15/08/2022 | Yazar: Ali Erol

LGBTİ+’ların hak hukuk hürriyet mücadelesini hedef alan medyanın aracı olduğu nefret siyaseti Onur Ayı Haziran’dan Temmuz’a sarktı

Homofobik nefret söyleminin Temmuz ayı sosyal medya seyri Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İllüstrasyon: Gizem Karagöz / Kaos GL

Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin Temmuz Ayı İnternet Seyrine sosyal medya ve internet ortamlarına yansımış ayrımcı nefret ifadeleri ile doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden medya organlarından LGBTİ+’lara yönelik cinsiyetçi, transfobik ve homofobik nefret söylemlerini derledik.

Medya çalışmaları kapsamında sosyal medya mecrası ile internet medyasını izleyen Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların takibini yaparak kaydını tutuyor. Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks) varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, nefret söylemi üreten, yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren ifadeler içeren haber ve yorumları aylık dosyalarla raporluyor.

LGBTİ+ karşıtı ayrımcı söylemler kolluk gözetiminde doğrudan homofobik nefret saldırılarına dönüşüyor

Anayasal güvenceye rağmen LGBTİ+’ların hak hukuk hürriyet mücadelesini hedef alan nefret siyaseti Onur Ayı Haziran’dan Temmuz ayına sarkarak devam etti.

LGBTİ+’ların hak ve eşitlik mücadelesini hedef gösteren, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını meşrulaştıran kurumsal homofobik nefret söyleminin seyri önceki senelerde olduğu gibi Onur Yürüyüşleri boyunca tekrar ederken, en temel anayasal haklardan ifade özgürlüğü ve o ifadenin gösteri hakkı idari ve fiili yasaklarla ihlal edildi.

Devlet ve siyaset temsilcilerinin LGBTİ+’lara karşı sarf ettikleri nefret söylemiyle güttükleri kurumsal ayrımcılık siyaseti sosyal medyada hedef göstermelere varan LGBTİ+ düşmanı homofobik nefret söylemini beraberinde getirirken, kolluk gözetiminde doğrudan homofobik nefret saldırısı girişimlerine de göz yumuldu.

“Gaziantep Valiliği: “Sapkın etkinlikler””, “Çanakkale Valiliği “kamuoyuna saygı ile” duyurur!”, “İstanbul Valiliği: Yollar metrolar meydanlar sanırsın sıkıyönetim!”in ardından, Temmuz ayında, Ankara Onur Yürüyüşü kolluğun ve kollukla beraber hareket eden sivil nefret gruplarının hedefindeydi: “Saldıranlar sadece polisler değildi. Aynı zamanda sivil faşist gruplar onur yürüyüşüne katılanlara saldırdı ve arkadaşlarımız gözaltına alınırken polis koruması altında tekbir attılar.”

Yeni Şafak ise “Onursuz Yürüyüşe Geçit Yok” sunumu altında twitterda, “Ankara'da duyurulan LGBT yürüyüşüne karşı STK'lar bir araya geldi: "Tüm insanlığı hayra, iyiliğe, güzelliğe, yani önce ahlak ve maneviyat davet ediyoruz” paylaşımı yaptı. Yeni Şafak, “LGBT'ye karşı sivil toplum kuruluşları toplandı: Müsaade etmemek boynunuzun borcudur” başlığı altında, “sivil toplum kuruluşları” diye saydığı imzaları şöyle sıraladı: “Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Milli Gençlik Vakfı (MGV), İHH, MEMUR-SEN, HİZMET-İŞ, Genç Hareket, İnsan Hak-Der, Yedi Hilal, İletişim Platformu, BEM-BİR-SEN, Ayasofya Dergisi, Genç Medeniyet, İGEDER, Cansuyu Yardımlaşma Derneği, YENİAD, Safa Vakfı, Verenel Derneği, Devlet-i Aliyye Ocakları, Asma Köprü, Uluslararası Dijital Medya ve İletişim Derneği (UDM), TEKDER, ÖĞDER, DİN-BİR-DER, Milli Gazete, Suffa Ankara, ESAM, Bir Ömürlük Misafir Derneği”

“Sapkınlık”, “ahlaksızlık”, “hayasız”, “ifsat projeleri”, “sefil LGBT organizasyonu” gibi geleneksel homofobik nefret söylemleriyle süslenmiş metnin okunduğu Ankara Hacı Bayram Veli Cami’nin avlusunda “LGBT oluşumu hakkındaki bilgileri aktarmak ve vatandaşları bilinçlendirmek için sergi” de açıldı: “Hem Siyonist hem sapkın

Yeni Şafak, “kanunların müsaade ettiği sınırlarda tavrımızı en net şekilde koyarken devletimizin de bu sürece kayıtsız kalmamasını istiyor ve yetkili makamlara sesleniyoruz” diyen ve “bu topluluğa karşı gerekli tedbirleri almak ve düzenlenmek istenen yürüyüşe müsaade etmemek boynunuzun borcudur” açıklaması yapan grubun Hacı Bayram Veli Cami avlusunda toplanma çağrısını, bir gün önce, “Ankara'daki LGBT yürüyüşüne karşı STK'lar birleşti: İnsan fıtratının onurunu çiğnetmeyeceğiz” başlığı altında, “doğrudan aile yapısını ve toplumun ahlakını hedef alan pek çok LGBT+ bireylerin katıldığı sözde ‘onur yürüyüşü’” söylemiyle servis etti.

“Sapkınlığa geçit yok” ara başlığı altında kurumsal ayrımcılık ve homofobik nefret suçu çağrısına aracılık eden Yeni Şafak, aracılıkla yetinmiyor, manipülasyon ve dezenformasyonlarıyla nefret suçuna teşvik de ediyor: “LGBT lobisi ve aktivizmi, Müslüman aile yapısının ve değerlerinin yanı sıra Yahudilik ve Hristiyanlık için de çok büyük tehdir oluşturuyor. Doğrudan aile yapısını ve toplumun ahlakını hedef alan LGBT lobisi, küresel çaplı organizasyonlarla propagandasına devam ediyor.”

Yeni Şafak yazarı Ersin Çelik, kişisel twitter hesabından, “AGD ve MGV’nin öncülük ettiği çok sayıda gençlik yapılanması, Ankara’da yapılacağı açıklanan büyük LGBT yürüyüşüne müsade etmeyeceklerini duyurdu” paylaşımının ardından, yürüyüş öncesi, bir paylaşım daha yaptı: “Yarın Ankara’da düzenleneceği duyurulan büyük LGBT yürüyüşüne karşı, aralarında; Genç Hareket, AGD, Genç İHH ve MGV'nin bulunduğu sivil toplum kuruluşları Hacı Bayram Camii'nde toplanma kararı aldı: "Gençliğimiz üzerinde oynanan küresel çaplı organizasyonlara müsaade etmeyeceğiz"”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın (1, 2) geleneksel homofobik nefret nakaratını tekrar eden, “LGBT dernekleri kapatılsın. Hiç bir faaliyetine izin verilmesin” buyuran Yeniden Refah Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı Melih Güner, Temmuz ayının başında twitter hesabından, “LGBT bu seferde Ankara’da yürüyecekmiş. Vallahi yürütmeyeceğiz.. 5 Temmuz 17.30 da Kuğulu Park’tayız ! Yeniden Refah Gençliği olduğu müddetçe LGBT ye geçit yok !” paylaşımı yaptı. Yürüyüş öncesi ise “Bir nesli kaybetmek üzereyiz.. Bu ahlaksızlığa dur demek için yarın 17:30 da Kuğulu Parktayız !!” paylaşımıyla kendini rtw etti.

Ankara Onur Yürüyüşü’nün yapılacağı günün sabahında ise Yeniden Refah Partisi Gençlik Kolları Başkanı, Ankara Valiliği’ne “teşekkür” paylaşımında bulundu: “Ankara Valiliğimize, Bugün yapılması planlanan LGBT yürüyüşüne kesinlikle izin vermeyeceğini bizzat arayarak belirttikleri için teşekkür ediyorum.”

Yeni Şafak’ın “sivil toplum kuruluşları” diye saydığı isimlerin tam listesiyle homofobik nefret çağrısı, Ankara Hacı Bayram Veli Cami’sinde toplanan gruptan başı çeken Milli Gençlik Vakfı – Anadolu Gençlik Derneği (AGD) twitter hesabından paylaşıldı. “LGBT yürüyüşü öncesi Hacı Bayram Camii’nde toplanma çağrısı” ayrıca Müdafaa-i İslam Hareketi, Islamist Agenda ve Ankara Genç Memur-Sen twitter hesaplarından da tekrar edildi.

“İslam’ın yasakladığı ve insanın onuruna, şerefine, izzetine, haysiyetine aykırı olan bu yapılar” söylemiyle yapılan homofobik nefret çağrısı, Anadolu Ajansı tarafından, Milli Gençlik Vakfı - Anadolu Gençlik Derneği Ankara İl Başkanı Ahmet Şanver’in sözleri ve fotoğraflarla, “Sivil toplum kuruluşlarından LGBT'nin düzenleyeceği Ankara yürüyüşüne tepki” başlığı altında servis edildi.

Millî Gazete, “Millî Görüş gençliği, sapkın akımlara geçit vermeyeceklerini her fırsatta dile getiriyor” manşeti altında, “başta AGD ve MGV olmak üzere STK’lar, LGBT’li sapkınların Ankara’da düzenlemeyi planladığı yürüyüşe tepki olarak tepki eylemi gerçekleştirdiler” diye yazdı.

Yürüyüş günü, LGBTİ+’larla gazetecilere saldıran kolluk güçleri, homofobik nefret gruplarını kollayıp seyretti. Akittv, “Ankara’da sapkınlara geçit verilmedi! Çevik kuvvetten tam yerinde müdahale… Başkent Ankara’da çevik kuvvet ekipleri, LGBT sapkınlarının izinsiz yürüyüşüne karşı biber gazı ve kalkanlarla müdahale etti” sunumuyla LGBTİ+’lara yönelik saldırı ve işkenceyle gözaltı fotoğraflarına yer verdi. Baran dergisinin, “Anadolu Neferleri, sapkın LGBT’lilerin toplanacağı parkı ablukaya aldı!” başlığı altında paylaştığı fotoğraf; TamgaTürk twitter hesabından ise “İBDA'cılar Ankara'da LGBT Yürüyüşüne Karşı Toplandı” sunumuyla paylaşıldı.

Temmuz ayından LGBTİ+’ların gözaltına alındığı Eskişehir Onur Yürüyüşü’nü, Sözcü gazetesi, “Eskişehir’de izinsiz LGBT yürüyüşü” sunumuyla verirken, Yeni Şafak, “sözde onur yürüyüşü” söylemiyle servis yaptı: “Eskişehir'de Valilik yasaklarına rağmen sözde onur yürüyüşü adı altında toplanan bir grup LGBT üyesi pankart ve afişlerle yürüyüş düzenledi.”

Mersin Onur Haftası’nı yasaklayan Mersin Valiliği yasak kararını ise Yeni Şafak, “genel ahlakın korunması” vurgusuyla paylaştı: “Mersin Valiliği: “Şehrimizde genel ahlakın korunması amacıyla LGBT oluşumlarının yapmayı planladığı her türlü etkinlik yasaklanmıştır.”

LGBTİ+’lara karşı homofobik nefret siyaseti  

LGBTİ+’lara karşı homofobik nefret siyasetini sahiplenen hükümet yanlısı muhafazakâr medya homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem yeniden ve doğrudan üreticisi olmayı Temmuz ayında da sürdürdü. Kamu temsilcilerinin ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesini gözetmeyip LGBTİ+ yurttaşlara yönelik ayrımcı bir dille sarf ettikleri nefret söylemi ile gongo’ların kurumsal ayrımcılık ve nefret suçlarına çağrıya varan eylem ve söylemleri hükümet yanlısı medya aracılığıyla yayılmaya devam etti.

LGBTİ+ toplumu ve kurumlarını düşmanlaştıran, manipülasyon, dezenformasyon ve provokasyonlarıyla hak savunucularına, LGBTİ+’lara ve örgütlerine saldıran, nefret söylemini doğrudan üreten, yayan, okurlarıyla takipçilerini teşvik eden hükümet yanlısı ve muhafazakâr medyanın aracı olduğu homofobik nefret siyaseti Temmuz ayı boyunca şöyle seyretti…

Yeni Şafak, İYİ Parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun, TVNET’in, “Kılıçdaroğlu'nun ifade ettiği gibi özel yasa çıkarılacak mı?” sorusuna verdiği, “Ben Müslüman Türk çocuğuyum. Bence kadın kadındır, erkek erkektir. Anormali kimse normal diye savunamaz” cevabını, “Kılıçdaroğlu'nun eşcinseller için yasal düzenleme vaadine İYİ Parti'den itiraz: Anormali kimse normal diye savunamaz” başlığı altında paylaştı.

Homofobik ve transfobik nefret söylemleriyle 2016 İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü ve Trans Onur Yürüyüşü’nü tehdit etmekten yargılanan ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçundan ceza alan Kürşat Mican’ın sözcülüğünü yaptığı “Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu” ismi altında “Aileni ve Neslini Koru, Sapkınlığa Dur De” sloganıyla nefret kampanyası yürüten grup Temmuz ayında da sahnedeydi. Millî Gazete’den Bekir Sıtkı Şirin, “LGBT sapıklığına destek olunuyor mu? Sağlık Bakanlığı bu işin neresinde?” başlığı altında söz konusu gongolar ağının sözcüsünün dezenformasyonlarına “haber” adı aracı oldu. 

Hükümet yanlısı olmayan ama muhafazakâr nefret medyasından Yeni Asya gazetesinin vakfının “Gençlikte Kimlik Bunalımı’’ etkinliğinde konuşan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Kenan Taştan, homofobik ve transfobik nefret söylemiyle dezenformasyon nasıl olsa bedava olduğuna göre, Yeni Şafak’ın “uzman ve cesur 6 bilimsel isim”lerinden benim neyim eksik diyor: “Eşcinselliğe bir genetik kodlamanın mal edilmesi mümkün değildir, eşcinsellik sonradan kazanılan, özellikle popüler kültürün desteklediği, cinsiyet değişim arzusu ve şeklidir. Özellikle terminoloji üzerinde masum gösterilen toplumsal cinsiyet eşitliği cümlesi hiç de masum bir cümle değildir. Gelinen nokta, eşcinsellik olmuştur. LGBT’ye masum bakmak şekli olmuştur… Toplumsal ölümdür ki; transseksüellik, cinsiyet değişimi, LGBT gibi toplumun değer yargılarını kökten değiştiren yapılanmadır ki, toplumun ölümünü ifade eder…”

İstanbul Sözleşmesi Danıştay davasına, “cumhurbaşkanı kararının iptal edilmemesi” yönünde müdahillik isteminde bulunan Hukukçu Kadınlar Derneği’nin mahkemeye sunduğu cinsiyetçi ve homofobik nefret raporu, “İstanbulSözleşmesiFeshedilsin” kampanyası yürüttükleri Ağustos 2020’nin ardından bir kez daha gündeme geldi. Sözleşme’ye karşı cinsiyetçi ve homofobik nefret kampanyalarını “İstanbul Sözleşmesi Çalışma Platformu” adı altında yürütürken, “cinsel yönelimin tanınması LBGTIQ” diye tariflediği ifadenin açılımını “gay, lezbiyen, transseksüel, biseksüel, pedofili, zoofili vb. her türlü sapkınlık” olarak çarpıtmakta ahlaki, akademik ve hukuki bir sakınca görmediğini kamuoyuna ilan eden “Hukukçu Kadınlar Derneği”nin “rapor”unu bu kez de Danıştay’a sunmasını Cumhuriyet gazetesi gündeme getirdi. “İstanbul Sözleşmesi Çalışma Platformu”nun sosyal medya hesabının ise Mart 2021 “fesih” kararıyla paylaşımlarına son verdiği görülüyor.

Halk TV, “Liderler Söyleşisi” programında, Suat Toktaş, İpek Özbey ve İsmail Saymaz ekibiyle, “söyleşi”, İstanbul Sözleşmesi tartışmasına gelince, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun, “iki erkek bir aile oluşturamaz bunun adı sapıklıktır” söyleminin ardından “reklam” arasına girmeyi tercih etti.

Muhafazakâr merkez medyadan Yeni Şafak gazetesi, nefret söylemini doğrudan üreten, yayan, okurlarıyla takipçilerini teşvik eden Akit ile yarışmaya devam ederken düşmanlaştırdığı LGBTİ+ toplumu ve kurumlarına karşı Temmuz ayı nefret siyaseti seyrinden başlıklar: “LGBT her kılığa giriyor”, “Cinsiyetsizlik dayatması yapan LGBT lobileri, gün geçtikçe 'ideolojik çete' haline dönüşüyor”, “LGBT lobisi İslâm, Yahudilik ve Hristiyanlık eşcinselliği yasakladığı için aslında her üç dine saldırıyor”, “LGBT’liler, ABD’deki son protestolarda İncil ile top oynadı, İncil’i klozete attı”, “Yeni Şafak LGBT dosyasını açtı. ‘Onur’ adı verdikleri yürüyüşleriyle meşruiyet kazanmaya çalışan… cinsiyetsizliği dayatan LGBT aktivizmi…”

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık öğretim üyesi de olan Ahmet Akın, Temmuz ayında karşımıza bir kez de Sabah aracılığıyla çıkıyor. Sabah’ın “LGBTİ uzmanı” Akın, daha önce “sapık tarikat” dediğine bu kez “mafya” diyor. Sabah gazetesi, “teknoloji felsefecisi” olarak tanıttığı “Uluslararası Sosyal Medya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı”yla devam ediyor: “LGBTİ renklerinde altı renk, gökkuşağında yedi renk vardır. Sanki gökkuşağı gibi insanların, çocukların gözlerini alıştırıyorlar.”

Homofobik “nefret kokteyli” ile “terör kokteyli”ni harmanlayan komplo korosundan Aydınlık gazetesi ise Temmuz ayında “Devlet üniversitelerine LGBT dayatması” manşetiyle (1, 2, 3), “üniversitelerde LGBTİ+ alanında ayrımcılık, şiddet, nefretle mücadele” etme üzere “bütün üniversiteliler için özgür ve güvenli alanlar kurmayı” amaçlayan ÜniKuir Derneği’nin amacına uygun çalışmalarını hedef aldı. Aydınlık, LGBTİ+ yurttaşların eşitlik mücadelesi karşısında kendi komplosuyla kendinden geçiyor: “Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerde ‘cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel ayrımcılıkla mücadele’ gibi başlıklar altında LGBT koruyuculuğu yapılmasına karşı Anayasamızda uluslararası sözleşmeleri anayasamızın üstünde kabul eden 90. madde değiştirilmelidir.” Aydınlık’ın LGBTİ+ derneklerini hedef alan nefret yayını, “Ayasofya imamı” tarafından da paylaşıldı. Tarlabaşı Toplum Merkezi’ni (TTM) hedef alan Milat’ın ardından Aydınlık, Temmuz ayı nefret yayınına Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’ni hedef alarak devam etti: “Emperyalizmin dayattığı "toplumsal cinsiyet eşitliği” adı altında cinsiyetsizleştirme kimliksizleştirme projesi Türkiye'de sözde sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülüyor. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği (CŞMD) de bu kuruluşlardan biri…”

Homofobik nefret siyaseti, Onur Ayı Haziran’ın son günü yayınladığı “Karakol” klibiyle şarkıcı Mabel Matiz’i hedef aldı. Kaos GL Derneği, “Yasaklar, sansürler, nefret kampanyaları; şarkılarımızı, türkülerimizi engelleyemez. Mabel’in sesi de nefesi de bizimdir, hepimizin. Nefret bataklığına karşı Mabel’in sesine ses veriyoruz!” açıklaması yaparken, sosyal medyada “MabelMatizHaddiniBil” etiketi açıldı. Yeni Şafak, “RTÜK harekete geçti: Mabel Matiz'in LGBT vurgulu klibi yasaklandı” başlıklı haberini, “eşcinsel beraberliği normalleştiren olguların bulunduğu klip” ifadesiyle verdi.

Temmuz ayının homofobik nefret “köşe”leri

Homofobik nefret söylemiyle bendini aşıp “köşe”lerine sığmayan, LGBTİ+’ları düşmanlaştırarak hedef gösteren gazete yazılarını okumaya devam ediyoruz…

LGBTİ+ toplumuna, kurumlarına ve kişilere karşı cinsiyetçi ve homofobik dezenformasyona ortak olan, doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden muhafazakâr ve hükümet yanlısı medya organlarından köşe yazılarını Temmuz ayı boyunca Yeni Şafak, Diriliş Postası, Milat, Star, Millî Gazete, Yeni Akit ve yerel basın (Çukurova Barış, Balıkesir Demokrat, Yeni Konya, Başkent Postası) yazarlarından derledik…

“Yeni Şafak yazarları, vatandaşlık ve siyasal katılıma varana kadar, LGBTİ+’lara hayat hakkı bile tanımıyor”, “Diriliş Postası yazarları “LGBT”ye sansür olmadı yasak o da olmadı Devlet’ten “önleyici tedbirler” bekliyor”, “Milat yazarları cinsiyetçi ve homofobik nefretlerini antisemitik söylemle mayalıyor”, “Star yazarının manevi gelişimi için gençliğinde çıktığı yol vara vara ayrımcılık ve homofobik nefret suçuna varıyor”, “Millî Gazete yazarları “İstanbul Sözleşmesi, LGBT, toplumsal cinsiyet eşitliği” kabusuyla köşelerinde dönmeye devam ediyor”, “Yerel basından homofobik nefret köşeleri”, “Akit’in homofobik nefret köşeleri”

Akit’in homofobik nefret siyasetinin Temmuz seyri

Kaos GL Derneği’nin Medya İzleme Raporu’na göre, sistematik karalama ve nefret kampanyalarıyla LGBTİ+’ları ve LGBTİ+ örgütlerini hedef haline getiren hükümet yanlısı muhafazakâr medya organlarından Yeni Akit, ayrımcı diliyle homofobik nefret söylemini 2022’nin Temmuz ayında da sürdürdü.

Akit, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına bahane, LGBTİ+’ların varoluşunu ve eşit haklarını tanımayarak damgalama, kriminalizasyon, hakaret ve hedef göstermeyle kurumsal ayrımcılığa teşvik eden nefret siyasetinin nakaratlarını, Temmuz ayı boyunca, “haber” adı altında şöyle sıraladı:

“LGBTİ sapkınlar”, LGBT’li sapkınlar”, “LGBTİ+ sapkınlığı”, “homolar”, “sapkın homolar”, “sapkınlık”, “eşcinsel sapkınlar”, “Allah'ın lanetlediği eşcinsel sapkınlar”, “sapkın yaklaşım”, “sapkın örgüt”, “sapkın dernek”, “LGBT lobisi”, “LGBT ve diğer anormal oluşumlar”, “LGBT ve diğer anormal dernekler”

“sözde “Onur Yürüyüşü””, “LGBT sapkınların izinsiz yürüyüşü”, “LGBT provokasyonu”, “toplumsal cinsiyet eşitliği, insan hakları, yaşamsal hürriyet, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi paravanlar”, “LGBTİ dayatmasına insan hakları maskesi”, “sapkın cinsiyet ideolojisi”, “eşcinselliği yaymaya çalışan LGBTİ ideolojisi”, “sapkınlığı meşrulaştırmak”, “eşcinsel sapkınlığı savunan”, “eşcinsel sapkınlığı özendiren”, “eşcinsel propaganda”, “LGBT sapkınlığının propagandası”, “sapkın LGBT propagandası”, “LGBT propagandası”, “LGBT'ye özendiren sahneler”, “sapkın ilişkiler, pedofili, zührevi hastalıklar, AIDS”, “cinsiyet değiştirme rezilliği”, “rezalet”, “LGBT rezaleti”, “ahlaksızlık”

“eşcinsel sapkınların önünü açan İstanbul Sözleşmesi”, “aileyi ifsad projesi olan ve eşcinsel sapkınların önünü açan İstanbul Sözleşmesi”, “aileyi ifsad projesi LGBT”, “LGBT’nin çatısı olan toplumsal cinsiyet”, “LGBTİ bataklığı”, “Müslüman Anadolu halkına eşcinsel operasyon”, “eşcinselliği normalleştirme projesi”, “dış güç”, “milli beka sorunu”, “küresel karanlık odaklar”

Cinsiyetçi ve homofobik dezenformasyona ortak olan, doğrudan üreten ve yayan Akit’in aylık nefret söylemi Temmuz listesi, “Akit hedef aldığı LGBTİ+ kişi ve kurumlarına karşı her ay ayrımcılık ve nefret suçu işliyor”, “Akit’in homofobik nefret siyaseti Temmuz listesi”, “Akit’in homofobik nefreti sınırları aşıyor”, “Akit’in kültür-sanat ve medyada nefret siyaseti” ve son olarak “Akit yazarlarından Temmuz ayı homofobik nefret köşeleri” başlıklarından oluşuyor.

Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi

Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.

Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor.

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor.

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

Not: Bu dizide, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.


Etiketler: insan hakları, medya, nefret suçları
İstihdam