşuyor: “‘Tayyip Erdoğan gitsin’ diyenler başka bir şeyi daha ifade ediyorlar. Bu ülkeye ‘LGBT getireceğiz’ diyorlar. Bu ülkede darbeler gördük. Bu ülkede günde 30-40 tane evladımız ay yıldızlı tabutta bu milletin omuzlarında kelime-i şehadetlerle taşındığını gördük. Bunların hepsini bu millet yaşadı.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 3 Mayıs’ta, sosyal medya hesabından, “Şişli - Gölova İlçe ve Köyleri Yardımlaşma Derneği Kadınlar Buluşması” paylaşımı yaptı: “Türkiye'nin en temel korunma yapısı; ailesi, dini, milli birlik ve beraberliğidir. Amerika ve Avrupa'nın tavsiyesiyle LGBT sapkınlığını bu topraklarda yayarak aileyi dağıtmak ve çocuklarımızı, gelecek nesillerimizi elimizden almak istiyorlar. Bu Millet, buna izin vermez...”

İçişleri Bakanı, İstanbul Beşiktaş'ta konuşuyor: “Beni bağışlayın. Şimdi son zamanlarda bu Beşiktaş'ta yaşadım ben bu işi. Beşiktaş Belediyesi'nde İlk İçişleri Bakanı oldum. Bir haber geldi. Dediler ki LGBT bayrağı asılmış. Ya neyin nesidir dedim bu LGBT bayrağı ya? Nereden çıktı? O zaman da çok böyle yaygın da bir iş değil. Niye bir belediye önüne LGBT bayrağı asılır? O günün kaymakamını aradım. Dedim ki ya, yarım saatte bunu indirirler ya da polisi getiririm oradan zorla o paçavrayı yırtar attırırım. Şimdi dertleri ne? Dertleri şu: Avrupa'da Amerika'da erkek erkeğe evlilik varya, kadın kadına evlilik var. Ben bunu söylüyorum diye Meral Akşener'in ağırına gidiyormuş. LGBT ne demek? LGBT bu demek. Başka bir şey değil ki. Hala milleti kandırıyorlar. Hala yalanlarını yutturmaya çalışıyorlar.”

İçişleri Bakanı, Habertürk'te konuşuyor: “Bizim dinimiz, geleneğimiz var. Bizim karşımızdaki Kemal Kılıçdaroğlu ekibi, Akşener dahil olmak üzere LGBT'nin yayılmasını istiyorlar. Bunu isteyen Türkiye'yi kendi istikametine çekmek isteyenlerdir. Oradan iki defa yasak aldım. Amerika iki defa beni kısıtlı hale getirdi.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Beyoğlu Hasköy Sahil Parkı'nda konuşuyor: “Şimdi bu aziz millete soruyoruz. Tayyip Erdoğan gitsin LGBT'ciler mi gelsin? Tayyip Erdoğan gitsin Apo ile Selo mu gelsin? Tayyip Erdoğan gitsin Kuzey Irak'ta, Kuzey Suriye'de terör devleti mi kurulsun? Tayyip Erdoğan gitsin FETÖ'cüler mi gelsin? Allah fırsat vermesin.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Beyoğlu'nda Berberler Odası üyeleriyle kahvaltıda konuşuyor: “Bakın siz sallarsanız, İstanbul'u sallarsınız. Siz sallarsanız Türkiye'yi sallarsınız berber esnafı. Buna müsaade etmeyin. LGBT'cileri de bir çuvala koyun, Apo'cuları da bir çuvala koyun, Selo'cuları da bir çuvala koyun, terör devleti kurmak isteyenleri de bir çuvala koyun, terörü belediyelere, belediyeleri teröre teslim etmek isteyenleri de bir çuvala koyun, hepsini çuvala koyun, hepsini Amerika'ya gönderin, Amerika'nın çocuklarına.”

İçişleri Bakanı, Rize Dernekler Federasyonu'nun İstanbul Beyoğlu Hasköy Kültür Sanat ve Gösteri Merkezi'nde konuşuyor: “Tayyip Erdoğan'ı istememelerinin sebebi tektir... Şimdi yapmak istedikleri bu seçimle beraber Türkiye'nin duruşunu mağlup etmek ve tekrar Türkiye'nin kurum kuruluşlarına Türkiye'nin bütün anlayışına yeniden sızmayı sağlayabilmektir. PKK ile FETÖ ile LGBT ile yapmış oldukları anlaşmanın temelinde bu vardır.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Kağıthane'de konuşuyor: “Ekrem İmamoğlu, İstanbul'da Belediye Başkanlığı döneminde ne yaptı? Provokasyondan, sağa sola hakaret etmekten ve LGBT'cilik yapmaktan başka ne yaptı? Bir de gitti dadaşlarla uğraşıyor.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Beşiktaş’ta, Rizeliler Derneği'nde konuşuyor: “Tayyip Erdoğan gitsin diyenler diyorlar ki Amerika'da Avrupa'da erkek erkeğe evlilik var. Kadın kadına evlilik var. LGBT. Türkiye'de de aynısını yapmaya çalışacaklar. Bu kadar basit.”

İçişleri Bakanı, AKP Kağıthane İlçe Başkanlığı'nın düzenlediği Sivaslı Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması'nda konuşuyor: “Şimdi aynı Avrupa'da olduğu gibi erkek ile erkek, kadın ile kadın evlensin diyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunun için çalışıyor. Beşiktaş belediyesi bunun için çalışıyor. Şişli belediyesi bunun için çalışıyor. Bursa Nilüfer Belediyesi bunun için çalışıyor. Bay bay Kemal, sabahtan akşama kadar cinsel yönelim diyerek, herkes özgür olmalı diyerek, herkes istediği kılıkla istediği cinsle evlenebileceğini, Türkiye'de bir cinsiyetsizlik sağlayabileceklerini iddia etmeye çalışıyorlar.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Zeytinburnu'nda konuşuyor: “O bay bay kemal var ya... Millet ona pazar günü kaseti de gösterecek, Amerika'yı da gösterecek, PKK'yı da gösterecek, LGBT'yi de gösterecek, Fetö'yü de gösterecek ve millet ona pazar günü, pazar gününden sonra evine gidecek, mutfakta Tiktok çekecek, Tiktok.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Bayrampaşa'da toptancı esnafını ziyaretinde konuşuyor: “LGBT’yi Türkiye’ye getirecek. Belediyeleri vasıtasıyla getiriyor. Üzülüyor, Avrupa’da kadın kadınla, erkek erkekle evleniyor Türkiye’de neden evlenemiyorlar diye. Önce kendi evinden başla o zaman. Bizi neden karıştırıyorsun.”

İçişleri Bakanı tv100 programında konuşuyor: “Şu anda ‘Acaba buradan kendime bir yol açabilir miyim?’ diye düşünüyorlar. PKK’dan ve LGBT’den yol açamadı. LGBT, toplum üzerindeki itibarlarını alt üst eden bir politikadır. CHP, LGBT taraflısı olamaz. Kılıçdaroğlu, CHP’yi öyle bir konuma getirdi ki içlerinde başka partiler var... Kuzey Irak'ta Mehmetçiği çekmek istiyorsunuz, LGBT'yi öneriyorsunuz...”

İçişleri Bakanı, TGRT Haber'de konuşuyor: “Millet 'Ben parlamenter sistemi kabul etmiyorum' demişse cumhurbaşkanlığı seçiminde de dedi ki; 'Kuzey Irak'ta Mehmetçiği çekmek istiyorsunuz, LGBT'yi öneriyorsunuz.”

İçişleri Bakanı, 22 Mayıs’ta, twitter hesabından, “Bu seçim; "Kandil'e Hayır" diyenlerin, "LGBT'ye Hayır" diyenlerin, "FETÖ'ye Hayır" diyenlerin kazandığı bir seçim olmuştur. 28 Mayıs akşamı Aziz Milletimiz, Recep Tayyip Erdoğan'ı yeniden cumhurbaşkanı seçecek ve Allah'ın izniyle hep birlikte 29 Mayıs'ta, Ayasofya'da TürkiyeYüzyılı'na başlangıç yapacağız - Fatih Yeşildirek'te, esnafımız ve hemşehrilerimizle bir araya geldik” paylaşımı yaptı.

İçişleri Bakanı, İstanbul Fatih Yeşildirek'teki esnafla Tarakçı Cafer Sokak'ta düzenlenen kahvaltı programında konuşuyor: “Milletimiz tutarlı politika, tutarlı siyaset, devlet ciddiyetine sahip bir anlayış istemektedir. Bu seçim Kandil'e, LGBT'ye, FETÖ'ye hayır diyenlerin kazandığı bir seçim olmuştur.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Arafta Sorular programında Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'nün (1, 2) sorularını cevaplıyor: “Kılıçdaroğlu'nun basmadığı tuş var mı? Ben hayatımda böyle bir siyaset tarzı görmedim. FETÖ tuşuna basıldı, PKK tuşuna basıldı, LGBT tuşuna basıldı. Bunlar yetmedi şimdi Milliyetçilik tuşuna basılıyor. Millet, Kandil politikasını onaylamadı, LGBT'yi onaylamadı, PKK'yı onaylamadı İHA ve SİHA'lar ile oynamayı onaylamadı... Dün Kandil ve LGBT'ye ses çıkarmadınız, "Suriyelileri geri göndereceğiz" diyorsunuz...”

İçişleri Bakanı, Star Gazetesinin “LGBT Aile Yapısını Bozmuyor” ve “İmamoğlu’ndan Eşcinsel Evliliğe Destek” ara başlıkları altında konuşmaya devam ediyor: “CHP Genel Başkanı Kemal Kıılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında, "LGBT, Türk aile yapısını bozuyor mu?" sorusuna "Hayır efendim ilgisi yok, niye aile yapısını bozsun yani?" cevabını verdi... Ekrem İmamoğlu katıldığı canlı yayında, Eşcinsel evlilikleri onaylıyor musunuz" sorusuna, "Ben tabi özgürlüklere saygı duyan ve özgürlüklere dair toplum içindeki insanların kendi yaşamları ile ilgili süreçlerine destek olmaya çalışan bir yapım var." cevabını verdi.”

İçişleri Bakanı Soylu, CNN TÜRK kanalında Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programında konuşuyor: “Türkiye'nin bu zamana kadar geldiği noktayı kaybetme korkusu... Terör korkusu ve LGBT korkusu, hiç endişe etmeyin böyle bir şey olmayacak dedik. Macaristan'da Başbakan seçimlere giderken, Soros Macaristan'da seçimlere etki etmek istedi, Macar İçişleri Bakanı dostum benim. Seçime ABD'nin bizzat para gönderdiğini ben ilk defa gördüm. Burada ABD para gönderdi dikkatli olun dedi. ABD, Avrupadaki bir çok ülkeyi konsolide ederek bizim içimizdeki LGBT derneklerine çok fazla yardım yapıyor. TV dizileri gibi yerlere çok fazla yardım yapıyor. ABD'nin iki şeyi var; Bir LGBT üzerinden yürür, iki Çin'e karşı Uygur Türklerinin üzerinden yürür... Benim kaanatim odur, Türkiye'nin aile yapısana, gelecekti planlarına karşı ön plana çıkartığı şeydir. Ben PKK'nın da normal terörizmden çok kültürel terörizm yaptığını düşünmekteyim. Ne zaman PKK devreye girdi, seküler bir anlayış, buna seküler demekte yanlış olur belki. PKK, Ladin'i bir örgüt. Doğu'da aile yapısını parçalamak istedi. Doğu ve Güneydoğu'da kadının özgürlüğü ve hakları konusunda öne bir şeyler sürdü ve batıda bunu destekledi. İşid'de İslam'la karşı kurulan bir örgüttür. FETÖ'de hristiyanlaşma örgütüdür.”

İçişleri Bakanı, ÜLKE TV’de konuşuyor: “Bu millet ‘Ben senin Kandil’ine, LGBT’ne ve FETÖ’ne hayır diyorum’ dedi...”

İçişleri Bakanı, HaberTürk’te konuşuyor: “Türkiye bir tercihle bu seçime gitti. CHP ile Kılıçdaroğlu’nun ana aksta söyledikleri var. Kandil, LGBT dahil olmak üzere.”

İçişleri Bakanı, Kanal7 Başkent Kulisi programında konuşuyor: “Bu bölgede (deprem bölgesinde) verilen en büyük mesaj şudur: Ben Kandil’i gördüm, LGBT’yi gördüm...”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Bakırköy’de düzenlenen “Sivaslılar Buluşması”nda konuşuyor: “14 Mayıs’ta onlara bir cevap verdiniz. Verdiğiniz cevap açıktır. Kandil’e ‘hayır’, bu ülkenin içerisinde özerklik kurmak isteyenlere, LGBT’ye, FETÖ’ye ‘hayır’, bu ülkede kayyumlardan belediyeleri alıp yine teröristlere vermeye çalışanlara, bu ülkede, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de terör devleti kurmak isteyenlere ‘hayır’ dediniz. ‘Bu ülke benim ülkemdir, ben bu ülkeyi kimseye vermeyeceğim’ dediniz.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Gazi Mahallesi'nde seçim çalışmasında: “Çok güzel bir fotoğraf veriyorsunuz. Verdiğiniz fotoğrafta CHP ile PKK iç içe. Kandil'e bu millet 'hayır' dedi. Çocuklarınızı, ailelerinizi LGBT'den kurtardık.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Bakırköy'de “Erzurumlu vatandaşlarla akşam yemeği”nde konuşuyor: “Aile yapımızı ortadan kaldıracak LGBTİ'yi seçimimize soktular... Seçimimize PKK'yı soktular. Bize aile yapımızı ortadan kaldıracak LGBTİ'yi seçimimize soktular.”

İçişleri Bakanı, İstanbul Üsküdar’da konuşuyor: “Tayyip Erdoğan’ın, bu ülkeye hizmet eden yüzünün çehresini görüyorsunuz. Ama karşı tarafta Bay Bay Kemal’in yüzüne öyle bakmayın. Orada Kandil var, orada bırakmak istediği Selo var, bırakmak istediği Apo var, o yüzde LGBT var, o yüzde terör devleti var...”

Homofobik nefret siyasetinin Mayıs seyri: AKP, YRP, HÜDAPAR, DİB, SP, GP

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 1 Mayıs’ta, partisinin Urfa Eyyübiye Seçim İrtibat Bürosu'nun açılışında yaptığı konuşmada LGBTİ+ yurttaşları “sapkınlık” söylemiyle hedef aldı.

AKP Şanlıurfa milletvekili adayı da olan Adalet Bakanı, “LGBT’yi meşrulaştırma gayretinde olanlar var” derken, “aileyi koruma” kılıfı altında LGBTİ+ yurttaşlara karşı konuştu. Anayasal hürriyetleri LGBTİ+ yurttaşlara tanımayan Adalet Bakanı, LGBTİ+’lara vermediği hürriyetleri birer suç teşkil eden “uyuşturucu” ve “hırsızlık” gibi eylemlerle karşılaştırmakta sakınca görmedi. Adalet Bakanı, partisinin seçim bürosunun açılışında sarf ettiği ayrımcı sözleriyle nefret söylemini, bir kez de TVNET yayınında tekrar etti: “Muhalefet aile yapısını korumak için neden adım atmıyor? Sapkınlık hak ve özgürlüğü diye bir şey olamaz. LGBT dahil bütün sapkınlıklara karşı aileyi korumak devletin görevidir.”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Osmaniye'de Anadolu Ajansı muhabirlerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtlıyor: “Aile kurumuna, aile kavramına bir saldırı ya da yıpratmaya yönelik genel bir çalışma olduğunu düşünüyor musunuz? -Maalesef son yüzyıl özellikle bu eşcinsel akımların ve lobilerin, her kurumsal yapının içine dahil oldukları; maalesef kadın hakları üzerinden, kadın hakları mücadelesinin içine dahil olarak manipüle ettiler. Şimdi özellikle aile kavramının içine dahil olmaya çalışarak yapıyorlar. Daha doğrusu yapmaya çalışıyorlar. Gayet tabii ki biz de aile yapımızı korumak, aile yapımızı iyileştirmek ve aile yapımızı bu tür saldırılardan, sızmalardan muhafaza etmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz ve göstereceğiz.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ankara Sincan’da, Çorum İli ve İlçeleri Derneği temsilci ve üyeleriyle buluşmasında konuşuyor: “LGBT'ye destek olacaklarını söylediler mi? Söylediler. Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne sebep olan Demirtaş'ı serbest bırakacaklarını söylediler mi, söylediler... Birinci turda LGBT'ci, ikinci turda muhafazakar.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı, “LGBT” nakaratını, 24 Mayıs’ta, Ankara Keçiören’de, “Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve Muhtarlar Buluşması”nda da tekrar etti: “Hiç kusura bakmasınlar, 14 Mayıs'tan önce LGBT şemsiyesi altına girenler, sonra gelip de muhafazakar şemsiyesinin altına sığınamazlar.”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim (1, 2) Kalın, HaberTürk TV’de, Kübra Par ve Nagehan Alçı’nın, “LGBT ile alıp veremediğiniz nedir, bu ülkede yaşamaya hakları yok mu?”, sorularını cevaplıyor: “Devletin görevi kimliğinden bağımsız olarak herkesin can ve mal güvenliğini sağlamak. Bu ilke herkes için geçerlidir ama öbür tarafta siz toplumun ortalama sosyolojisini, ahlaki normlarını bu kadar agresif bir şekilde hedef alan bir söylemle ortaya çıktığınız zaman buna tepki gelmemesi de mümkün değil. Millet İttifakı içerisinde bunu özellikle bir gündem maddesi yapan HDP... LGBT konusu ne zaman bu kadar siyasi gündemine bu kadar gerilimli, çatışmacı bir şekilde girdi? Bununla ilgili farklı birtakım gösteriler, eylemler, talepler arttıkça ve gerçekten toplumun ortalama sosyolojisinin vicdanını rahatsız edecek noktalara taşındığı zaman bu konu hep yükseldi. Bugün Türkiye'de LGBTİ olduğu için... Daha ileri şeyler de geliyor. Kanuni düzenlemeler (1, 2) isteniyor. Şu yapılacak, bu yapılacak. Bizim şu hakkımız tanınacak, bu kimliğimiz tanınacak...”

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza (1, 2) Dağ, A Haber’de konuşuyor: “Siyasette ilkeli ve tutarlı olmak bir olgu. HDP Tabanı PKK'ya karşı mesafelidir. LGBT konusu, sözde Ermeni konusunun ne kadar önemli olduğunu, bu ülkeye düşmanca siyaset yapmazlarsa bu günler iyi günleri.”

İstanbul Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, 19 Mayıs “Gençlik Şenliği”nde konuşuyor: “Dünya görüşü Türk milliyetçisi ve muhafazakar görüşlü biri olarak Millet ittifakına oy vereceğim desem bana senin HDP ve PKK ile ne işin var, FETÖ ile ne işin var, LGBT'yi destekleyenlerle ne işin var dersiniz, değil mi?”

CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, AKP Kütahya İl Başkanlığı’nın “AK Kütahya” hesabından seçmenlere, “PKK, FETO, LGBT hainlerine ve işbirlikçilerine karşı vatanımızın, milletimizin istikrarı için Türkiye Yüzyılına ilk adımı atmak için Haydi Bir Daha Sandığa” kısa mesajı gönderildiğini twitter hesabından bir paylaşımla duyurdu: “AKP Kütahya İl Başkanlığı gönderdiği mesajlar ile utanmazlıkta sınır tanımıyor! Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na sansür uygulanırken, AKP montaja, yalan ve iftiralarına devam ediyor. İşte bu adaletsizliğe ve kirli siyasete son vermek için haydi sandığa Türkiye!”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Elazığ’da, partisi tarafından Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde, “Cumhurbaşkanımızın da zaman zaman ifade ettiği gibi Cumhuriyet Halk Partisi LGBT’cidir” diye konuşuyor ve devam ediyor: “İYİ Parti, CHP ve HDP; LGBT akımlarına destek oluyor, 7'li masanın karşısında durmamız lazım. 7'li masanın Cumhurbaşkanı adayı LGBT Türk ailesine zarar vermez, diyor. Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı ise ne diyor, 'eşcinsel evlilikler gayet normaldir, ama toplum henüz buna hazır değil' diyor. Bu adam 7'li masanın cumhurbaşkanı yardımcısı adayıdır. Toplum hazır hale gelse, eğer toplumu hazır hale getirebilsek elbette ki olabilir elbette ki biz bunların nikahını kıyarız manasında bir söz kullanıyor. Bunların hepsi LGBT'ci. Cumhurbaşkanımızın da zaman zaman ifade ettiği gibi CHP LGBT'cidir. İşte Cumhurbaşkanı adaylarının ifadeleri ortadır. Bursa Nilüfer CHP'li belediye bünyesinde özel LGBT merkezi açıyor. Bunlar LGBT'cidir. İYİ Parti'nin Genel Başkan Yardımcısı 2 sene evvel Amerika'da LGBT yürüyüşüne katlıyor. Burada LGBT'li arkadaşlarla muhteşem bir gün yaşıyoruz diye açıklama yapıyor. Bu LGBT'cilere Elazığlılar oy verir mi? Elbette ki vermezler. Bu HDP'de LGBT'cidir. İstanbul'da LGBT'ye karşı bir miting yapıldı daha üzerinden 1 saat geçmeden HDP Genel Merkezi'nden açıklama yapılıyor; 'LGBT'ye karşı çıkmak nefret ve insanlık suçudur. Kimse LGBT'ye karşı çıkamaz' diyor. İşte HDP dediğin budur. İYİ Parti'siyle, HDP'siyle ve CHP'siyle toplumun temeline ailenin yapısına, ahlakın ve maneviyatın yeni nesillerin temeline dinamit koymak olan dış güçlerin operasyonu LGBT akımlarına destek oluyor. 7'li masanın destekçilerine Cumhur İttifakı'na girmeden önce bir baktık. Kimler destekliyor bunları. Bunları PKK, Fetullah Gülen, LGBT lobileri, PYD-YPG yöneticileri, dış güçlerin en önemli yayın organlarından olan The Economist kapak sayfası yaparak Erdoğan'ın mutlaka devrilmesi 7'li masanın iktidar olması gerekiyor, diyor...”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Elazığ Cumhuriyet Meydanında saçtığı bu nefret söylemlerinden nakaratlarını Mayıs ayı boyunca Konya, ÜlkeTV’de, HaberGlobal’de, parti twitter hesabında tekrar etti. LGBTİ+ derneklerine karşı sistematik nefret söylemi saçan ve kurumsal ayrımcılıkla nefret suçuna çağrı yapan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, geleneksel nefret siyaseti nakaratlarını, TRT’de “Ulusa Sesleniş” seçim konuşmasında, “LGBTİ derneklerinin tamamını kapatıp, kamuya açık alanlarda propaganda yapmalarını engelleyeceğiz. Gençlerimizi deizm, ateizm ve eşcinsellik gibi felaketlerden koruyacağız” sözleriyle sürdürdü. YRP Gençlik Kolları Genel Başkanı ve MKYK Üyesi Melih Güner de, kadın ve LGBTİ+ düşmanlığında koroya dahil oldu: “Bu kadar dillendirdik, Vekillerimiz yemin ettikten sonra LGBT derneklerinin kapatılması için adım atmalıdır.”

HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen Batman mitinginde konuşuyor: “Şimdi yeşiliyle soluyla birileri bu CHP zihniyetini yeniden sizin başınıza musallat etmek istiyor. Peki nedir ortak paydaları? Nerede buluşuyorlar? Sizin inancınıza ve aile hayatınıza düşman olan o kör ve köhnemiş ideolojileri. Başka hiçbir ortak yanları yok. Ne var içinde LGBT var. Aile kurumuna düşmanlık var... Bunlar, her türlü sapkınlığı meşrulaştırmak için, nikahsız, ailesiz, cinsiyetsiz bir toplum için böyle bir modeli size dayatmak için el birliği yapmışlar. Birlikte hareket ediyorlar. Bu sapkınlığa, bu aile düşmanlığına geçit verecek misiniz? Geçit verecek mi Batman?”

HÜDAPAR Genel Başkanı, BBNTurk isimli kanalda devam ediyor: “Ahlaksızlığın onuru olmaz. Ne halt ediyorlarsa ediyorlar zaten. Kimse bunlara karışmıyor. Ama onlar bunun reklamını yapmak istiyorlar, onların derdi bu. Kim karışmış onların bu yaptıkları fuhşiyata? Dokunan var mı, karışan var mı? Hayır. Ama onlar şunu istiyorlar, diyorlar ki biz bunun reklamını yapacağız. Cinsiyetsiz bir toplum istiyorlar. Papa bile bu insanlar açısından bir savaştır dedi. Böyle bir şey olabilir mi? Cinsiyetsiz, ailesiz, devletsiz bir toplum hayalleri var. Bu tamamen kaostur. Zaten onların derneklerinin isminin de ‘kaos’ olması tesadüf değil. Kaotik bir ortam olsun istiyorlar. Bütün ahlaksızlıkları biz her yere yayalım kimse de bize karışmasın. Sen git ne haltı işliyorsan zaten işliyorsun ama sen bunun reklamını yapamazsın kusura bakma. İmkân bizim elimizde olsa, onun reklamının yapılmasını, toplum içerisinde yayılması çabaları önlenmelidir diyoruz.”

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın (DİB) 12 Mayıs Cuma hutbesini okuyan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Dinimizin kadın ve erkeğe bakışıyla uyuşmayan yanlış anlayış ve tercihler, aile yapısını bozmakta, insan neslini ifsat etmekte, toplumu felakete sürüklemektedir” ifadelerini sarf etti.

“Aile, kadın ve erkek arasında şahitlerin huzurunda gerçekleştirilen meşru bir nikâh akdiyle kurulur... Ne hazindir ki toplumun temel taşını oluşturan aile yapısı her geçen gün fıtrata aykırı yıkıcı etkilere daha fazla maruz kalmaktadır. Nikâhsız birliktelikler özendirilmektedir. Sosyal medyadaki uygun olmayan içerikler ile bazı televizyon dizi ve programları, aile yapısını tehdit etmektedir... İnsanın temiz fıtratını bozmayı amaçlayan sapkın anlayışların tamamı, ilahi iradeyi yok sayarak insanın yaratılışına müdahale etmektedir. Fıtratı bozmaya yönelik davranışlar, özgürlük söylemlerinin arkasına sığınılarak asla meşru hale getirilemez. Dinimizin kadın ve erkeğe bakışıyla uyuşmayan yanlış anlayış ve tercihler, aile yapısını bozmakta, insan neslini ifsat etmekte, toplumu felakete sürüklemektedir... Aile yapımızı tehdit eden her türlü zararlı akım karşısında uyanık olalım...”

Sözcü Gazetesi, “Diyanet de LGBT dedi” başlığı altında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim kampanyasında “Bunlar LGBTİ’ci, Biz değiliz" derken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Millet İttifakı’nın iktidara gelmesi halinde “Erkeğin erkekle, kadının kadınla ve hayvanlarla evlilik yapacaklarını’’ öne sürdü. Diyanet İşleri Başkanlığı da seçim öncesi son hutbesinde LGBT bireyleri hedef aldı”ğını haber verdi. Yeni Akit, “Cuma hutbesinde LGBT sapkınlığı anlatıldı!” başlığı altında, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından camilerde okunan Cuma hutbesinde eşcinsel sapkınlığın yüce dinimiz İslam'da yerinin olmadığı anlatıldı” derken ekledi: “Müslümanların LGBT sapkınlığına karşı, "İnsanın temel fıtratını ve aile yapımızı bozmayı amaçlayan sapkın akımlar, özgürlük söylemlerinin arkasına sığınılarak meşru hale getirilemez" ifadeleri ile uyarıldığı hutbe...” Her gün düzenli olarak homofobik nefret paylaşımları yapan, manipülasyon, dezenformasyon ve hedef göstermekle kalmayıp LGBTİ+ toplumu ve kurumlarına karşı doğrudan nefret suçuna teşvik eden “AileApartmanı” adlı sosyal medya hesabı, “cuma hutbesinde, çocuklarımızı, gençlerimizi, ailemizi hedef alan LGBT tehlikesine dikkat çekilecek” paylaşımı yaptı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ise “Dezenformasyonla Mücadele Merkezi”nce yayımlanan “Dezenformasyon Bülteni”nde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, “seçim öncesi son cuma hutbesinde LGBT'yi işledi iddiasının doğru olmadığı”nı söyledi: ““Diyanet İşleri Başkanlığı, seçim öncesi son cuma hutbesinde LGBT'yi işledi” iddiasının doğru olmadığı kaydedilen bültende, Diyanet İşleri Başkanlığının 12 Mayıs'taki cuma hutbesinde okunmak üzere "15 Mayıs Uluslararası Aile Günü" vesilesiyle aile yapısının önemi ve değerini vurgulayan bir metin hazırladığı ve din görevlileriyle paylaştığı aktarıldı.”

Muhafazakâr medya köşelerinin kopyala-yapıştır paylaşmayı pek sevdiği, içinde, “2007’de İstanbul’da 170 yataklı LGBT oteli açıldı”, “2013’te MEŞCİD (Müslüman Eşcinseller Derneği) kuruldu” nakaratlarını bir kez de, güya, Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı’nın Millet İttifakı’na yönelik karalama kampanyalarına karşılama gayesiyle, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Mansur Yavaş (1, 2) tekrar etti: “Şimdi ben bunların LGBT karnesini açıyorum. İçişleri Bakanı sürekli bunlar gelirse erkek de erkek, insanla hayvan evlenecek sürekli fantezilerini anlatıyor. Çok zengin fantezileri var. Türkiye'de 2002'den sonra bir sürü LGBT derneği kurulmuş. 14 tane kurulmuş. Bunlardan 7'si Süleyman Soylu döneminde kurulmuş. LGBT oteli açılmış. Müslüman Eşcinseller Derneği'ne de izin vermişler.”

Sosyal medyada yıllardır kopyala-yapıştır yayılan, güya AKP’yi eleştirme amaçlı gibi görünse de LGBTİ+ toplumunun hak hukuk ve hürriyetlerini hedef alan LGBTİ+ karşıtı nakaratlar en son misal Demokrat Parti Göç ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkanı Yardımcısı ve Saadet Partisi yayın organı Millî Gazete köşe yazarı ve de Cumhuriyet Gazetesi yazarı tarafından sosyal medyada tekrar edildi.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ın, Mersin mitinginde bahsettiği “AKP’nin LGBT karnesi” tekerlemesinde adı geçen “müslüman eşcinseller” derneğinin aslında bir “dernek” olmadığı ve hiçbir zaman kurulmadığı bilgisine ise kimse ihtiyaç duymuyor.

Millet İttifakı’nın diğer Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu da, Çorum’da konuşurken, “Süleyman Soylu'nun erkek erkeğe evlilik açıklaması”na karşı cevap yetiştirmekte Mansur Yavaş’tan geri kalmadı: “Tek cümlesi var, Allah aşkına çocuklar var burada ne diyeyim. Tek cümle 'Bunlar gelirse erkek erkeğe evlenecekmiş'. Biz gidersek böyle olacak şöyle olacak diyor. Her gün defalarca tekrarlıyor. Tuhaf bir bilinçaltı var, vallahi tuhaf. Akıl tutulması, saçma sapan konuşma. Çoluk çocuk seni dinliyor. Ağzından çıkanı kulağın duysun, ayıp. Adamın aklı fikri orada, başka bir yere çalışmıyor aklı. Bunların konuşmalarına uzun bir bip lazım. Çok içselleştirmiş meseleyi, enteresan. Hayırlısı Allah'tan. Bunların iktidarı döneminde memlekette evlilik oranı azaldı. Millet yuva kuramıyor, utanın.”

Saadet Partisi Eski Genel Başkanı ve YİK Üyesi Mustafa Kamalak da, katıldığı yayında aynı nakaratları tekrar ederken, Saadet Partisi yayın organı Millî Gazete’nin başlığı, “Kamalak’tan AKP’ye ters köşe: LGBT kanununu sen getirdin kazanım bu mu” oldu: “LGBT yani eşcinseller kanununu AK Parti getirmedi mi? Tabi 6251 sayılı kanun. AK Parti getirdi. Diğer partiler de destek verdi ama AK Parti istemese olmazdı. Başı çeken o. Zinayı serbest bırakan AK Parti değil mi? Zina serbest oldu kazanım bu mu? Eş cinsellik serbest oldu kazanım bu mu? Müslümanların vergisinden domuz çiftliğine kredi veriliyor şuanda, kazanım bu mu?”

‘Hakları yasal güvenceye alınmalı’dan anayasaya cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği eklenmesini engellemeye ve doğrudan hedef göstermeye “AKP’nin 2001’den 2015’e LGBTİ tarihi”nden AKP Hükümetinin homofobik inkârına asıl tarihin ise “LGBTİ+’lar fazla toplumsallaşmasın, hele hele hiç siyasallaşmasın!” hattında seyrettiğini hatırlayalım: 1, 2

Gelecek Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ahmet Davutoğlu, KararTV'de konuşuyor: “Hiçbirimizin savunmadığı LGBT konusunu ahlak konusu yapıyorlar ama kul hakkı kimsenin aklına gelmiyor.” Davutoğlu, seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirmesinde ise Erdoğan’dan yakınıyor: “Bizlerin de içinde olduğu bütün bir muhalefeti LGBTci, terör ile işbirlikçi, dış güçlerin aparatı ilan etti, milli iradeyle seçilmiş milletvekillerine "kiralık vekiller" diye hitap etti, rakibi Sayın Kılıçdaroğlu'nu kitlelere yuhalattı.”

Hükümet medyası: Homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem üreticisi

LGBTİ+’lara karşı nefret siyasetini sahiplenen hükümet yanlısı medya, homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem doğrudan üreticisi olmayı Mayıs ayında da sürdürdü.

Kamu temsilcilerinin ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesini gözetmeyip LGBTİ+ yurttaşlara yönelik ayrımcı bir dille sarf ettikleri nefret söylemi ile gongo’ların kurumsal ayrımcılık ve nefret suçlarına çağrıya varan eylem ve söylemleri hükümet yanlısı medya aracılığıyla yayılmaya devam etti.

LGBTİ+ toplumu ve kurumlarını düşmanlaştıran, manipülasyon, dezenformasyon ve provokasyonlarıyla hak savunucularına, LGBTİ+’lara ve örgütlerine saldıran, nefret söylemini doğrudan üreten, yayan, okurlarıyla takipçilerini teşvik eden hükümet yanlısı ve muhafazakâr medyanın aracı olduğu homofobik nefret siyaseti Mayıs ayında şöyle seyretti…

“LGBT sapıklığı” söylemiyle Millî Gazete’de üretip yaydığı dezenformasyon ve LGBTİ+ düşmanlığına artık haber7’de devam eden Bekir Sıtkı Şirin, “Kılıçdaroğlu'nun seçim vaatleri ile 5 maddede Türkiye'yi bekleyen milli güvenlik tehlikesi!” listesinde, “LGBT’ye açık destek verilecek” maddesi de ekledi: “CHP'nin LGBT sevdası... CHP'nin Türkiye'nin ahlaki yapısını tehdit eden vaatleri de bulunuyor. Bu bağlamda CHP'nin LGBT konusundaki vaatleri dikkat çekiyor. CHP ve Kılıçdaroğlu, İstanbul'a asmış olduğu pankartlarla LGBT'ye özgürlük vaat ederken söz konusu afişlerde "Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak." ifadeleri yer alıyordu. CHP'li diğer isimlerin yaptıkları açıklamalardan da aile yapımızı derinden sarsacak olan LGBT'ye açık destek verdiği de görülüyor.”

Haber7, “Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Kurucu Şeref Başkanı” olarak tanıttığı D. Mehmet Doğan imzalı, “TYB” sitesinde yayınlanmış “Seçimin kaybedeni belli, kazananı tekrar seçeceğiz!” başlıklı yazıyı yeniden yayınladı. “TYB” başkanı, “CHP seçimle iktidara gelemez!” diyor ve devam ediyor: “Her türlü taviz, bukalemunvari görüntüler: Bir sol-bir liberal, bir dindar-bir laik, bir muhafazakâr bir lbgt’ci… Seçime kadar bir şahsın kaç boyaya boyanabileceğini bütün millet ayan beyan gördü.” Haber7, “TYB” başkanının yazısını alıp yayınlarken, “lbgt’ci” satırına, yazının “Türkiye Yazarlar Birliği” sitesinde yer almayan “kaos/gl’ci” eklemesi yaptığı görülüyor: “Her türlü taviz, bukalemunvari görüntüler: Bir sol-bir liberal, bir dindar-bir laik, bir muhafazakâr bir kaos/gl'ci lbgt’ci…”

Sabah, Akşam ve TGRT Haber, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Bay Bay Kemal LGBT’ci olduğunu biliyoruz. O masada olanların hepsi LGBT’ci. AK Parti’nin böyle bir sorunu yok. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz” sözlerine sosyal medya hesaplarından aracı oldular.

Yeni Şafak’ın muhalefet karalama bahaneli Mayıs ayı nefret siyasetinden başlıklar: “Saadet'ten LGBT'nin sözcülerine destek konuşması... Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı, LGBT savunucusu feminist oluşum Havle Kadın’ın etkinliğine konuşmacı olarak katıldı... Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı’ndan LGBT güzellemesi...”, “PKK LGBT'yi dağa çağırdı”

Yeni Şafak’ın homofobik nefreti gökkuşağına düşman: “Masonik kuruluşun organizasyonunda çocuklara eşcinsellik propagandası... alenen eşcinsellik propagandası... LGBT'liler tarafından kullanılan ve LGBT lobileri tarafından eşcinsel sapkınlığın simgesi haline getirilen 'gökkuşağı' renklerinin yer aldığı uçurtmalar... aile yapısını bozmak ve eşcinsel sapkınlığı meşrulaştırmak... LGBT lobileri... sözde... sinsice...”

Yeni Şafak, İstanbul Büyükşehir Belediyesine karşı: “İBB panolarında LGBT propagandası... LGBT’yi özendirecek reklam afişleri... LGBT’yi özendirecek... Aileyi yıkmak istiyorlar... LGBT sapkınlığını özendiren afişleri...”

Akit’in Mayıs ayı nefret siyaseti şu başlıklar altında seyretti: “CHP'li İBB'den LGBT skandalı... Osmanlı torununu LGBT sapkınlığına hazırlıyorlar! 1 Mayıs yürüyüşünde önde Türk bayrağı arkada LGBT... Erdoğan yüzlerine vurdu: CHP ve İYİ Parti LGBT'ci!... Fatih Erbakan Elazığlılara sordu: Elazığlı LGBT'ciye oy verir mi?... 6'lı masanın LGBT sevdası yine gündemde!... Huzurlarınızda ateist LGBT sevici HDP fetvası!... Ekrem İmamoğlu eşcinseller için meydanda böyle söz verdi! '14 Mayıs'ta İstanbul Sözleşmesi'ne döneceğiz'... CHP’li isim Batı medyasına konuştu: Her türlü sapkınlığa ve Batı'ya bağlı yeni anayasaya göz kırptılar!... Erbakan'dan TRT ekranında LGBT vaadi!... Eşcinsel sapkınlar Fatih Erbakan'ı sahiplerine şikayet etti!... Şanlıurfalı LGBT’ci Tanal’a geçit verecek mi... Sapkın LGBT'nin tercihi Kemal Kılıçdaroğlu... Millet parlamenter sistemi çöpe attı!... Çin'den, sapkın LGBT'ye yaptırım... Sapkın LGBT’lilere idam cezası... Azgın azınlık yerinde durmuyor! LGBT bayraklarıyla yürüdüler... Homoların, gaylerin, i.nelerin siyasi savunucusu pelerinsiz kahramanı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ODTÜ'lü i.nelerden hakettiği desteği aldı”

Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi

Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.

Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor.

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor: “Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık Avrupa Konseyi standartlarıyla bağdaşmaz.”

“Nefret söyleminin genellikle toplumda azınlık durumunda olan gruplara yönelik gerçekleştiği düşünüldüğünde, yaygınlaşması sonucunda zaten genellikle görünmez olan bu gruplar çoğunluk grupların bu tarz yaklaşımları ile muhatap olmamak adına daha da fazla oranda görünmez hale gelmektedirler. Nefret söylemine yönelik devlet tarafından aktif bir karşı koyuş ortaya konulamadığı durumda ve ifade özgürlüğü adına bu tür ifadeler koruma gördüğünde, bu durum devletin hoşgörüsüzlüğe ve nefrete karşı azınlık grupların korunması yerine bu tür görüşlerin yayılmasını tercih ettiği anlamına gelecektir.”

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

Not: Bu dizide, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.


Etiketler: medya, nefret suçları, siyaset
İstihdam