09/06/2023 | Yazar: Ali Erol

Mayıs gazetelerinden homofobik nefret “köşe”lerini Yeni Şafak, Sabah, Star, Diriliş Postası, Doğru Haber, Milat, Millî Gazete, Akit ve yerel basından derledik.

Gazetelerin 2023 Mayıs köşelerinde homofobik nefret siyasetinin seyri Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Yeni Şafak köşe yazarları İsmail Kılıçarslan ve Ömer Lekesiz seçim çalışmasında: “LGBT sapkınlığı... LGBT propagandası ile en iyi HÜDA-PAR mücadele eder”

Sabah yazarı Salih Tuna, seçim çalışması kapsamında kendi cephesinden “kurnaz muhafazakâr” dediği muhaliflere karşı “LGBT” nakaratı çeviriyor...

“Ümüğünü sıkarız” sözüyle heyecanlanan Star yazarı Mustafa Sabri Beşer, “LGBT”lerin ümüğünün sıkılmasını arzuladığını söylüyor...

Diriliş Postası’nın bir yazarı, “örgütlenme hakkı” var derken, bir diğerinin dilini tutan mı var, “bu kulüp ve derneklerin tamamı kapatılsın” çekiyor...

Doğru Haber’in adında “doğru” geçiyor diye, köşe yazarı “doğru”yu gözetecek değil ya, nasıl olsa LGBTİ+ kurumlarına komployla karışık sallayıp saydırmak bedava...

Milat yazarları “aman ha!” çekiyor, “bir dağınıklık anında, eşcinsel evlilikler yasallaşabilir!” diye de uyarıyor...

Saadet Partisi’nin Millî Gazete yazarları, güya AKP’ye muhalefet adına LGBTİ+’ların en temel Anayasal haklarını bile tanımıyor...

Akit’in Mayıs köşelerinden hep aynı nakarat: “LGBT lobisi”, “LGBT’li sapıklar”, “eşcinsel sapıklar”, “yumuşak, homo, top, sapık”, “ibneler”, “Lut Kavmi”, “hastalık”, “haram”, “ahlaki rezalet”, “LGBT paçavrası”,

Yerel basından 2023 Mayıs ayı nefret köşelerini Kayseri yerel basınından Gündem, Manisa yerel basınından Hür Haber ve Elazığ yerel basınından Günışığı gazetelerinin köşelerinden seçtik...

LGBTİ+ toplumuna, kurumlarına ve kişilere karşı cinsiyetçi ve homofobik dezenformasyona ortak olan, doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden muhafazakâr ve hükümet yanlısı medya organlarından nefret köşelerini Mayıs ayı boyunca Yeni Şafak, Sabah, Star, Diriliş Postası, Doğru Haber, Milat, Millî Gazete, Akit ve yerel basın yazarlarından derledik.

Homofobik nefret söylemiyle bendini aşıp “köşe”lerine sığmayan, LGBTİ+’ları düşmanlaştırarak hedef gösteren gazete yazılarını okuyoruz...

Yeni Şafak yazarı: “LGBT propagandası ile en iyi HÜDA-PAR mücadele eder”

LGBTİ+’lerin anayasal tanınma, ayrımcılıklara karşı güvence ve eşit yurttaşlık hakkını inkâr gereği yaftalama, hedef gösterme, kriminalize etme yetmeyince nihayet LGBTİ+’ları “terör” ile ilişkilendiren nefret korosuna dahil olan Yeni Şafak yazarlarından İsmail Kılıçarslan’ı, “neredeyse bir terör örgütü haline gelen “eşcinsel lobisi”nin bütün yalanları” nakaratından hatırlayalım.

Mayıs ayında ise Yeni Şafak köşe yazarı İsmail Kılıçarslan, “Yolunu netleştirmiş bir siyasi parti: HÜDA-PAR” başlığı altında devam ediyor. Yeni Şafak yazarı, LGBTİ+ karşıtı nefret mitinglerinin Batman ayağına ev sahipliği yapan HÜDAPAR’ı övüyor: “Yeşil Sol’un açık ajandasında yer alan “LGBT ve yalandan kadın özgürleşmesi” propagandası ile de en iyi şekilde HÜDA-PAR mücadele eder. Bu anlamda yolunu Türkiye’den ve “şiddetsizlikten” yana netleştirmiş bir siyasal partidir artık HÜDA-PAR.”

Yeni Şafak köşe yazarlarından Ömer Lekesiz, Mayıs ayının ilk yazısında, muhafazakâr gongoların seçim destek açıklamalarını ele alırken “LGBT sapkınlığının şirinleştirilmesi” ifadesiyle siyasal homofobinin seçim sürecinde gündemde tuttuğu nefret nakaratını tekrar ediyor.

Yeni Şafak yazarı, Mayıs ayının ikinci tur yazısında ise “Ya istikrar ya kaos!” başlığı altında seçim çalışmasına devam ediyor: “İçte ve dışta Türkiye’nin refah ve huzuruna kastetmeye hazır duran hainler ve teröristlerden, en küçük grup olan LGBT sapkınlarına ve azgınlarına kadar tüm şer güçleri Kılıçdaroğlu’nu destekliyor.”

Sabah yazarı seçim çalışmasında “LGBT” nakaratı çeviriyor

Muhalefet karalamalı siyasi mizahı “hehe hehe LGBT fahri üyesi” seviyesinde seyreden Sabah yazarı Salih Tuna, Mayıs ayı seçim çalışmaları kapsamında kaleme aldığı ilk yazısında, Akit’e göre, “Ahmet Davutoğlu'nun insan içine çıkamayacak hale gelmesine sebep olacak ifşaatlarda” bulunmuş: “Anlaşılan, önü kesilince o da gitmiş PKK'dan küresel emperyalistlere, FETÖ'den LGBTİ'ye kadar birçok destekçisi olan CHP İttifakı'na duhul etmiş.”

Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, bu kez de, Ahmet Davutoğlu’nun ardından Ahmet Taşgetiren’e yükleniyor ve gene Akit’e göre, “CHP ve HDP'lilerle el ele verip Tayyip Erdoğan'ı devirmeye çalışan “kurnaz muhafazakârların” oyuncağını elinden” alırken, “Ahmet Taşgetiren gibi isimlerin ahlak ve adalet üzerinden “numara çektiğine” işaret” ediyormuş: “Küresel emperyalizm ve aktörlerinin (FETÖ, LGBT, PKK ila ahir) desteklediği Kılıçdaroğlu mu yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan mı? Soru bu kadar basit.”

“Ümüğünü sıkarız” sözüyle heyecanlandığını söyleyen Star yazarı, “LGBT”lerin ümüğünün sıkılmasını arzuluyor

Homofobik nefret söylemi saçmanın bedava olduğunu bilen; LGBTİ+’lara “iç düşman” muamelesi çeken Star köşe yazarı Mustafa Sabri Beşer, Mayıs ayı seçim çalışmalarının ilk turunda muhalefet eleştiriyor: “Cami, ezan, başörtüsü, namaz... Bütün kutsallarımız... Bütün değerlerimiz... Ailemiz... Bütün bunları yıkıp yerine konulmak istenenler ise belli. Başta LGBT olmak üzere bütün ahlaksızlıklar... Din karşıtı bütün düşünceler... Milliliğin karşısında olan her şey... Terör... Kaos... Batıda aile bitti, LGBT kazandı. Batı adeta yaşamın her karesini onlarla doldurdu. Liderler bile onlardan seçilir oldu. Toplumu ve aileyi ifsat yolundaki şeytani planların dayanak noktası haline gelen LGBT bu ittifakın en büyük silahı haline dönüştü! Bu ittifakın destekçisi olduğu LGBT sapkınlarının hedefinde çocuklarımız var! Gençlerimizi avucunun içine alan ateizm, deizm, LGBT yangını... Dört bir yanımızı sarmış.”

Star yazarı Beşer, ikinci turun ardından rahatlamış, “Şimdi “ümüğü sıkma” zamanı…” diyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kısıklı'da yaptığı konuşmasındaki “LGBT’ci” paragrafından, “beni asıl heyecanlandıran mesaj” diye bahseden Beşer, devam ediyor: “Aile... Evet aile... Türkiye Yüzyılı'nın üzerinde yükseleceği temel taş... Hatta "Kilit Taşı". Son yıllarda özellikle LGBT aracılığıyla yapılan saldırılarla toplumun kilit taşı olan "aile" çok fazla yara aldı... çocuklarımızı çalmak, aile mefhumunu ortadan kaldırmak ve toplumu ifsat etmek adına LGBT lobileri tarafından alçakça sapkın dayatmalar... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kısıklı'daki konuşmasında söylemiş olduğu, "Ümüğünü sıkarız!" sözünü de bu bağlamda okumak ya da en azından böyle olmasını arzulamak gerekir.”

Star yazarlarının yürüttüğü seçim çalışmaları kapsamında Resul (1) Tosun, 14 Mayıs seçimleri öncesinde Millet İttifakı’nı eleştiriyor: “Millet İttifakı'nın adayını sevenlere bakınca, orada başta ABD olmak üzere tüm küresel emperyalist güçler, Ermenistan, Yunanistan, FETÖ, PKK, LGBT görünür! Cumhur İttifakı'nın adayını sevmeyenlere bakınca, orada da başta ABD olmak üzere tüm küresel emperyalist güçler, Ermenistan, Yunanistan, FETÖ, PKK, LGBT görünür! İki ittifak arasındaki farkı görmek için sadece bu tablo bile yeterlidir.”

Seçim çalışmaları kapsamında muhalefete “LGBT” ile yüklenme sırası Star yazarı Sibel Eraslan’da: “Cinsel yönelimi yüzünden şiddete maruz kalanlar korunsun diye başlayarak, LGBT ideolojisinin ve propagandalarının anaokullarından itibaren tüm eğitim sisteminde etkili olmasını isteyenler nerede? Millet İttifakı'nın 7'li masasında... Aileyi cinayet ve şiddet mahalli olarak tarif edip, aile yapısına düşmanlıklarını ilericilik olarak lanse edenler nerede? Millet İttifakı'nın 7'li masasında...”

Diriliş Postası’nın bir yazarı, “örgütlenme hakkı” var derken, bir diğerinin dilini tutan mı var, “bu derneklerin tamamı kapatılsın” çekiyor

Diriliş Postası köşe yazarı Recep (1, 2) Yazgan, sabah namazı çıkışı canı çorba çekmiş, olmadı çay derken Saadet Partili Hacı abisiyle seçim muhabbeti yapmak istemiş.

Yazgan’ın “Saadet Partili Hacı abisi”, “Bak soğan 30 lira olmuş. Siz hala AKP’nin peşinden gidiyorsunuz” diye lafı açıyor, sonra da, “Zinayı suç olmaktan AKP çıkartmadı mı, LGBT derneklerine izin vermedi mi” diye saydırırken, “Bakın tesadüfe”, sözü Diriliş Postası yazarı alıyor: “O bunları söylerken iki trans birey önümüzden geçerek bitişikteki otele girdi. “Geldi seninkiler…” “Niye benimkiler oluyormuş, sizinkiler…””

“LGBT derneklerine izin vermek ne demek Hacı abi?” diyor, Diriliş Postası yazarı, “O dernekler... Kültürel araştırmalar, dayanışma derneği ismiyle resmi başvurularını yapıyorlar.”

“AB tarafından fonlanan, Türk aile yapısını hedef alan LGBTİ lobisi... Senin ittifak ortakların, CHP’nin bütün belediyeleri bunlara açıktan, aleni destek veriyor... İstanbul Sözleşmesi LGBT lobileri tarafından istismar edilerek işin eşcinsel evliliklere kadar götürülmesi...” nakaratlarıyla “Saadet Partili Hacı abisi”ni ikna etmeye çalışan Diriliş Postası yazarı, “İnanıp inanmamak vicdanına kalmış Hacı abi…” diyerek seçim çalışmasını kapıyor.

Diriliş Postası köşe yazarı Betül Soysal Bozdoğan’ı, “Almanya’da aşılmış olabilir ama Türkiye LGBTİ+ toplumuna iftira atmak nasılsa bedava” ve “saçacak nefret söylemi kalmayınca bile isteye iftira atıyor” olmasıyla hatırlayalım.

Kendini “Gazeteci - TRT Haber moderatörü / Diriliş Postası köşe yazarı” olarak tanıtan Betül Soysal Bozdoğan, seçim çalışmasını “LGBT’nin siyasi ayağı” başlığıyla yürüttü: “Küresel LGBT çetesi”, “LGBT’nin propagandası”, “Derneklerin ürettiği projeler”, “LGBT’nin faaliyetleri”, “LGBT’nin akademideki ayağı”, “onarım terapisi”, “LGBT’nin saldırgan ve ceberrut yapısı”, “LGBT’nin siyasi savunucuları”, “HDP, CHP”, “LGBT bayraklı mesajlar”, “LGBT faaliyetlerinin, propagandasının bir hak olduğunu ifade eden açıklamalar”, “LGBT bayrağı”, “LGBT kulüpleri”, “özendirici ve propaganda içerikli faaliyetler”, “sosyal kulüp ve dernekler üzerinden tuzağa çekilmek”

Betül Hanım, hızını alamıyor, “LGBT masaya yatırılmalı” ara başlığıyla devam ediyor: “Öncelikle yapılması gereken iş; bu kulüp ve derneklerin tamamının kapatılmasıdır.”

Doğru Haber’in adında “doğru” geçiyor diye, yazarı “doğru”yu gözetecek değil ya, nasıl olsa LGBTİ+ kurumlarına sallayıp saydırmak bedava

HÜDAPAR’ın gazetesi Doğru Haber yazarı Faruk Kuzu, “Soros öldü, fitnesi kıtalar dolaşıyor HÜDA PAR kazandı?” başlıklı köşe yazısında, “14 Mayıs seçimlerinin en büyük kazananı HÜDA PAR’dır” diyor.

“Birçok ülkede turuncu darbeleri, sapkın örgütleri ve aile düzenini bozmaya yönelik birçok dernek ve vakfı finanse eden ABD'li finans spekülatörü George Soros, 92 yaşında öldü” ederken, gerisi geleneksel komplo ve “proje” nakaratlarından ibaret olunca, Doğru Haber köşe yazarı ne diye yorsun kendini, ta 2019 senesinden kopyala-yapıştır yapıyor.

Doğru Haber’in adında “doğru” geçiyor diye köşe yazarı Faruk Kuzu “doğru”yu gözetecek değil ya, nasıl olsa LGBTİ+’lara ve kurumlarına sallayıp saydırmak bedava: “George Soros, sıradan bir insan olmadığı gibi yeryüzündeki neredeyse herkesi etkileyecek büyük projelerin altında imzası olduğu gerçeği onu önemle ele almayı gerektiriyor. Bu projelerinden birkaçı: Ermeni Kültürü ve Dayanışma Derneği, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği...”

“George Soros, bu ve benzeri dernek ve vakıflardan yaklaşık 70 tanesini sadece Türkiye’de finanse ediyor. Ve bu dernek-Vakıflara milyonlarca dolar parayı karşılıksız olarak devamlı bir şekilde gönderiyor. Doğrusu bu işi sadece Türkiye’de de yapmıyor. Dünyanın birçok ülkesinde bu faaliyetleri artırarak sürdürüyor. Dünya çapında yürütülen belli başlı birkaç projesi var ki bunların ‘İnsanlığın başına getirilen en kötü senaryolar’ olduğu söylenebilir. -Mülkiyetsiz Toplum, Ailesiz Toplum, Nakitsiz Toplum, Cinsiyetsiz Toplum…”

Milat yazarları “aman ha!” çekiyor, “bir dağınıklık anında, eşcinsel evlilikler yasallaşabilir!” diye de uyarıyor

Vakit, Akit derken Milat köşe yazarı ve genel yayın koordinatörü olan Serdar Arseven, seçim çalışmaları kapsamında “Aman ha! Bu iş gevşekliğe, rehavete gelmez!” diyor. “Her şey olabilir…” diyor, “Bir dağınıklık anında, eşcinsel evlilikler yasallaşabilir!..” diye de uyarıyor.

Köşe fotoğrafından pek genç gösteren Lokman Yıldırım isimli Milat yazarı, “Türkiye için, bir daha” diyor: “Geylere, lezbiyenlere, sapık düşüncelere özgürlük” isteyenlerin, “Ayasofya yeniden müze olsun, Sultanahmet Camii de müze olsun” diyen malum zihniyetin öncelikleri milletimizin öncelikleriyle bir değil, farkında mısın?”

Milat’ın ak sakallı köşe yazarı Muhammed Özkılınç, “Batı viran batılı perişan” diyor: “Bilindiği üzere Avrupa’nın lokomotifi, Almanya’dır. Maddi açıdan böyle olduğu gibi, güya manevi açıdan da Avrupa’nın en muhafazakar ülkesidir... Ama buna karşılık LGBTİQ+ ve diğer tüm iğrençlikler çağdaşlık ve özgürlük sayılır olmuştur... Müdahale etmek şöyle dursun, sınırsız ahlaksızlık olan LGBT aleyhinde konuşmak dahi yasak. Homolar ahlaksızlıklarında özgür, ama bizim onların davranışlarını eleştirmemiz, bizim için soruşturma ve hatta işten atılma sebebi de olabilir.”

Saadet Partisi’nin Millî Gazete yazarları, güya AKP’ye muhalefet adına LGBTİ+’ların en temel Anayasal haklarını tanımıyor

Cinsiyetçi ve homofobik nefret söylemi üretme, yayma ve teşvik etmede birbirleriyle yarışan muhafazakâr yayın organlarından olup ama hükümete muhalif Saadet Partisi’nin yayın organı olan Millî Gazete yazarı Siyami Akyel’i, “Sözleşmedeki “cinsel yönelim ve cinsel partner” ifadeleri ile sapkın yönelimler teminat altına alınmış” sözlerinden ve Yeni Şafak’tan yakındığı, “Bizim bu köşede İstanbul Sözleşmesi ve LGBT aleyhinde yazdığımız onlarca köşe yazımız vardır” diye de üstüne pekiştirmesinden hatırlayalım.

Muhafazakâr medya köşelerinin kopyala-yapıştır paylaşmayı pek sevdiği, içinde, “2007’de İstanbul’da 170 yataklı LGBT oteli açıldı”, “2013’te MEŞCİD (Müslüman Eşcinseller Derneği) kuruldu” nakaratlarınının, seçim sürecinde, güya, Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı’nın Millet İttifakı’na yönelik karalama kampanyalarına karşılama gayesiyle, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Mansur Yavaş tarafından Mersin mitinginde tekrar edildiğini de hatırlayalım.

Sosyal medyada yıllardır kopyala-yapıştır yayılan, güya AKP’yi eleştirme amaçlı gibi görünse de LGBTİ+ toplumunun hak hukuk ve hürriyetlerini hedef alan LGBTİ+ karşıtı söz konusu nakaratlar, Millî Gazete köşelerinde daha önce yayınlanmışken, bir kez de, Saadet Partisi yayın organı Millî Gazete köşe yazarı Siyami Akyel tarafından tekrar edildi: “LGBT’nin Yasallaşma Süreci”

Millî Gazete yazarı, “Türkiye’de LGBT, 1993 yılında örgütlenmeye başladı. 20 Eylül 1994’te Kaos GL adında bir dergi yayınladı” diye başlıyor, “Avrupa Birliği müzakereleri sürecinde zina suç olmaktan çıkarılmıştır” diye saymaya devam ediyor: “2005: Kaos GL Derneği kuruldu.”

Sonra, Sözleşme’ye geçiyor, kendisinin de belirttiği gibi “onlarca köşe yazısı”nda tekrar ettiği, “sözleşmenin LGBT’yi meşrulaştırdığı, teminat altına aldığı sapkınlığını teminat altına aldığı “cinsel yönelim, cinsel partner ve toplumsal cinsiyet eşitliği” gibi ifadeleri” bir kez daha sıralıyor.

Millî Gazete yazarı, güya AKP’ye muhalif ya, Anayasal hakları bile unutuyor: “Gelinen süreçte, LGBT’nin resmileşmesi, dernekleşmesi, kurumsallaşarak Avrupa Birliği fonlarından yararlanması, etkinliğini artırması 2005-2023 yılları arasında gerçekleşmiştir.”

Siyami Akyel’in köşe yazısı yetmemiş olacak ki, bir gün sonra da Millî Gazete yazarlarından İsmail Hakkı Akkiraz aynı nakaratları tekrar ediyor: “LGBT mensuplarının dernekleşmesi, Sayın Erdoğan iktidarının ürünüdür.”

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi de olan Millî Gazete “köşe” yazarı İsmail Hakkı Akkiraz’ı, “koronaya karşı eşcinsellik yasaklansın” çağrısından hatırlayalım: 1, 2

Akit’in Mayıs ayı köşelerinden nefret nakaratları

Akit yazarı Sinan Burhan, “Erdoğan Kaybederse…” diyor, “LGBT Lobisi güç kazanır” diye devam ediyor: “Eşcinsellik, gaylik meşru hale gelir. Bu sapkın akımların önü açılır. Politik propaganda güç kazanır. AB Fonlarını alan LGBT’liler gençlerimizi, kadınlarımızı, çocuklarımızı zehirlerler. Aile mefhumuna savaş açılır. Aile özgürlükleri kısıtlayan gerici bir yapı olarak lanse edilir. Çocuklara bırakın anne baba nasihatini özgür olun derler. Ailenin bozulması için evlilikleri kötülerler. LGBT’nin önünü açarlar.”

Akittv yazarı Mustafa Albayrak ise, “Pazar günü Recep Tayyip Erdoğan” diyor, ardından ekliyor: “Bay Kemal’e vereceğiniz her oy “Çocuklarınızın eşcinsel olmasına da bir adım atmanız” demektir.”

Akit yazarı Zekeriya Say, “Türkiye, yeni yüzyılın liderini ve parlamentosunu seçmek için sandık başına” giderken, biraz “dertleşmek” istemiş: “Allah’ın lanetlediği eşcinsel sapkınlık, her türlü gayrı meşru ilişkiyi şirin göstermeye yönelik kirli propaganda, individüalizm virüsü ve popüler kültürün dayatmaları, başta aile yapımız olmak üzere toplumun tüm katmanlarını alttan alta kemiriyor. Yaşanan bu ahlak ve maneviyat erozyonundan mütedeyyin kesim de payına düşeni ziyadesiyle alıyor. Ortalık, başını örten, altına daracık elbiseler giyen, düğün salonlarında pervasızca dans eden, erkek arkadaşları ile sarmaş-dolaş vaziyette dolaşmaktan çekinmeyen başörtülü kızlardan geçilmiyor.”

Daha önce, “Lezbiyenlerin, i…lerin, her iki cinse de istek duyanların, transların, travestilerin” diye saydıran ve Devlet’e, “ahlâk yoksunu bu güruha engel olmakla kalmamalı, bunları belli merkezlerde toplamalı” çağrısında bulunan Akit yazarı Akif Bedir seçim çalışmasında: “Millet ittifakına verilecek her oy, yarın sokaklarımızda LGBT’li sapıkların dolaşmalarına verilecek ruhsata imza atmak demektir.”

Sanki yaptığı nefret haberlerinde yeterince cinsiyetçi ve homofobik söylem saçmıyormuş gibi Akit muhabirlerinden Taha Emre Özdemir, “köşe” yazarlığına da başlamış: “Kendi çocuklarınız özgür! LGBT sapkınlığını bu toplumda yayamazsınız...” Pek de orijinal “köşe” yazısı başlığıyla Akit yazarı, seçim çalışmasında: “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısında topyekün birleşerek tek amaçlarının Erdoğan'ı devirmek olduğunu açıklamaktan imtina etmeyen muhalefet, eşcinsel sapkınlığa destek konusunda birbiri ile yarışıyor.”

Akit yazarı Özdemir’in, seçim süreci “köşe” yazısında sıraladığı nakaratları haberlerinden de hatırlıyoruz: “Lut Kavmi”, “adına "LGBT" denilen sapkın grup”, “erkek erkeğe evlilik”, “sapkınlara yasal güvence sözü veren Kılıçdaroğlu”, “LGBT sapkınlığı”, “eşcinsel sapkınlığı”, “sapkınlık destekçileri”, “sapkınlık savunucuları”, “hastalık”, “haram”, “ahlaki rezalet”, “rezil eylem”, “iğrençlik”, “LGBT paçavrası”, “eşcinsel sapkınların paçavraları”

Akit yazarı Sabri Şahsuvar, “Sn. Cumhurum dün size yazmadım, bugün bize farz oldu” diyor ve yazıyor: “RTÜK ve kamu denetimi görevini yapamadı Reis. Gösteri yapmadık, yürüyüş yapmadık. Eşcinsel iki erkeğin yatak görüntüleri verildi, sustuk tepki vermedik. Kanalı protesto etmedik. Dizilerdeki yumuşak, homo, top, sapık tiplemeleri normalmiş gibi bizlere komedi adı altında sundular. Biz de kadın taklidi yapan ibnelere güldük. Dizi yönetmenlerinin büyük bir çoğunluğunun eşcinsel sapıklar olduğunu unuttuk. Kültür, sanat, edebiyat dallarında mahallemizi yetiştiremedik Reis. Kültürel iktidarın oluşumunu son kertede nasıl başaracağız bilmiyorum Reis.”

Nefret söylemi üretme, yayma ve teşvik yayın organı Yeni Akit’in köşe yazarlarından Mustafa Çelik, “Hilafetin ilgasından bu yana dinimizle idare olunmuyoruz” diye başladığı yazısında, arada, “Seçim ile geçim sıkıntısı arasında sıkışıp kalmış bir Müslüman halkı” diyor sonra, seçimlerin popüler nakaratına geçiyor: “Bu ülkenin evladlarını eşcinsel yapmak için uğraşanların Müslümanlar tarafından itibar gördüğüne şahid oldukça mutsuzluğumuz fazlasıyla artmaktadır.”

Mayıs ayı gündemi seçimmiş, eski Akit, yeni Haber Vakti yazarı Abdurrahman Dilipak için fark etmez, nasıl olsa Dilipak, konu gündem ayrımı yapmadan hep aynı nakaratları tekrar eder: “Great Resetçi, Pedefolik Satanist, TransHumanizm Deccal’i... Siyasilerin onda dokuzu İstanbul sözleşmesine, Lanzarote’ye destek veriyor... LGBT’ye karşı olduklarını söyleyenler de GENDER deyince seslerini kısıyorlar.. Siz Fethi kutlarken, Fuhşiyat lobisi, LGBT ve uyuşturu baronları her yerdeler!”

Yerel basından Mayıs ayı nefret köşeleri

Yerel basından 2023 Mayıs ayı nefret köşelerini Kayseri yerel basınından Gündem, Manisa yerel basınından Hür Haber ve Elazığ yerel basınından Günışığı gazetelerinin köşelerinden seçtik...

Kayseri Gündem gazetesinin cübbeli yazar fotosuyla avukat köşe yazarı İsmail Arslan, “Luti sıfatlaması son derece hayasızca ve yanlıştır” diyor ve devam ediyor: “Luti, Muhammedi, İsevi gibi, mensubiyeti, aidiyeti ifade anlamında kullanılır. Eşcinsel de, ıbne de, ama bu fiili işleyene asla halt edip Luti deme. Zira fiili işleyen Hazreti Lut'un kavmi idi, haşa zatı değil.”

Köşe fotoğrafından pek genç gösteren Lokman Yıldırım isimli Milat yazarının, “Geylere, lezbiyenlere, sapık düşüncelere özgürlük” isteyenler diye saydırdığı köşe yazısı, 5 gün sonra, Manisa yerel basınından Manisa Hür Haber sitesinde Zekeriya Yıldız imzasıyla karşımıza çıkıyor: Ne manasız ne gereksiz ne yorucu bir şey! Koca adam, sanki matah ve pek orijinal bir yazıymış gibi, kopyalamış almış, az biraz değiştirmek için orasına burasına parça atmaya üşenmemiş! İlginç...

LGBTİ+’lara her türlü sallasın ama kendisine karşı kimse ağzını açmasın isteyen, Elazığ Günışığı gazetesi yazarı Dr. Resul Şahin, gene, “bu edepsiz ve bozguncu, insan neslini ve şerefini, aile yapısını yok etmeyen çalışan LGBT hareketi” diye saydırıyor: “Bugün dünya bir LGBT sarmalıyla karşı karşıyadır. Başta Avrupa’da olmak üzere birçok ülkeyi esir almış ve taleplerini kabul ettirmiştir. Maalesef Avrupa ülkelerinde bu harekete mensup milletvekili, yerel yönetici ve bakan sayısı azımsanamayacak kadar çoğalmıştır.”

Not: Bu dizide, köşe yazılarından yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.


Etiketler: medya, nefret suçları
İstihdam