31/10/2022 | Yazar: Ali Erol

LGBTİ+’ların hak hukuk hürriyet ve eşitlik mücadelesini hedef alan nefret siyaseti medya aracılığıyla Eylül ayında ayyuka çıktı

Homofobik nefret söyleminin Eylül ayı sosyal medya seyri Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İllüstrasyon: Gizem Karagöz / Kaos GL

Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin Eylül Ayı İnternet Seyrine sosyal medya ve internet ortamlarına yansımış ayrımcı nefret ifadeleri ile doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden medya organlarından LGBTİ+’lara yönelik cinsiyetçi, transfobik ve homofobik nefret söylemlerini derledik.

Medya çalışmaları kapsamında sosyal medya mecrası ile internet medyasını izleyen Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların takibini yaparak kaydını tutuyor. Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, nefret söylemi üreten, yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren ifadeler içeren haber ve yorumları aylık dosyalarla raporluyor.

İçişleri Bakanı, “LGBT”yi gene “uyuşturucu” ve “terör”le telaffuz etti

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, LGBTİ+ karşıtı söylemini Eylül ayında da sürdürdü.

Ağustos ayında sarf ettiği “LGBTİ’ye alıştırıp gençliğimizi elimizden alacaklar” ve “Biz sizin gibi LGBT çocuğu değiliz, biz Ayetel Kürsilerin çocuğuyuz” sözlerinin ardından, Eylül ayında, Kırklareli’nde muhtarlarla buluşmasında, “Türkiye'deki uyuşturucuyla mücadele konusuna” değinirken arada gene sözü “LGBT”ye getirdi: “Bir de bu cinsiyetsizlik denen bir kavram var ya LGBT denen şeyler bir de o her tarafta yaygınlaştı, karşı çıkmak bile günah, kimse bir şey söyleyemiyor, öyle bir baskı altına almışlar.”

Anadolu Ajansı’nın “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kırklareli'nde muhtarlarla bir araya geldi” haberi, sosyal medyada karşımıza “İçişleri Bakanı Soylu: LGBT her tarafta yaygınlaştı, karşı çıkmak bile günah, kimse bir şey söyleyemiyor” paylaşımıyla çıkarken, İletişim Başkanlığı sitesinde de yayınlandı.

AKP Kırklareli İl Başkanlığını da ziyaret eden İçişleri Bakanı, 6’lı masaya dönük sözleri arasında “konu”yu gene “LGBT”ye bağladı: “Masalara oturup bu ülkenin bağımsızlığını birilerini peşkeş çekmeye, üç beş oy almaya çalışanlara, bu ülkeyi Amerika'ya satmaya çalışanlara bu ülkenin kendi kaynakları ile kendine yeteceğini göstermenin zamanıdır. Bir taraftan LGBT'dir türlü türlü ahlaksızlıklar ile Amerika ve Avrupa'dan gelen talimatları uygulanmaya çalışılanların gerçek yüzünü bu millet görecektir.”

Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı (TÜGŞAV) tarafından Ankara’da düzenlenen Gaziler Günü Anma Programı’na katılan İçişleri Bakanı, “Terör örgütlerinden LGBT derneklerine kadar her türlü organizasyonu kullanıyorlar ama şurada bulunan manevi bariyeri bir türlü aşamıyorlar. Aşamayacaklar da Allah’ın izniyle” ifadelerini kullandı.

Trabzon'un Araklı ilçesinde Hükümet Konağı'nın açılışına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun konuştuğu esnada gökkuşağı renkli şemsiyeyle yağmurdan korunan yaşlı bir yurttaşa koruma ekibi müdahale etti. Yağmur altında yapılan açılışta gökkuşağı renkli şemsiyenin müdahale ile kapattırılması Bakan’ın sosyal medya hesabından paylaşılan videoda da görüldü.

Cumhurbaşkanı: “Yeni medya araçlarıyla servis edilen sapkın hayat tarzlarının çocuklarımıza sirayet etmesinin önüne geçmeliyiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eylül ayının başında, “20 bin Öğretmen Atama Töreni”nde, “Yeni medya araçlarıyla servis edilen sapkın hayat tarzlarının çocuklarımıza sirayet etmesinin önüne geçmeliyiz” diye konuştu.

“'Ağaç yaşken eğilir' prensibinden hareketle kırmadan, dökmeden, güzel söz ve tatlı dille, en önemlisi de kendi hayatımızdan vereceğimiz güzel örneklerle çocuklarımızın maddi ve manevi eğitimine özen göstermeliyiz. Çocuklarımıza öz güven duygusu kazandıracak, atılım ruhu aşılayacak bir perspektifle bu çalışmaları yürütmeliyiz. Diğer türlü evlatlarımızın körpe dimağlarının bize ve kültürümüze yabancı mecralar tarafından işgaline engel olamayız. Aksi takdirde, milli bünyemize aykırı ideolojilerin gençlerimizi sinsi tuzaklarına düşürmesine mani olamayız. Başka türlü yeni medya araçlarıyla servis edilen sapkın hayat tarzlarının çocuklarımıza sirayet etmesinin önüne geçemeyiz.”

TİHEK eski başkanı ile TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesine göre LGBTİ+’lara ayrımcılık serbest

LGBTİ+’ların var olma ve hayat hakkını hedef alan “aile” mitinginin “LGBTdayatması” dezenformasyonunun ardından, Hürriyet’e konuşan Aile ve Soysal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “nefret söylemini yanlış buluyorum” demiş, “bir hukukçu olarak” eklemişti: “Nefret söylemi, kime karşı olursa olsun kabul edilemez. Çünkü nefret söylemi ile yaşam hakkını engellersiniz.”

Aile Bakanı, gelen tepkiler üzerine, zaten baştan söylemiş olduğu “Eşcinselliği normalleştirmek ya da normal görmek gibi bir lüksümüz yok” sözünü, bir kez daha, “Eşcinselliği normalleştirmek gibi bir bakış açımız asla olamaz” şeklinde tekrar etti.

“Devlet temel insan haklarını koruma ve teslim etme yükümlülüğünü üzerinde taşıyan bir kurumdur. Her vatandaşını korumakla mükelleftir. Bu noktayı tartışmaya açmak da çok tehlikelidir” ifadeleriyle devam eden Aile Bakanı, Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHEK) eski Başkanı Süleyman Arslan’ı ikna edemedi. Bakan’ın, “Devlet her vatandaşını korumakla mükelleftir” paylaşımına karşı, TİHEK eski başkanı, sosyal medya hesabından yaptığı itirazla yetinmedi, eşcinselliğin “yasadışı” olduğunu da iddia etti: “Sayın bakanım, eşcinsellik Türkiye'de temel insan hakları arasında yer almamaktadır. Cinsel kimlik ve cinsel yönelim tercihinin bir ayrımcılık yasağı temeli olarak kabul edilmesi TBMM tarafından reddedildiğinden yasadışıdır. Hak hukuken tanınan hak ve hürriyetlerle sınırlıdır.” TİHEK eski başkanı, sosyal medya paylaşımına son olarak, LGBTİ+’lara yönelik mevcut TC hukukunu bile çok gördüğünü belirten bir de “not” eklemekten geri durmadı: “İlk tweetteki "Hak hukuken tanınan hak ve hürriyetlerle sınırlıdır" ifadem BM'nin tanıdıklarına nispeten Türkiye Devletinin anlaşmaları açısındandır. Kendi inancıma göre hak ve hürriyetler Allah'ın lutfettikleri ile sınırlıdır.”

TİHEK eski başkanının Aile Bakanı’na “inancı gereği” olduğunu belirttiği itirazları, AKP Çorum Milletvekili Erol Kavuncu tarafından tekrar edildi: “Cinsel kimlik ve cinsel yönelim yasalarımızda, birilerine bir ayrımcılık temeli olarak hiçbir şekilde kabul edilmemiş ve tanımlanmamıştır ve bu sapkınlığın "temel insan hakkı" olduğu söylemi koca bir yalandır.”

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi de olan AKP Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, devam ediyor: “Cinsel kimlik, toplumsal cinsiyet, cinsiyet eşitliğı, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim gibi konu ve kavramlar TBMM’de görüşülmüş, TBMM tarafından Türk hukukuna ve toplum yapısına aykırı bulunarak kanun koyucu tarafından bilinçli olarak reddedilmiştir… Bütün insani ve ahlaki değerler hiçe sayılarak, “toplumsal cinsiyet”, “cinsiyet eşitliği”, "özgürlük”, "onur" gibi süslü kavramlarla topluma servis edilen sapkın, sapık ilişkiler, gerçek beka meselemiz olan aile ve nesil güvenliğimizi tehdit etmektedir… Aziz milletimizin her bir ferdi bilmedir ki; “eşcinsellik, sapkınlık” ülkemizde, ne yasalarda ne de milletimizin maşeri vicdanında iddia edildiği gibi hiçbir şekilde, temel insan hakkı olarak tanımlanmamaktadır.”

Erol Kavuncu’nun milletvekili olduğu Çorum’dan yerel basın, “Milletvekili Kavuncu: “Cinsel Sapkınlığın ‘Temel İnsan Hakkı’ Olduğu Söylemi Koca Bir Yalandır”” aktarması yaparken; bir diğeri ise “‘Her türlü hastalıklı davranışlardan ailemizi ve neslimizi korumak öncelikli görevimizdir’” sözlerini paylaştı.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi AKP Milletvekili Kavuncu, Eylül ayında Almanya ziyareti dönüşü ise sosyal medya hesabından ayrımcılık karşıtı paylaşımlar yaptı: “Berlin Eyaleti Adalet, Çeşitlilik ve Ayrımcılıkla Mücadele Sentörlüğü Devlet Sekreterliğinde muhataplarımızdan insan hakları ve ırk,etnik köken inanç temelli ayrımcılığa karşı mücadele konusunda Almanya’da yapılan  çalışmalar konusunda bilgi aldık… Almanya’da ceza ve infaz uygulamaları hususunda yetkililerden aldığımız detaylı bilgiler ve yerinde yaptığımız incelemelerde Türkiye’deki cezaevlerinin ve bu husustaki uygulamalarımızın dünya standartlarında uygulamalar olduğunu gördük ve tespit ettik.”

“AileniKoru”, “SapıklığaDurde”, “TCE/GENDER YASAKLANSIN”, “önceAile soykırım ve insanlık suçu işleyen feminist eşcinsel terör örgütleri kapatılsın”, “ToplumsalCinsiyet maskeli Eşcinselliği KAOS fitneyi  teşvik suça ortakliktir”, “NesliniKoru” gibi etiketlerle sosyal medyada sürekli kadın ve LGBTİ+ düşmanı nefret çağrısı yapan “TurkAileOcagi” isimli twitter hesabı da, TİHEK eski başkanının paylaşımını, “DeryaYanikistifa” çağrısıyla retweet’ledi. “LGBTİ dayatmasına teslim olan Aile Bakanı’nı istifaya çağıran” bir diğer adres de Vatan Partisi oldu.

Aile Bakanı’nın, “Devlet her vatandaşını korumakla mükelleftir” sözlerine sosyal medya üzerinden gelen diğer itirazlar, Abdurrahman Dilipak’tan, “Yanık bardağı taşırdı” ve “Kimse size oy vermez”; Yeni Akit’ten, “'Aile bakanı' mı 'LGBT bakanı' mı? Bakan Derya Yanık, aileyi savunan vatandaşları hedef aldı! Tepki gelince çark etti”; Millî Medya isimli sosyal medya hesabından ise “Sözde Aile Bakanı feminist Derya Yanık, İstanbul Saraçhane'de lgbt ahlâksızlığına karşı yapılan AileniKoru mitingi hakkında "nefret söylemi kabul edilemez" dedi! Kadem'ci Derya Yanık istifa!” paylaşımları oldu. Diğer tepkiler şöyle seyretti…

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İstanbul’da LGBTİ sapkınlığına karşı yapılan nümayişe tepki gösterip "Nefret söylemini yanlış buluyorum" demiş Bu sözler kendisine aitse biz bunu İslam'a ve Müslümanlara hakaret olarak kabul ederiz” -Gerçek Hayat Dergisi Yayın Yönetmeni Kemâl Özer

“AİLE ONURUMUZDUR! Ailenin korunmasını haykırmak “nefret” söylemi değildir. Dünyanın en onurlu haykırışıdır. Ülkemizin vicdanı 150 STK’nın biraraya gelerek onbinlerce anne, baba ve çocukların LGBT ahlaksızlığına karşı nesillerimizi koruma refleksi sadece alkışlanır.” –AKP Kocaeli Milletvekili Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi

“LGBT Yürüyüşü hakkında hiç yazmamıştım. Aileyi korumak gibi bir amacı vardı.Bu yürüyüş için ideolojisi kalmamış, ancak beden üzerinde özgürlük naraları atan solcular ''nefret söylemi'' ifadesini kullandı. Onlar kullanmasına kullandı da, bizde ne çok heveslisi varmış.” -Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Daily Sabah yazarı

Homofobik nefret siyasetinin sürekli gündemi LGBTİ+ düşmanlığı

Kamu temsilcilerinin ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesini gözetmeyip LGBTİ+ yurttaşlara yönelik ayrımcı bir dille sarf ettikleri nefret söylemi ile gongo’ların kurumsal ayrımcılık ve nefret suçlarına çağrıya varan eylem ve söylemleri hükümet yanlısı medya aracılığıyla yayılmaya devam ediyor.

LGBTİ+ toplumu ve kurumlarını düşmanlaştıran, manipülasyon, dezenformasyon ve provokasyonlarıyla hak savunucularına, LGBTİ+’lara ve örgütlerine saldıran, nefret söylemini doğrudan üreten, yayan, okurlarıyla takipçilerini teşvik eden hükümet yanlısı ve muhafazakâr medyanın aracı olduğu homofobik nefret siyaseti Eylül ayı boyunca şöyle seyretti…

LGBTİ+ onur yürüyüşlerini tehdit etmekten yargılanan ve ceza alan isimlerin Eylül 2021’de “Aileni ve Neslini Koru, Sapkınlığa Dur De” sloganıyla başlattığı homofobik nefret kampanyası kamu temsilcilerinin doğrudan desteğiyle Eylül 2022’de LGBTİ+ karşıtı bir nefret mitingiyle taçlandı.

LGBTİ+’ların var olma ve hayat hakkını hedef alan “Büyük Aile Buluşması” mitingine varan nefret kampanyası süreci, Yesevi Alperenler Derneği’nin “SapkınlığaDurDe” etiketi altında “LGBT Faaliyetlerinin durdurulması ve yasaklanması” hedefiyle 2021’in Eylül ayında ilan edildi.

Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanıyken homofobik ve transfobik nefret söylemleriyle 2016 İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü ve Trans Onur Yürüyüşü’nü tehdit etmekten yargılanan ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçundan ceza alan Kürşat Mican’ın başkanı olduğu Yesevi Alperenler Ocağı’nın oluşturduğu Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun İstanbul Saraçhane’de 18 Eylül’de düzenlediği “LGBTİ karşıtı Büyük Aile Buluşması”nı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) “kamu spotu” olarak tavsiye etti.

RTÜK’ün “tavsiye” ettiği homofobik nefret mitingini örgütleyen Yesevi Alperenler Derneği’yle Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu, Anayasal haklar kapsamında Dernekler Kanunu’na göre kurulmuş LGBTİ+ örgütlerine yönelik doğrudan kurumsal ayrımcılık çağrısı yapan homofobik nefret kampanyasını, “SapkınlığaDurDe! Ailenikoru! Müslümanlar Tek Ses, Tek Yumruk ve Tek Vücut Olmalıyız!” sloganıyla yürütüyor.

“Aileni ve Neslini Koru, Sapkınlığa Dur De” sloganıyla nefret kampanyasına devam ederken, “LGBTİ karşıtı Büyük Aile Buluşması”nın haberini Ağustos ayından veren Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu, nefret kampanyasına, "Sapıklığı savunan STK'lar YASAKLANSIN mal varlıklarına el konulsun" çağrısıyla başladı.

“Sapkın LGBTİ örgütünün tüm faaliyetlerinin yasaklanması ve ceza kapsamına alınması için imza kampanyası”yla başlayan “Fikirde Birlik Ve Mücadele Platformu”nun çağrısıyla “Aile Buluşması” adı altında düzenlenen ve RTÜK tarafından da “tavsiye” edilen nefret mitinginin sosyal medya etiketi olarak “LGBT dayatması” ifadesi kullanıldı: “Ailesini seven, ailesini-çocuğunu-neslini korumak isteyen, emperyalist-küresel çetelerin LGBT dayatmasına karşı çıkan, insanlık tarihinin en büyük sapkınlık propagandasına-dayatmasına dur diyen duyarlı tüm halkımızı bekliyoruz..”

İstanbul Saraçhane’de Eylül ayında düzenlenen LGBTİ+ düşmanı mitingin sosyal medya etiketi olan “lgbtdayatması” twitter’da “TT” oldu: “İsmailağa Derneği üyeleri, ‘LGBTdayatması'na  DUR De!’ sloganı ile 18 eylül pazar günü yürüyüş yapacaklarını bildirdiler. Binlerce üyenin paylaşımıyla yürüyüş çağrısı gündem oldu.”

T.C. Kültür & Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, “LGBTdayatması” etiketi altında sosyal medya hesabından paylaştı: “Sapkın bir neslin gelmesi için çalışanlara,ahlaksız bir azınlığın çoğunluğun üzerinde hadsizce baskı kurmak isteyenlere,yeni bir rezil şehir kültürü kurmak isteyenlere karşı sesini yükselten,çocuklarını koruyan aileler bugün Saraçhane parkında 14.30’da buluşuyor”

“LGBTdayatması'na karşı çocuklarımızı korumak için yürüyoruz!” paylaşımı, İsmailağa Câmiâsı, İsmailağa Derneği, İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı Resmî Twitter Hesabı’ndan geldi.

Eylül ayında İstanbul Saraçhane’de düzenlenen nefret mitingine ilişkin twitter’da “LGBTdayatması” etiketi altında paylaşımlar ayrıca, İlim Yayma Cemiyeti, İstanbul Aile Vakfı, YediHilal, Anadolu Neferleri, Müdafaa-i İslâm Hareketi, “25. Dönem Amasya, 26. Dönem AK Parti Isparta Milletvekili, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi, Çevre Komisyonu Üyesi, şimdi İİKV Mütevelli Heyeti Başkanı” Said Yüce, Misvak, Tesettür Seferberliği ve Erdemli Kadınlar Derneği (TeSSeP), Yekvücut gibi hesaplardan geldi.

Gazeteci Mehmet Baran Kılıç, “LGBT karşıtı yürüyüşü düzenleyenlerin imza topladıkları metin” paylaşımında, “Aynen ifade özgürlüğü” notuyla, “talepleri” aktardı: “LGBT'nin her türlü mecrada 'propagandalarının' yasaklanması, Dernek/vakıfların kapatılması, Kamusal alanda aktivitelerinin engellenmesi, LGBT'nin suç kabul edilmesi”

Gazeteci Zeynep Kuray, LGBTİ + karşıtı mitingde konuşan İstanbul Aile Vakfı Başkanı Sami Yılmaz’ın, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair 6284 sayılı kanunu hedef aldığını aktardı: “İstanbul Aile Vakfı Başkanı Sami Yılmaz, "Başta 6284 sayılı kanun değişmeden, bu değişmez. Önce bu kanunun değişmesi lazım" dedi.”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Dış güçlerin bünyemize zerk etmek istediği bir zehir; LGBT sapkınlığı… Cinsiyetsiz toplum sapkınlığı…” nefret nakaratlarını Eylül ayında bir kez de Gaziantep’te tekrar etti. İstanbul Sözleşmesi'nin feshiyle yetinmeyen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlükten kaldırılması gerektiğini de buyurdu: “LGBT propagandası… LGBT gibi sapkınlıklar… toplumsal cinsiyet kavramıyla cinsiyetsiz toplum inşa edilmesi…”

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi de olan AKP Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagil, Meclis’te yaptığı konuşmada, “son dönemde çokça artan adına şarkıcı, sanatçı, tiyatrocu, stand-up’çı bile diyemeyeceğim zavallılar türedi ve sapık ve sapkın halleri, davranışları, konuşmaları ve paylaşımları ile gündemi meşgul ediyorlar” ifadelerini kullandı. “Sapkınlıklarını yaymak adına da reklam yüzü olan bu çıyanlar gösterilerinde LGBT bayrağı açıyor ve normalleştirme, meşrulaştırma adına propaganda yapıyorlar” diye devam etti.

RTÜK, “İslamofobi”den başka nefret söylemi tanımıyor!

“LGBT örgütünün tüm derneklerinin, yapılanmalarının kapatılması; tüm propaganda faaliyetlerinin durdurulması ve yasaklanması için” 18 Eylül’de İstanbul Fatih’teki Saraçhane Parkı’nda düzenlenen, olmuyorsa “idam”a kadar yolu var söyleminin dillendirilebilmesine imkân sunan mitingin tanıtım videosunu “kamu spotu” olarak televizyon kanallarına ve radyo istasyonlarına tavsiye eden RTÜK, “Aile Buluşması” adlı nefret etkinliğinden üç gün önce, Uluslararası Medya Enformasyon Derneği’yle (UMED) ortaklaşa “Medyada Nefret Söylemi” paneli gerçekleştirdi.

RTÜK’ün paydaşı Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED), “Nefret Söylemine DUR de!” diyor ve bakın nasıl devam ediyor: “Nefret söyleminin ifade olarak bir öneme sahip olmadığı, bu söylemin temel hak ve özgürlüklerle çatışma içerisinde olduğu, dolayısıyla ifade özgürlüğü kapsamında yer almaması gerektiği kabul edilmelidir.”

RTÜK’ün paydaşı, “Nefret Söylemine DUR de!”meye devam ediyor: “Bir grup insanı aşağılamak, bunlara karşı ön yargı oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen söylemler ile hedef alınan gruplara "toplumda size yer yok" mesajını yineleyerek vermek insanın en temel hakkı olan "yaşama ve katılım hakkı"nı ihlal etmektir.”

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, “Irkçı, ayrıştırıcı, ötekileştirici ifadeler farkında olmadan da olsa günlük hayatta kullanılabiliyor” dedikten sonra durur mu, panelin açılış konuşmasında hemen ekliyor: “Medyadaki nefret söylemi 'fikir özgürlüğü' parantezine asla alınmamalıdır” diyor. “Irkçı nefret, din ve yabancı düşmanlığı ile toplumsal hoşgörüsüzlüğe karşıyız. En basit tabirle nefret içeren 'ötekiler' söylemine, özellikle medyada telaffuzuna tahammülümüz yoktur” diye de ekliyor.

RTÜK’ün “Medyada Nefret Söylemi Paneli”nde, “nefret söylemi ve fiilleri bugün toplumsal barışı dinamitleyen güvenlik tehdidine dönüşmüş durumdadır” diye konuşan RTÜK Başkanı Şahin, öznesi belirsiz onca söz ve söylemin ardından nihayet sadete geliyor ve nefret söylemine örnek veriyor: “Nefret söylemine en fazla maruz kalanlar ne yazık ki Müslümanlar”

RTÜK’ün, LGBTİ+ toplumuna karşı kurumsal ayrımcılık ve nefret suçu çağrısı yapan “kamu spotu”nu “tavsiye” ettiğini kamuoyuna duyuran isim ise CHP’li RTÜK üyesi İlhan Taşçı oldu: “RTÜK Başkanı, Yesevi Alperenler Ocağının LGBT karşıtı mitingine çağrı spotunu TV ve radyoların bedava yayınlanmasını istedi. Spotu Üst Kurulun onayı olmaksızın yayınlamak yetki gaspıdır. Spotun içeriği halkın bir kesimini aşağılıyıp, kin ve düşmanlığa tahrik edecek nitelikte! LGBT karşıtı miting çağrısının keyfe göre, mevzuata aykırı sisteme yükletmek hukuk tanımamaktır.”

Ebubekir Şahin, İlhan Taşçı’nın açıklamasına, “mevzuata aykırı bir durum yoktur” yanıt verirken, Taşçı, devam etti: “Bir derneğin LGBT karşıtı yapacağı mitinge çağrı spotundaki “aciliyeti” açıklayınız, telaşınızın nedenini bilelim!” Taşçı, gene sosyal medya hesabından, ekledi: “RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Yesevi Alperenler Ocağının LGBT karşıtı mitinge çağrısını TVlerin bedava yayınlamasını istediği spotu bugünkü kurula getirdi! Önce yayınlatıyor, sonra onay alıyor. Şahin geçen hafta kuruldan kaçırdığı minaresine bugün Üst Kurulda kılıf uydurdu!”

Nefret söyleminin medyada farklı kisveler altında, bir de ayrıca bunlar perdelenerek, siyasi ve ideolojik olarak dile getirilmesiyle kurumsal olarak mücadele” ettiklerini söyleyen RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in LGBTİ+ karşıtı “tavsiye”sine dair açıklamalarına devam eden İlhan Taşçı, “Yarın LGBTQ+ aleyhtarı hatta onları hedef haline getiren bu kamu spotu sonrası o kesime ya da o kesimden bazı kişilere karşı olumsuz bir durum olsa bunun sorumluluğunu RTÜK Başkanı üstelenecek mi?’’ diye konuştu.

RTÜK’ün paydaşı Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) ise Ebubekir Şahin’in açılış konuşmasını yaptığı “Medyada Nefret Söylemi Paneli” çağrı sürecinde hedef kişi veya kurumu açık olmayan “Nefret söylemine DUR de!” spotları paylaşıyordu: “Nefret söylemi, temel hak ve özgürlükleri yok etmeye yönelik olarak hakkın kötüye kullanımıdır. Nefret içerikli ifadeler ile diğer hak ve özgürlüklerin çatışması nedeniyle, nefret söylemi sınırlandırılmalıdır. Çünkü nefret söyleminin sınırlandırılmamasıyla, aslında bu ifadeler ile hedef alınan kişi veya grubun otonomi ve benliklerine yönelik saldırıların önü açılmış olacaktır. Ayrıca, nefret söylemiyle mücadele edilmemesi, bunun temelindeki ayrımcı davranışın uzun dönemde normalleşmesi sonucunu doğuracaktır.”

Homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem doğrudan üreticisi hükümet medyası

LGBTİ+’lara karşı nefret siyasetini sahiplenen hükümet yanlısı medya, homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem doğrudan üreticisi olmaya Eylül ayında da devam etti.

Sabah gazetesi, “Mehmet Ali Erbil'den yıllar sonra gelen özel itiraflar! Eşcinsellik sapkınlıktır… Türkiye AK Parti ile rönesans yaşadı” Yeni Şafak tekrar etti, “Mehmet Ali Erbil: "Eşcinsellik benim için sapkınlıktır. Benim de 16 yaşında oğlum var. Böyle sapkınlardan gençlerimizi korumalıyız.” Sabah gazetesi, “LGBT’ye destek veren şehrimize gelmesin”, “LGBTİ’ye destek Tweeti atan Aleyna Tilki’nin konseri iptal edildi”

Yeni Şafak, “Milletimizin iradesinin TBMM'de kanunlaştırılacağına, LGBT propaganda ve dayatmasına yasalarla 'dur' denileceğine inanıyoruz.” Yeni Şafak, “Gençler, LGBT kulüpleri tarafından kuşatmaya alındı. Hem devlet hem özel üniversitelerde kurulan ve LGBT dernekleri tarafından fonlanan kulüpler öğrencilere, “akışkan kimliklerimiz” ve “üçüncü bir cinsiyet” adı altında LGBT’yi özendiriyor.”

Türkiye Gazetesi, “İstanbul'daki STK'lerden 'Aileni ve neslini koru, sapkınlığa dur de' mitingi”, Yeni Şafak, “STK'lar ve aileler, LGBT örgütlerinin eşcinsellik dayatmasına karşı yürüyüş yapacak.”, “Aileler LGBT’ye karşı birlik oldu: Dernekleri kapatılsın”; İLKHA, “Türkiye Aile Meclisi Başkanı Çevik: Sapkınlığın merkezi olan dernekler kapatılmalı

Doğruhaber, “Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu, sapkınlara ilişkin TBMM'de yasal düzenleme istiyor… Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu Başkanı Kürşad Mican, aile ve çocukların korunması amacıyla kamuoyunda LGBT diye isimlendirilen sapkınlara karşı Türkiye Büyük Millet Meclisinden (TBMM) yasal düzenleme talep etti.”

İLKHA, “Elâzığ Hak Adalet ve Kardeşlik Platformu, dünyayı ve özellikle de Müslümanları çepeçevre saran Coronavirus, işgalci siyonistler, İstanbul Sözleşmesi, cinsi sapkınlar ve uyuşturucu virüslerine dikkat çekerek yetkilileri uyardı.”

LGBTİ+ karşıtı mitinge twitter hesabından aracı olan Sabah gazetesi, nefret mitingi boyunca “LGBTdayatması” etiketi altında paylaşımlar yaptı. Sabah gazetesine göre, “Nefret söyleminin normalleştirilmesi kabul edilemez” ama homofobik nefret söylemi serbest! Hükümet medyasından Yeni Şafak, LGBTİ+ karşıtı nefret mitingine “Binlerce aile LGBT dayatmalarına karşı yürüdü: Aile kırmızı çizgidir” başlığıyla aracı olurken “LGBT akımı… LGBT lobisi… LGBT dayatması… LGBT faşizmi… Sapkın LGBT’liler…” nakaratlarını tekrar etti. HÜDAPAR’ın yayın organı Doğruhaber, LGBTİ+ karşıtı nefret mitinginin ardından “yetkililer”i göreve çağırdı: “Sapkınlığa destek veren her türlü, kurum-kuruluşun kökünü kurutmalı!” Milat’ın yerli ve milli STK’ları, Eylül 2021’de “imza” atıp, Eylül 2022’de yasak savan Millî Gazete, “Talebimiz çok net… Devletimizin gerekli tedbirleri alması…” diyen Aydınlık ve Akit bildiğiniz gibi başlıklarıyla izlediğimiz hükümet medyasının, LGBTİ+’ların var olma ve hayat hakkını hedef alan “aile” mitinginin “LGBTdayatması” dezenformasyonuna manşetleri ve sosyal medya paylaşımlarıyla nasıl aracı olduğu burada.

Muhafazakâr merkez medyadan Yeni Şafak gazetesi, nefret söylemini doğrudan üreten, yayan, okurlarıyla takipçilerini teşvik eden Akit’le yarışmaya devam ederken Kaos GL Derneğini düşmanlaştırmış, hızını alamayıp, LGBİ+ derneklerini “ajan” yaftasıyla karalamaya kalkışmıştı. Eylül ayında İstanbul Saraçhane’deki malum mitingin ardından eski dosyalarını karıştırıp kopyala-yapıştır yapan Yeni Şafak, geçen yıl olduğu gibi gene gazetenin birinci sayfasından “Kaos’u Batı Fonluyor” manşeti attı.

LGBTİ+ kurumlarını kriminalize etme ve hedef göstermekte sistematik süreklilikten başka yeni bir gelişme olmadığı halde, Yeni Şafak, Anayasal haklar kapsamında Dernekler Kanunu’na göre kurulduklarını bildiği halde, Türkiye’nin de dahil olduğu AB ve BM fonlarından söz konusu Dernekler Kanunu çerçevesinde LGBTİ+ derneklerinin de yararlanmasını, gene aynı Dernekler Kanunu kapsamında İçişleri Bakanlığı’nın bilgisi ve denetimine tabi olduğunu görmezden gelip, kamuoyunu yanıltmaya ve LGBTİ+ kurumlarını hedef göstermeye devam etti.

Yeni Şafak sosyal medyası, aynı yayınını, “Türkiye’de de günden güne güçlenen LGBT lobisine Avrupa ülkeleri ve ABD’den para yağıyor”, “En fazla desteği 120 milyon lira ile Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği, ikinci sırayı ise KAOS GL aldı” paylaşımlarıyla tekrar etti.

LGBTİ+ kurumları ile doğrudan Kaos GL Derneği’ni hedef alan Yeni Şafak’ın “Kaos’u Batı Fonluyor” manşeti onlarca internet sitesince kopyalandı ve yayıldı. Yeni Şafak’ın karalama yayını, kaynak gösterilmeden, Aydınlık’ın Ulusal Kanal’ı, Takvim, Haber Vakti, Haber Vitrini, Gaste24, Dünya Bülteni, Aydınpost, Yeni Akit, İslami Analiz, Tevhid Haber, Haberindoğrusu, İstiklal tarafından kopyala-yapıştır yayıldı. Köşe yazısı dediğin nedir ki Konya Hakimiyet yazarı da kopyala-yapıştır köşesini “Eşcinsel sapkınlara destek sırası” başlığı altında Yeni Şafak’ın yayınıyla doldurdu. Yeni Şafak’ın LGBTİ+ kurumlarıyla birlikte doğrudan Kaos GL Derneği’ne karşı karalama yayınını kaynak göstererek alıp yayan adresler ise İnternet Haber, El-Aziz, Medya32, Memurlarnet oldu.

Anayasal güvenceyle kurulmuş LGBTİ+ derneklerine “iç düşman” muamelesi çeken muhafazakâr medya ile yarışan Aydınlık gazetesinin toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı kadın yazarı, Kaos GL Derneğini, yayınlarını ve çalışmalarını da doğrudan hedef alıp geçen sene yayınladığı “Çocuklarımız Hedefte” başlıklı “yazı dizisi”ni harmanlayıp bu kez de “Çocuklarımız (1, 2) toplumsal cinsiyetin hedefinde” başlığı altında bir kez daha yayınlama gereği duymuş.

Eylül ayı muhafazakâr medya “köşe”leri malum mitingle coştu

Eylül 2021’de “Aileni ve Neslini Koru, Sapkınlığa Dur De” sloganıyla başlatılan homofobik nefret kampanyasının kamu temsilcilerinin de doğrudan desteğiyle Eylül 2022’de LGBTİ+ karşıtı bir nefret mitingiyle taçlanması hükümet yanlısı muhafazakâr medya “köşe”lerini coşturdu.

RTÜK, “islamofobi”den başka nefret söylemi tanımasa da, RTÜK’ün paydaşı Uluslararası Medya Enformasyon Derneği, insan hakları hukuku gereği, “nefret söyleminin ifade olarak bir öneme sahip olmadığı, bu söylemin temel hak ve özgürlüklerle çatışma içerisinde olduğu, dolayısıyla ifade özgürlüğü kapsamında yer almaması gerektiği kabul edilmelidir” diyor. Hükümet yanlısı muhafazakâr medya köşeleri ise nasıl olsa LGBTİ+’lara karşı homofobik nefretin bedava olduğunu ve haliyle yanlarına kâr kalacağını bildiklerinden ayrımcı dil ve nefret söylemi saçmaya devam ediyor.

LGBTİ+ toplumuna, kurumlarına ve kişilere karşı cinsiyetçi ve homofobik dezenformasyona ortak olan, doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden muhafazakâr ve hükümet yanlısı medya organlarından köşe yazılarını Eylül ayı boyunca Diriliş Postası, Milat, Doğruhaber, Ortadoğu Gazetesi, Sabah, Türkiye Gazetesi, Akşam, Millî Gazete, Aydınlık, Yeni Akit, Yeni Şafak, Star ve yerel basın yazarlarından derledik.

“Diriliş Postası yazarları hem “evet ulan, nefretse nefret” narası atıyor hem de pek lütufkâr: “Gidip evinizde eşcinsel olacaksınız””, “Milat yazarları LGBTİ+’lara “namussuz” diyor, “ibne” “orospu” “şırfıntı” diye saydırıyor”, “Doğruhaber yazarları “LGBT”ye topyekûn imha, topyekûn kapatma istiyor”, “Ortadoğu Gazetesinin eski vali yazarı, “LGBTİ örgütünün tüm faaliyetleri yasaklanmalı ve ceza kapsamına alınmalı” buyuruyor”, “Sabah yazarları “Bülent Ersoy” ile “Zeki Müren” ok ama “LGBT” olmaz diyor”, “Türkiye Gazetesi yazarına göre “LGBT'linin insan olarak hakkı vardır ama "LGBT'lik hakkı" diye bir şey” olamaz”, “Akşam yazarlarından biri, din “LGBT”yi parçalayacak derken, diğeri, “kimsenin eşcinsellerin özel hayatlarında ne yaptığıyla ilgilendiği yok” diyor”, “Millî Gazete yazarlarından “millî” nakaratlar: “beşeri, laik, seküler hukuk”la olacağı budur”, “Aydınlık fantezi: “Bu ülkede herkesin sokağa çıkma, eylem yapma hakkı var, bir tek normal insanların hakkı yok!””, “Akit köşelerinden homofobik nefret nakaratları”, “Yeni Şafak yazarı malum mitingle coşunca LGBTİ+’lara işi aşı bile çok görüyor”, “Star yazarının gönlünden neler geçiyor neler”, “İdam isteyenden “içi ürperene” yerel basından Eylül ayı nefret köşeleri”

Akit’in homofobik nefret siyasetinin Eylül seyri

Kaos GL, medya çalışmaları kapsamında, cinsiyetçi ve homofobik nefret söylemi üretme, yayma ve kurumsal ayrımcılıkla nefret suçuna teşvik yayın organı Akit’in Eylül ayı seyrini hazırladı.

Kaos GL Derneği’nin Medya İzleme Raporu’na göre, sistematik karalama ve nefret kampanyalarıyla LGBTİ+’ları ve LGBTİ+ örgütlerini hedef haline getiren hükümet yanlısı muhafazakâr medya organlarından Yeni Akit, ayrımcı diliyle homofobik nefret söylemini 2022’nin Eylül ayında da sürdürdü.

Akit, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına bahane, LGBTİ+’ların varoluşunu ve eşit haklarını tanımayarak damgalama, kriminalizasyon, hakaret ve hedef göstermeyle kurumsal ayrımcılığa teşvik eden nefret siyasetinin nakaratlarını Eylül ayı boyunca, “haber” adı altında şöyle sıraladı…

“Eşcinsel sapkınlar”, “LGBT sapkınlığı”, “sapkın LGBT”, ““LGBT-İ dayatması”, “eşcinsel sapkınlık lobisi”, “LGBT dayatması”, “sapkınlık dayatması”, “sapkınlık”, “LGBT propagandası”, “sapkın seviciler”, “LGBT'li sapkınlar”, “sapkınlar insan değildir”, “ulan i.bneler”, “lanet olasıca sapıklar”, “aşağılık i.bneler ve sevinci karılar”, “LGBT dili”, “eşcinselliği normalleştirmek”, “cinsiyetsiz toplum sapkınlığı”, “LGBT-İ illeti”, “sapkın travesti”, “eşcinsel sapkınları temsil eden paçavra”, “eşcinsel sapkınlığı meşrulaştırmak”, “LGBT sempatizanlığı”

“LGBT lobisi”, “yurt dışı fonlu eşcinsel dernekleri”, “aileyi yok etme planları”, “aileyi ifsad projesi”, “küresel toplum mühendisliği projesi”, “sözde sivil toplum kuruluşu”, “sözde dernekler”, “LGBT küresel bir terör örgütüdür”, “sapkın ideoloji”, “terör”, “azgın güruh”, “şer hareketi”, “sapkın örgüt ve arkasındaki küresel çete”, “"ahlak teröristlerinden" müteşekkil LGBT örgütü”, “sapkınlığa dur de”, “eşcinselliğe geçit yok”, “LGBTİ gibi şer güçlere karşı milli STK’lar”, “LGBTİ derneklerinin kökünün kazınması”, “LGBT paçavrası”, “terör örgütleri ve LGBT dernekleri”, “virüs gibi saran LGBT propagandaları”, “sapkınlıkla mücadele”

Cinsiyetçi ve homofobik dezenformasyona ortak olan, doğrudan üreten ve yayan Akit’in aylık nefret söylemi Eylül listesi, “Akit, doğrudan hedef alıyor; ayrımcılık ve nefret suçu işliyor”, “Akit’in homofobik nefret siyaseti”, “Akit’in homofobik nefreti sınırları aşıyor”, “Akit’in kültür-sanat ve medyada nefret siyaseti” ve son olarak “Akit yazarlarından Eylül ayı homofobik nefret köşeleri” başlıklarından oluşuyor.

Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi

Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.

Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor.

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor: “Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık Avrupa Konseyi standartlarıyla bağdaşmaz.”

“Nefret söyleminin genellikle toplumda azınlık durumunda olan gruplara yönelik gerçekleştiği düşünüldüğünde, yaygınlaşması sonucunda zaten genellikle görünmez olan bu gruplar çoğunluk grupların bu tarz yaklaşımları ile muhatap olmamak adına daha da fazla oranda görünmez hale gelmektedirler. Nefret söylemine yönelik devlet tarafından aktif bir karşı koyuş ortaya konulamadığı durumda ve ifade özgürlüğü adına bu tür ifadeler koruma gördüğünde, bu durum devletin hoşgörüsüzlüğe ve nefrete karşı azınlık grupların korunması yerine bu tür görüşlerin yayılmasını tercih ettiği anlamına gelecektir.”

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

Not: Bu dizide, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.


Etiketler: insan hakları, medya, nefret suçları, barınma
İstihdam